Hind Receb’in Sesi'ne kulak verin

Gazze’de Siyonistlerin katlettiği 6 yaşındaki Hind’in hikâyesini anlatan “Hind Receb’in Sesi” filmi Türkiye’de vizyona girdi. Ancak 2 bin 500 salondan sadece 100’ünde kendine yer bulabildi. Yılın en önemli yapımlarından biri olan bu filmi daha çok kişinin izlemesi beklenirdi.

Abdulhamit Güler
Gazze, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olurken, faillerin nasıl gözünün dönmüş olduğunu anlamamız açısından film önem arz ediyor.

2025’e veda ederken yılın en çok ses getiren filmlerinden birini de vizyonda karşılamış bulunuyoruz. Hind Receb’in Sesi 100 salonda gösterimde.

Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Receb’in hikayesini anlatan film, soykırımın en sert şahitliğine davet ediyor izleyiciyi.

Şahitlik diyoruz. Çünkü 6 yaşındaki Hind’in Filistin Kızılayı görevlileri ile yaptığı telefon görüşmelerinin aslı kullanılıyor, filmde. Geri kalan kısım kurmaca olsa da o gece yaşananları anbean aktarıyor. Sadece izleyici değil, insanlık dışı manzaranın şahidi oluyorsunuz.

HOLLYWOOD’UN ÖNEMLİ İSİMLERİ BU FİLME DESTEK OLDU

Yönetmenliğini Tunuslu Kaouther (Kevser) Ben Hania’nın üstlendiği film, Venedik Film Festivali’nde jüri büyük ödülü “Gümüş Aslan” da dahil olmak üzere dokuz ödüle layık görüldü. Altın Küre’de “En İyi Film” adayları arasında yer alırken Oscar’da da “En İyi Yabancı Film” dalında kısa listeye kaldı.

Venedik’te 22 dakika ayakta alkışlanan ve bu alanda ilk olan filmin yapımcıları arasında Brad Pitt, Joaquin Phoenix, Rooney Mara, Alfonso Cuarón gibi isimler yer alıyor. Özellikle Hollywood yıldızlarının filme böylesi destek vermesi yakın tarihte görülmemiş bir şey.

Ateşkes kağıt üstünde sağlanmış olsa da katliamlar devam ediyor. Gazze, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olurken, faillerin nasıl gözünün dönmüş olduğunu anlamamız açısından film önem arz ediyor.

SEYİRCİYE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR

Elbette burada seyirciye büyük iş düşüyor. Filistin hassasiyeti konusunda devlet ve toplum olarak dünyada en önde gelen ülke konumundaki Türkiye’de bu filmin yeterince izlenmesi gerekiyor. Soykırımı dünyaya anlatmak için en önemli çabalardan olan bu filmin emeğinin karşılıksız kalmaması mühim. Bu yüzden Türkiye’nin her yerinden organize olunup filme gidilmesi gerekiyor.

SİNEMA SALONLARINDA HİND RECEB’İN SESİ’NE YER KALMADI!

Sinema salonlarının büyük kısmının “Avatar: Ateş ve Kül” (940 salon), “Yan Yana” (400 salon), “Zootropolis 2” (350 salon) filmleri tarafından kapatıldığı dönemde böylesi bir filme sadece 100 salon ayrılabilmiş olması da utanılacak bir manzara. Ülkemizde 2 bin 500 civarı sinema salonu olduğunu düşünürsek, sadece yüzde 4 oranında salonda Hin Receb’in Sesi’nin gösteriliyor olması vahimdir.

Siyonist zihin yapısının yakın zamana kadar en büyük silahının sinema olduğunu hatırlamak gerek. Hollywood’da oluşan “Holokost Film Endüstrisi” ile oluşan “mağdur Yahudi” algısını kullanan İsrail’e karşı hayata geçirilen böylesi filmlerin çok daha geniş şekilde yer bulması gerekirdi.

İzleyicinin Hind Receb’in Sesi’ne yeterince ilgi göstermediğini de görüyoruz. Zira filmi ilk haftasında ancak 5 bin kişi izleyebildi. 100 salonun günde 3 seans ortalama ile haftada 2100 civarı gösterim yaptığını hesap edersek, her seansta 2-3 izleyici düşüyor. Bu izah edilebilecek bir durum değil.

FİLMİ HERKESE DUYURMALI VE İZLETMELİYİZ

Başta biz olmak üzere hepimize düşen, bu filmin vizyonda olduğunu herkese duyurmak olmalı. Mümkün olduğu kadar çok kişinin haberdar olup salonlara koşması gerekiyor. Kurumlar ve STK’lara büyük vazife düşüyor. Bazı valilikler özel gösterimler yapıyor. Devamı da gelecek gibi. Ancak yeterli değil. Ve Türkiye’de bu filmin sinema salonlarında yeterince izlenmemiş olmasını kimseye izah edemeyiz.