Urfi’nin fizyoterapist detayı

Uyuşturucu baronu Urfi Çetinkaya, polisin fizyoterapist A.Ö.’yü takibi sayesinde geçen hafta yakalandı. 1980’lerden beri tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayan Çetinkaya hep fizyoterapist çalıştırdı. 23 yıl önce Matador Operasyonu ile yakalandığında da yanında Su Meng isimli Çinli fizyoterapist vardı. İşte 2000’de “Matador”da, 2003’te “Son Tango”da ve son olarak Zekeriyaköy’de yakalanan “Türk Escobar”ın üç dönemi.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Uyuşturucu imal ve ticareti suçundan kırmızı bültenle aranan ve 24 yıl kesinleşmiş cezası bulunan Urfi Çetinkaya tutuklandı.

ERDAL KILINÇ - İSTANBUL

Urfi Çetinkaya baron ya da Türk Escobar olarak tanındı. 3 kilogram uyuşturucuyla başlayan kaçakçılık hayatı iddialara göre tonlarca uyuşturucuyu yurt dışına göndermekle devam etti. Tekerlekli sandalyeye mahkum olmasıyla birlikte yanında hep bakıcıları oldu. Hayatı çiftlik evlerinde, hapiste geçti. Artvin’de ele geçirilen uyuşturucuyla ilgisi olduğu gerekçesiyle yakalanan 74 yaşındaki Urfi Çetinkaya, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. 12 Eylül 1980 darbesinde “Arananlar” listesindeyken, uzun süre kaçmayı başardı. 1988 tarihinde polisin “Dur” ihtarına uymadı. Belinden vuruldu ve o günden sonra tekerlekli sandalyeye bağımlı hale geldi.

İLK İŞİ ÜÇ KİLO MORFİN

Çetinkaya, 1989 tarihinde Silivri’de bir çiftlik evine düzenlenen operasyonda 3 kilogram morfinle yakalanınca cezaevine girdi. 6 ay sonra tahliye oldu. 1991’de İspanya’daki 46 kilogram eroinin sahibi olduğu gerekçesiyle yeniden gözaltına alındı. Kısa bir süre sonra yine serbest bırakıldı.

İSPANYOL ÖZEL TEMSİLCİ GÖNDERDİ

Urfi Çetinkaya, 90’lı yıllarda Afganistan, Pakistan ve İran üzerinden gelen uyuşturucuyu önce İspanya’ya buradan da ABD’ye gönderiyordu. O dönem ele geçirdikleri yaklaşık 50 kilogram eroin İspanyolları hareket geçirdi. Çetinkaya, Avrupa’ya uyuşturucu sevk ederken Cemal Nayır ve adamları ile 14 Ağustos 2000 tarihinde “Matador Operasyonu” ile yakalandı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın 1998 Nisan ayında “Çok gizli” olarak başlattığı “Matador Operasyonu” Batı’ya kurulan uyuşturucu köprüsünü ortaya çıkardı.

ULUSLARARASI OPERASYON YAPILDI

Urfi Çetinkaya’nın kurduğu kaçakçılık sistemi birçok ülkeyi işbirliği yapmaya yöneltti. Yüklü miktarda yapılan uyuşturucu sevkiyatı için genelde deniz yolu tercih ediliyordu.

İtalya, İspanya Portekiz, Hollanda, İngiltere ve son olarak ABD rota üzerindeydi. “Matador” da bu ülkelerin işbirliği ile yapıldı. O dönem Akşam gazetesinde çalışıyordum. Yakalanmasına da tanıklık ettim. Sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı ve çelik yelek giydirilerek önümüzden geçirilmişti.

FETÖ’CÜ POLİSLER KUMPAS İÇİN DEVREDE

Urfi Çetinkaya’nın özellikle narkotik şube, adliyeler, siyaset, bürokraside her zaman bir adamı olurdu. Matador Operasyonu’nda üç rütbeli polis köstebek olarak açığa alındı ve yargılandı. FETÖ, Matador Operasyonu’nu fırsat bilerek özellikle Narkotik Şube’de çalışan başarılı polis şeflerine kumpas kurdu. Üretilmiş delillerle zan altında bıraktıkları polisler şubeden ayrıldı, yargılandı. Ayrılan yerlere de daha sonra meslekten ihraç edilecek FETÖ’cü polis şefleri atandı.

DAHA ÖNCE DE FİZYOTERAPİSTLE YAKALANDI

İstanbul narkotik polisi geçen haftaki operasyonda fizyoterapist A.Ö.’yü takip ederek Çetinkaya’yı Zekeriyaköy’deki villasında yakaladı. Çetinkaya 80’li yıllardan beri tekerlekli sandalyeye bağlı olduğu için yanında sürekli fizyoterapist çalıştırıyor. Matador operasyonunda yakalandığında da yanında Su Meng isimli

Çinli fizyoterapisti vardı.

İDDİALARI REDDETTİ

Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Urfi Çetinkaya, eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’a hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ifade verdi. Çetinkaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden yaptığı savunmasında, “Ahmak olarak söylediğim kişi, hakaret ettiğim Bakan Tantan değildi. Üzerine neden alındı bilmiyorum. Onu kastetmedim” dedi. Mahkeme, bu dosyadan Çetinkaya’yı serbest bıraktı. Çetinkaya, Artvin’de yakalanan 103 kilo eroinle ilgili de İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ifade verdi. Çetinkaya hakkındaki iddiaları reddetti.

Matador’a devlet nişanı

İspanya “Matador”u o kadar önemsedi ki operasyonu gerçekleştiren Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Talat Şalk, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Emin Arslan ve Merkez Narkotik şube Müdürü Ünal Uysal’a “Polis Liyakat Nişanı” verdi. 2000 yılında Matador’da yakalanan Urfi Çetinkaya 2003’te tahliye edildi. Serbest kaldıktan sonra da ‘ticaretine’ devam etti. “Son Tango” verilen operasyonla tekrar tutuklandı. O dönemde Milliyet gazetesinde çalışıyordum ve yine operasyonu yakından takip ediyordum. Bu dönemde de rüşvet alan teknik takibe takılan polis şefleri vardı.

Zekeriya Öz’e rüşvet verdiler

2012’de sağlık sebepleri ile cezaevinden tahliye edildi. Urfi Çetinkaya’nın ismi son yıllarda İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Zindaşti ile de yan yana geliyordu. Ortak oldukları, yurt dışına gönderilen ve yakalanan 5 ton eroinin 2 ton 200 kilosunun Urfi Çetinkaya’ya ait olduğu öne sürülüyordu. FETÖ’cü firari savcı Zekeriya Öz’e, Urfi Çetinkaya ve Naci Zindaşti tarafından rüşvet verildiği iddiaları da dava dosyalarına girdi. 11 yıldır firari olan Çetinkaya, Artvin’de 24 yıl hapis cezası aldığı uyuşturucu davasıyla ilgili ifadesi alındıktan sonra cezaevine gönderildi.

Görüşmeleri hep yüz yüze yaptı

Urfi Çetinkaya birçok kez yakalandı. Fiziki takipte görüntüsü alındı. Ancak hiçbir zaman telefon dinlemesine takılmadı. Gizliliğe son derece önem veriyordu ve görüşmelerini de hep yüz yüze yaptı. Yurt dışında uyuşturucu anlaşmazlığına düştüğü bazı isimlerin ölüm emrini verdiği öne sürülmüştü. Yine ortağı Cemal Nayır’a yönelik silahlı saldırıyı da Çetinkaya’nın yaptığı iddia edilmişti.


Kırmızı bültenle her yerde aranıyordu: Uyuşturucu baronu Urfi Çetinkaya yakalandı

Kılıçdaroğlu'na kötü haber: Paralarını alacağı uyuşturucu tacirlerinden biri daha yakalandı

Urfi’yi fizyoterapist yakalattı