Son durum... Ayasofya cami olarak ibadete açılacak mı? Yunanistan'ın başvurusu ne anlama geliyor?

Prof. Dr. Selami Kuran, Ayasofya'nın statüsü ile ilgili tartışmaların hukuki boyutunu değerlendirdi.

Ayasofya'nın ibadete açılıp açılmayacağı uzun süredir tartışma konusu. Danıştay'da görülen soruşturma bitti. Kararın

15 gün içerisinde

açıklanması bekleniyor.

TVNET canlı yayınında Danıştay'ın kararının perde arkası ve sürecin uluslararası boyutları da ele alınıyor.

Marmarara Üniversitesi'nden Uluslararası Hukuk Profesörü Selami Kuran, Yunanistan ve ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Ayasofya'nın statüsü ile ilgili yapılan açıklamaları değerlendirerek, "Yunanistan Dışişleri Bakanlığı UNESCO'ya giderek hem statünün korunmasına hem de tapu değişikliği talep etti.

Bu taleplerin hiçbir hukuki mesnedi yok.

Tabi Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde ve egemenliği içerisinde bulunan bir yapı." bilgisini paylaştı.

AYASOFYA'NIN STATÜSÜNE TÜRKİYE KARAR VERİR

Ayasofya'nın statüsü ile ilgili karar verecek mercinin Türkiye olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kuran, "ABD ve Yunanistan'ın Türkiye'ye yapmış oldukları beyanlar

uluslararası hukuk ve siyaset açısından

kabul edilemez şeylerdir. Türkiye'den ilgili makamlar buna yanıt vermiştir." dedi.

DÜNYA KÜLTÜREL MİRASINDA KALMAYA DEVAM EDER

Ayasofya'nın cami olarak dönüştürülmesi Dünya Kültürel Mirası'nda çıkarılacağı anlamına gelmez diyen Kuran, şu bilgiyi paylaştı:

"1962 UNESCO Kültürel Varlıkların Korunmasına Yönelik Sözleşme'nin ilgili devletlere getirdiği yükümlülük, sadece bu kültürel varlıkların korunması ve yaşatılması ilkesine bağlı olarak kullanım statüsünün ne olacağına dair karar vermesidir."

AYASOFYA CAMİ OLARAK AÇILACAK MI?

Danıştay'ın 15 gün içerisinde yazılı açıklama ile kararı açıklayacak olmasına da değinen Kuran, "Danıştay'ın bir yapının statüsünün belirlenmesi noktasında yargı yetkisi yoktur. Özellikle biz daha önce 2012-2015 yılında açılan davalarda baktığımızda,

Danıştay'ın almış olduğu kararlarda müze olarak kullanılmasının 'hukuka aykırı olmadığı' konusunda

karar vermiştir. Yüksek mahkemenin asli görevi esasen hukuki kararın 'hukuka uygun olup olmadığını' tespit etmektir. Takdir yetkisini kullanmak tamamen idarenin yetkisindedir" dedi.