İzmir'in Bayraklı İlçesi Gümüşpala semtinde, gözaltına alınan Abdurrahman Sözen, Gümüşpala Karakolu nezarethanesinde başına isabet eden mermiyle yaşamını yitirdi. Polise göre, Sözen su isterken bir memurun silahını kaparak yaşamına son verdi. Sözen'in acılı ailesi ise çocuklarının karakolda öldürüldüğünü savundu.
YARALAYIP KAÇTI
Edinilen bilgiye göre olay, önceki akşam saatlerinde Gümüşpala Polis Merkezi'nde meydana geldi. Gündelik işlerde çalışarak geçimini sağlayan 27 yaşındaki Abdurrahman Sözen ve arkadaşı Yusuf A., sürekli yemeğini yiyip parasını ödemedikleri için kendilerini polise şikayet eden lokanta sahibi Mustafa Bağcı'yla yolda karşılaşınca tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Yusuf A., av tüfeğiyle Bağcı'yı bacağından vurup yaraladı. Sözen ve Yusuf A., daha sonra bindikleri motosikletle olay yerinden uzaklaştı. Kısa bir takibin ardından polis Sözen'i evde yakaladı.
'HAVAYA ATEŞ ETTİ'
Sözen Gümüşpala Polis Merkezi'ne götürüldü. Bu sırada nezarethaneye alınan Sözen iddiaya göre, istediği suyu getiren polis memuru C.M.'nin dalgınlığından yararlanıp parmaklıkların arasından elini uzatarak beylik tabancasını aldı. Bir el havaya daha sonra da kafasına ateş ettiği belirtilen Sözen, kanlar içinde yere yığıldı. İncelemede, 'uyuşturucu kullanmak, hırsızlık ve gasp' suçlarından poliste kaydı bulunan Sözen'in olay yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi. Sözen'in, nezarethanede öldüğü haberini alan yakınları da karakolun önüne akın etti.
KAMERA KAYIT YAPMAMIŞ
Dün yapılan otopside, Sözen'in, intihar ihtimalini güçlendiren bitişik atış sonucu, başının sağ tarafından girip solundan çıkan mermiyle yaşamını yitirdiği, vücudunda yara ve darp izine rastlanmadığı belirlendi. Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Sözen'in ölümünün kayıtlara intihar olarak geçtiğini, beylik tabancası kullanılan polis memuruyla ilgili idari soruşturma başlatıldığını, nezarethanedeki güvenlik kameralarının sadece gözlem amaçlı kullanıldığını ve kayıt yapmadığını bildirdi. El svabı sonuçlarının da daha sonra ortaya çıkacağı bildirildi.
Silah tutan el demirden geçemez
Sözen ailesinin avukatı Nezahat Başa Bayraktar, şüpheli ölümü her türlü hukuki platforma taşıyacaklarını söyledi. İntihar olasılığını zor olarak nitelendiren Bayraktar, “Çünkü nezarathanedeki demirler arasına elin girmesi mümkün ancak silah tutan bir elin girmesi mümkün değil. Biz kamera kayıtlarının incelenmesini istedik. Savcılığın yaptığı araştırmada kameranın kayıt özelliğinin bulunmadığını, sadece izleme özelliğinin bulunduğu ortaya çıktı. Ceset nezarathane içerisindeydi. Başı duvara yakın bir şekilde, tabancada bacaklarının arasına yakın yerdeydi” dedi.
Ayakkabısını bile giyemeden götürmüşler
Otopsiyi bekleyen ve sonuçlanmasının ardından cenazelerini teslim alan Sözen ailesi ise polise isyan etti. 49 yıldır İzmir'de yaşadıklarını dile getiren emekli işçi Şehmuz Sözen, “Evden, çoluk çocuk, kadınların önünde, ayakkabısını bile giymesine izin vermeden alıp karakola götürmüşler. Bu ne biçim insan hakkı. Allah'a havale ediyorum onları ama bu işin peşini bırakmayacağım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğim” dedi. Sözen'in yakınları da karakol önünden ayrılmadı.