Seyyar Çaybucks: Kahve zincirlerine meydan okuyorlar

Koronavirüs kısıtlamalarında parklarda ve sahillerde termosla çay satanlar, ‘seyyar kafe’ görünümleriyle yeni bir iş kolu oluşturdu. Birden çok çay ve kahve seçeneği sunan satıcılar, aylık 4 bin lirayı bulan gelirleriyle dünyaca ünlü kahve zincirlerine rakip oldu. Beşiktaş sahilde satış yapan İsmail İnce, “Salgın döneminde sıra beklemek istemeyenler bizi tercih ediyor. Günde 100 bardaktan fazla çay satıyorum” dedi.

Orhun Ünal Yeni Şafak
Kısıtlama döneminde kafelerde oturamayan vatandaş park ve sahillere akın edince seyyar satıcılar, el termoslarını alıp işe koyuldu.

Kişi başına yıllık 3,6 kilogram ile dünyanın en fazla çay tüketen ülkesi Türkiye'nin çay sevdası pandemi filan dinlemiyor. Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim'e göre, salgın zamanında kuru çay tüketimimiz yüzde 50 oranında arttı. Son kısıtlamalarda kafelere müşteri kabul edilmemesi ve kahvehanelerin kapanmasıyla bu iş, seyyar satıcılara kaldı. 4 ila 8 lira arasında değişen fiyatlarla çay satan bu kişiler, park, meydan ve sahil kesimlerini mesken tuttu. Termosla servis yapılan ‘seyyar kafe’lerde kahvenin de birden çok seçeneğini bulmanız mümkün.

AYLIK KAZANÇ 4 BİN LİRAYI BULUYOR

  • El arabası tarzındaki tezgahta birkaç termosu birden taşıyorlar. Sokak satıcıları aynı zamanda, 10 liraya çay satan dünyaca ünlü kahve zincirlerine de rakip oldu. Az şekerli, üçü bir arada, ikisi dışarıda biri öteki tarafta, yoğun kahve aromalı, hazır latte kahve de dahası. Hangisini isterseniz hemen hazırlanıyor. Zincir marketlerden paket paket alınan farklı içerikteki hazır kahveler de çaya alternatif olarak satılıyor hem de 8 ila 10’ar liradan.

BU ARALAR SOKAK PİYASASI ÇOK SICAK

Pandemide aylık kazançları 4 bin lirayı bulan seyyar çaycılar, turistlerin de ilgi odağı. Zira çay tutkumuzu gören yabancı misafirler, belki de ilk kez gördükleri bu manzarayı deneyimlemek istiyor. Anlayacağınız soğuk havanın etkisiyle bu ara sokak piyasasında para kazanmak çok ama çok sıcak. Bazı kafeler al-götür servisi ile hizmet verse de seyyar satıcılarla rekabet etmek için çay servislerini sokağa taşımış. Biz de en iyi bildiğimiz yerde, sokakta alıyoruz soluğu.

GÜNDE 100 BARDAK SATIŞ

  • Beşiktaş sahile uzanıyoruz, “Büyük kahve dükkanlarından farkımız yok” diyen İsmail İnce, kısıtlama döneminde günde 100 bardaktan fazla sattıklarını söylüyor. 4 liradan verilen karton bardaktaki çayın günlük getirisi 400 lirayı buluyor, şeker, çay, karton, karıştırıcı, peçete gibi maliyetler çıkınca elinde 350 lira gibi net bir kazanç kaldığını söylüyor. Tabii bunun bir gündeki en yüksek gelir olduğunu söyleyelim, çünkü bazı zamanlar ancak 50 bardaklık satış yaptıklarını belirtiyor.

ŞARTLARA GÖRE ÜRÜN

Yine Beşiktaş-Kabataş arasında çalışan Hayrettin A., döneme ve koşullara göre işlerinin değiştiğini söylüyor ve ekliyor: “Örneğin şu adamı şimdi su, haftaya ise haşlanmış mısır satarken görebilirsin. Nerede sıcak satış var biz oradayız. Mesela şimdi çay kahve ve atıştırmalık gidiyor. Oturacak yer sadece parklar, haliyle biz de oralara gidiyoruz.” Ayda 3 bin liradan fazla kazandığını aktaran Taksim’deki farklı bir satıcı da, meydan tarafını mesken tutmuş, günlük satışın ortalama 50 bardak olduğunu söylüyor. Çayın yanında pet şişe su satışına da başlamış.

İŞİN SIRRI

  • Bu haberdeki deneyimi aktarmaya gerek yok ama, yakında aynı konuyu işleyecek muhabirlere birkaç tüyo verelim Elimde bir bardak çay, evet çay. 'Hani peynir ve simitle dayanılmaz olan', 'Sabah işe gitme isteğiyle yakından ilgili', 'Demini alan sohbetlerde, ince bellide içilen.' 'Çay duyguların sıvı halidir' der Bekir Erdoğan, hani 'Her şey iyi de, Ben onsuz biraz sıkıntılıyım' dedirteninden