Peygamber’in izinde Hicret yolu

Peygamber Efendimiz’in (sav) üç arkadaşıyla birlikte Sevr Mağarası’ndan başlayıp 8 günde 480 km katederek Medine’ye hicretini anlatan “Kutsal Yolculuk: Hicret” belgeseli tamamlandı. Belgesel ekibi Hicret’in ruhunu yaşatmak için Peygamberimiz hangi noktada dinlendiyse orada dinlendi ve konakladı. Yiyecekleri de kurutulmuş hurma oldu.

Sevda Dursun
Kutsal Yolculuk: Hicret” belgeseli tamamlandı.

Peygamber Efendimiz’in (sav) Mekke’den Medine’ye hicretini anlatan “Kutsal Yolculuk: Hicret” belgeseli yayın için gün sayıyor. Tarihçi yazar Fatih Karaboğa’nın anlatımıyla sunulan belgeselin yapımını No23 Prodüksiyon, yönetmenliğini ise Hakan Karadağ üstlendi. Peygamber Efendimiz’in (sav) üç arkadaşıyla beraber Sevr Mağarası’ndan başlayıp 8 günde tamamladığı 480 km’lik yol, 4 kişilik belgesel ekibiyle eş zamanlı olarak kat edildi. Projenin sahibi Karaboğa’yla, bugüne kadar kayda alınmayan bu güzergahta neler yaşadıklarını konuştuk.

BİZİM İÇİN DERSLER VAR

Uzun yıllar Mekke ve Medine’de yaşayan Karaboğa, Hz. Muhammed’in (sav) Hicret yolculuğunu gerçek manada insanlara nasıl anlatırız diye düşünürken bu projenin ortaya çıktığını söyledi. Hac veya Umre için Mekke ve Medine’ye gidenlerin, bu iki şehir arasındaki yolculuğu hızlı trenler sayesinde 2 saatte aldıklarını belirten Karaboğa, bu süreçte Hicret’i anlamanın çok zor olduğunu ifade ederek şunları aktardı: “Peygamber Efendimiz (sav) Medine’ye hicret etmek için evinden çıkıyor, üç gün Sevr Mağarası’nda kalıyor. Mağara küçük ve karanlık bir yer. İçini çekebilmek için sırtımızda elektrik jeneratörleri taşıdık. Mağaradan indikten sonra da sekiz gün yolculuk yapıyor. Toplamda 12 günü buluyor Medine’ye ulaşması. Daha evinden çıkarken mucizeler başlıyor. Evini kuşatan müşriklerin arasından geçiyor, bakıyorlar ama göremiyorlar. Sevr’e çıkıyor, orada örümcekler, güvercinler, içerideki yılanlar hadisesi var. Allah isteseydi tıpkı Mirac hadisesi gibi saniyeler içinde bu yolculuğu kat ettirebilirdi. Ama Hicret’te bizler için de ders var.”

MUCİZELERE DE ŞAHİTLİK ETTİLER

Hicret yolculuğunun 200 km’sini deveyle, 280 km’sini yayan alan Peygamber Efendimiz gibi, ekip de 280 km yolu yürüdü. İbn-i İshak, ibn-i Hibbân, Taberî, ibn-i Kesir, Bilâdî, İdrisî, Ensârî gibi ünlü siyer tarihçilerinin müşterek zikrettiği 41 yerden geçerek, sadece yolculuğu çekmediler, Efendimiz’in mucizelerine de şahitlik ettiler. Karaboğa, 8 günlük yolculuğu şu şekilde özetledi: “Sevr Mağarası’ndan çıkınca iki günlük yolculuğu deve üzerinde yapmışlar. Biz de araçlarımızla ama aynı hızda o yolu kat ettik. Daha sonrası zaten araçların gireceği bir yol değil, tamamiyle bakir, insan müdahalesi olmamış, orijinal yoldan geçtik. Yolun beşte ikisi çöl, beşte üçü kayalık.

Hicret yolculuğunda Peygamber Efendimiz (sav) nerede dinlendiyse biz de orada dinlendik ve konakladık. İlk gece 80 kişilik orduyla Efendimiz’i (sav) öldürmeye giden ve Müslüman olan Hz. Büreyde’nin yerinde konaklamış, biz de orada uyuduk. Resulullah’ı (sav) öldürmek isteyen Sürâka bin Mâlik’in atının ayaklarının gömüldüğü yerden ve Kuran ayetinin nazil olduğu Cuhfe’den geçtik. Harrar’da Peygamber Efendimiz tükendiği anda kendiliğinden fışkıran Ahya Pınarı’nda soluklandık. Zî-selem, Mecâh, Rakûbe geçitleri en çok zorlandıkları yer. Her yer kayalık ve dar, ilerlemek çok güç. Rim Vadisi’ne geldikten sonra yol düzleşiyor ve Medine’ye 3 km uzaklıktaki akrabalarının yaşadığı Kuba’ya ulaşıyorlar. Dört gün boyunca orada kalan Efendimiz (sav), bir mescid inşa ediyor ve ardından Medine’ye varıyor. Biz de Kuba’ya vardığımızda yolculuğumuzu tamamlamış olduk. Bunlar kitaplarda vardı, ilk defa kitabın dışına çıkarak görsele dönüştü.”

YILAN VE AKREP İSTİLASINA UĞRADIK

Bu sıra dışı yolculuk için deve derisinden orijinal çarık yaptırdığını ve iki ayakkabısının parçalandığını söyleyen Karaboğa, birinci gün ekranda beyaz olan yüzünün sekizinci gün kapkara olduğunu ve artık güçlükle yürüdüğünü ifade etti. Yiyip içtiklerinin de aynı olmasına dikkat ettiklerini belirten Karaboğa, “Peygamberimiz yol boyunca, kurutulmuş hurmanın ezmesi üzerine kurumuş peynir serpmek suretiyle yemiş. Biz de onu yedik, sadece çok tükendiğimiz bir yerde Pakistanlı bir bahçıvanın ikram ettiği, haşlanmış patatesin üzerine pirinç dökülmüş bir yemek yedik. Her ayrıntıyı hissetmek, hissettirebilmek için Peygamber Efendimiz yedi diye misvak ağacının acı meyvesi berili yedik. Bazı yerlerde yılan akrep istilasına uğradık. Bir arkadaşımızı güneş çarptı. Kimsesizler mezarlarıyla karşılaştık yolculuğumuzda. Bu yolu kat etmek isteyen ama hikayesi yarım kalan insanları, toprak kazılamadığı için taşların altına gömmüşler” diye konuştu.

HAYAT
Albayrak Medya’dan İsrail katliamına afişli sergi

HAYAT
Üniversite gençliği böyle kitap okuyor

HAYAT
İzlanda Eurovision için kararını verdi