|

'İzmir'de oluşturulmak istenen bir hava'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde 'yaşam tarzı' nifakını kaleme aldı. Yusuf Kaplan, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak ve Ahmet Ulusoy da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:22 - 6/01/2017 Cuma
Güncelleme: 09:33 - 6/01/2017 Cuma
Yeni Şafak
Yusuf Kaplan, Ahmet Ulusoy Kemal Öztürk, Hasan Öztürk ve Özlem Albayrak.
Yusuf Kaplan, Ahmet Ulusoy Kemal Öztürk, Hasan Öztürk ve Özlem Albayrak.

Hasan Öztürk, Yusuf Kaplan, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak ve Ahmet Ulusoy'un yazılarının en dikkati çeken bölümleri:



Toplumsal psikolojimize oynuyorlar

Reina'daki vahşi katliamın artçılarını savuşturuyorduk birkaç gündür.




“Yaşam tarzı” diye başlayan hiç de yabancı olmadığımız “ayrıştırıcı”nifak tohumunu içimize atmanın derdinde olanlara en üst perdene cevaplar veriyorduk.




Birkaç “aptal”ın cürümü dışında toplumsal bir konsensüsün de oluştuğunu söylememiz mümkündü… Her ne kadar, kendilerine “ana akım medya” diyenlerin yarayı “kaşıma” çabasını görüyor olsak da…





Osmanlı'nın durdurulması...

15 Temmuz, yalnızca bir darbe girişimi değil Türkiye'ye diz çöktürünceye kadar sürdürülmesi planlanan çok kapsamlı bir saldırının ilk perdesidir, demiştim daha ilk yazdığım 15 Temmuz saldırısı yazımda.




15 Temmuz, olmuş bitmiş bir darbe değil; Türkiye'yi kuşatma ve durdurma süreci... İçerden ve dışardan gerçekleştirilen, sürgit yeni boyutlar kazandırılarak büyütülen büyük bir saldırı!




Son aylarda, özellikle de kitlesel mekânlara yapılan terör saldırılarıyla ve ardından icat edilen yapay tartışmalarla ve gerilimlerle, Türkiye'de 12 Eylül öncesine benzer bir ortam oluşturmak isteniyor: Türkiye yönetilemez hâle getirilmeye çalışılıyor. Askerî darbeye zemin hazırlanıyor...





Kimse kendi hatasını düzeltmek niyetinde değil

Darbeyi başaramayanların, şimdi ülkenin fay hatlarına saldırarak bir toplumsal çatışma çıkartmaya çalıştığı aşikar. Cumhurbaşkanından muhalefete, solcusundan sağcısına kadar herkes bu çatışmaya dikkat çekiyor. Herkes provokasyona, kamplaşmaya, kutuplaşmaya sakın kapılmayın diyor.




Lakin ortada bir sorun var. Her kesim tarafından dikkat çekilen bu sorun, neden gündemimizden düşmüyor, sıfırlanmıyor? Demek ki bu soruna müdahalede sorunumuz var.




Özellikle Reina saldırısından sonra, bu çatışma riskinden herkes rahatsız oldu ki, muhalefet liderleri, bakanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı konuya dikkat çekti. İsabet ettiler.





Başörtüsü sorunu

Yılbaşı gecesi Reina'ya yapılan saldırı, bundan önceki terör eylemlerinden farklı bir sonuç doğurdu. Sözkonusu eylem yılbaşını bir gece kulübünde eğlenerek kutlayanlara, yani seküler yaşam tarzına sahip olanlara yönelik olarak gerçekleştirilmiş ve DAEŞ tarafından üstlenilmişti. Ama ilginç şekilde, 39 kişinin ölümüne yol açan eylemin ardından ayıplanmaya ve suçlanmaya başlayan, DAEŞ ya da genel olarak terör olmadı, hatta tuhaftır konu DAEŞ'e, terörü kınamaya hiç gelmedi.




Aksine terör eyleminin hemen ardından başlayan şey yaşam tarzı tartışmaları oldu, bir süredir ortadan kaldırılmış bulunan “laikliğin ehemmiyeti” başlıklı tedip cümleleri raftan indirildi ve “gericiler”e yönelik salvolar olarak yeniden kullanılmaya başlandı. Bugünkü “gericilik” tanımının içine tam olarak hangi kıstasları dahil ettiklerini bilemem, ama vaktiyle başörtüsü takan, sakal bırakan, namaz kılıp hacca gidenlerin tamamının “gerici” sayıldığını hatırladıkça, pek de ümitvar olamıyorum doğrusu. Yine de umarım, toplu taşıma araçlarında “gericiye cihatçıya çeteciye geçit vermeyeceğiz” derken kastettikleri gerici profili namaz kılanlar, sakal bırakmış olanlar, başını örtenlerden müteşekkil değildir.





2017 bütçesinde bunları görmek mümkün

2017 Merkezi Yönetim Bütçe tasarısı sessiz sedasız onaylanarak (bütçenin içeriği çok da tartışılmadan) yürürlüğe girdi.




Maliye Bakanı 2017 bütçesiyle, mali disiplinden taviz verilmeyeceğini, büyümeye destek verici yapısal reformların sürdürüleceği bir maliye politikası anlayışının devam edeceğini belirtti.




Bu yazıda yürürlüğe giren bütçe büyüklüklerine bakarak olası ekonomik etkilerini değerlendirmeye çalışalım.





#Hasan Öztürk
#Yusuf Kaplan
#Kemal Öztürk
#Özlem Albayrak
#Ahmet Ulusoy
7 yıl önce