Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz, Hatice Karahan, Mehmet Şeker ve Abdullah Muradoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
Hasan Öztürk: Kudüs bizi birleştirdi, kimleri açığa düşürdü
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Hürriyet’e konuşmuş. Hürriyet manşetten söyleşiyi şöyle görmüş: KUDÜS BİZİ BİRLEŞTİRDİ!Gerçi, alt başlıkta İbrahim Kalın “biz” derken Meclis’teki 4 partiyi ve İslam dünyasının “ayrık otları”nı da kast ediyor ama benim kafam burada biraz tersten çalışıyor.
“Kudüs bizi birleştirdi” cümlesi başka çağrışımlar yapıyor, zihnimde.Sözün sonunu beklemeden baştan söyleyeyim… Türkiye’nin… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kudüs çıkışı… Kudüs mücadelesi…. Alttan alta, sinsice muhalefet yapan ve yakın gelecekte aleni muhalefete soyunmaya hazırlanan birtakım çevrelerin heveslerini kursaklarında bıraktı. Her fırsatta Erdoğan’a “İslamcılık” üzerinden salvolar verme hevesinde olanlarla, gelecekte Türkiye’de yeniden siyaset yapmaya hazırlananların kurdukları zımni ittifakın gelip dayandığı iki husus vardı.
Ömer Lekesiz: Mizanımız nerede?
Antony Black, Türkçe’ye Siyasal İslam Düşüncesi Tarihi-Peygamberden Bugüne adıyla çevrilen kitabının (Çev.: Seda-Hamit Çalışkan, Dost Yayınları, Ankara 2010), son üç paragrafında, “İslami siyasal düşünce bugün insanlara ne sunabilir?” diye sorar ve şu cevabı verir:“Birincisi Nasihatülmülûk edebiyatıyla sağduyulu bir etik geleneği, siyasal gerçekçilik ve İbn Mukaffa’ya kadar giden bir yönetim bilgisi sunmaktadır. Bu değerlidir çünkü insani değerleri patolojik bir şekilde reddetmeksizin, Makyavelli’ninkine benzer pratik görüşler içermektedir.
İkincisi, günlük olaylarda akılcı düşünmeyi sağlayacak mizan veya denge (itidal) kavramını sunmaktadır. ‘İnsanlar adaletli olsunlar diye peygamberlerimizi ve onlarla birlikte de kitap ve mizanı yolladık.’ diyen Kuran ayeti, doğru olanın insan aklı yoluyla yorumlanması ve uygulanması gerektiği şeklinde alınıyordu.
Hatice Karahan: Afrika ziyareti-1
Geçen yıl Kasım ayında bu köşede, “Afrika’nın Kanatları” başlıklı yazıyı kaleme aldığımda, İstanbul’da geniş katılımlı bir Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu düzenlenmişti. Hatırlanacak olursa forumun teması ise, “Birleş, Keşfet, Geliştir” olmuştu. 2000’li yıllarda bölge ile hareketlenen ilişkilerimiz ekonomik saiklerle güçlenirken, o buluşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirttiği üzere bir amacımız da, Afrika’ya yol arkadaşlığı etmek oldu. Bu gaye, bugün de aynı hevesle varlığını sürdürüyor. Gaye, yüzyıllarca sömürülmüş Afrika’ya ve halkına, kendi kanatlarıyla uçması için destek olmak…
Mehmet Şeker: Gemlik taşınıyor geç olmadan
Bir zamanlar Türkiye, başlığıyla bir belgesel hazırlansa, ilk bakışta gülünesi tablolarla karşılaşırız.Aslında ağlanacak hal olduğu, çok geçmeden anlaşılır. Otobüslerde, dolmuşlarda sigara içilirdi. Uçaklar kalkışa geçmek üzereyken, “Koltuklarınızı dik hale getirin, sigaralarınızı söndürün, kemerlerinizi bağlayın” anonsu yapılırdı.
Muhalefetteki siyasetçiler, seçim propagandası sırasında, halkın en önemli ihtiyacı olarak bilinen 'Gaz, bez, tuz' hakkında konuşur, ne kadar zam geldiğinden bahsederlerdi.Evet, gaz, bez ve tuz. Lambada yakmak için gaz, giyinmek ve kefen olarak kullanmak için bez, yemeklere katmak için tuz. Bugün için ihtiyaç kabul edilen ürünlerin hiçbirinin adı bilinmezdi.
Abdullah Muradoğlu: Trump ve Ulusal Güvenlik Stratejisi..
ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan “Ulusal Güvenlik Stratejisi” kapsam ve hedefleri bakımından tartışılıyor tartışılmasına ama ortaya çıkan metin herkesi mutlu etmiş gibi görünmüyor. Amerikalı analizciler, metnin “Küreselciler” ile “Önce Amerika” diyen “Ulusalcılar”ın tezlerinin idare-i maslahat kabilinden bir uzlaştırılması olarak görüyorlar. Trump, Stratejiyi açıkladığı konuşmasında bile metinden uzaklaştı ve birçok konuda çelişkili ibareler kullandı. Kimse Trump’ın strateji belgesine tam olarak bağlı kalacağını düşünmüyor. Öyle ki Amerikalı yorumcular, Trump’ın bu strateji belgesini okuduğundan bile emin değiller.