|

Azimli gençler madalya peşinde

Spor sayesinde hayata tutunan engelliler, başarılarıyla adlarından söz ettirmeye devam ediyor. Yurt dışına transfer olan ilk engelli basketbolcu Latife Selin Şahin, “Basketbol benim için her zaman en özgür olduğum alan oldu” derken, milli atlet Zübeyde Süpürgeci ise, “Spora başlamadan önce hiçbir hayali olmayan ve ileride ne olacağını bilmeden yaşayan biriydim ama spora başlayınca hayalleri, kendine öz güveni olan ne istediğini bilen biri oldum” ifadelerini kullanıyor.

Dilber Dural
03:29 - 9/10/2022 Pazar
Güncelleme: 10:50 - 9/10/2022 Pazar
Yeni Şafak
​Azimli gençler madalya peşinde.
​Azimli gençler madalya peşinde.

Spor sayesinde hem hayata tutunuyorlar hem de engellilere umut oluyorlar. Latife Selin Şahin, Zübeyde Süpürgeci, Çağla Uzundurukan, Beytullah Eroğlu ve Koral Berkin Kutlu... Onlar tüm engellerine rağmen zorluklara göğüs germiş gençler. Spor onların hayatlarının tam merkezinde yer alıyor. Kimi engelli olarak dünyaya geldi, kimisi de geçirdiği kaza sonucu engelli oldu. Birçok zorlukla karşı karşıya kaldılar ama hayatları boyunca hiç pes etmediler, hep hayallerinin peşinden koştular. Uluslararası yarışmalarda bayrağımızı dalgalandırdılar, ilklere imza atarak adını tarihe yazdırdılar. Onlar farklı kulvarlarda yarışsalar da ortak gayeleri yarıştıkları kulvarlarda başarılı olabilmek. Engelli sporcular, hayatındaki engelleri ve zorlukları teker teker aşarak, zirveye ulaşma süreçleriyle, örnek bir hayat serüveniyle karşımıza çıkıyor. Yeni Şafak olarak madalyalara, ödüllere doymayan birbirinden yetenekli, hayata karşı başarılı olma azmi ile dikkat çeken 5 genç sporcunun hikâyesini dinledik.

Yurt dışına transfer olan ilk engelli basketbolcu

Latife Selin Şahin, tekerlekli sandalye milli basketbol oyuncusu. 30 yaşında olan genç sporcu, üç yaşında geçirdiği bir trafik kazası sonucu omurilik felci geçirerek bedensel engelli olmuş. İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nden mezun olan Şahin, basketbolla çevresinin ve özellikle beden eğitimi öğretmeninin desteğiyle lise yıllarında tanıştığını söylüyor. Aslında Şahin’in hayatı Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği bir konserle değişmiş. Konserde Beşiktaş Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı ile tanışan Şahin, konser sonrası Beşiktaş’ın genel menajeri Erdem Göksel ile tanışmış. Göksel de maçlarına davet etmiş. Galatasaray’la yaptıkları maçı izlemeye giden ve çok etkilenen Şahin, o maçtan sonra spora başlama kararı aldığını anlatıyor. Basketbol kariyerine ilk olarak Beşiktaş Spor Kulübü Tekerlekli Sandalye Takımı’nda başlayan Şahin, bir yıl burada oynadıktan sonra Fenerbahçe’ye transfer olmuş. Fenerbahçe’de de 7 yıl boyunca forma giyen Şahin, tüm gelişim sürecini burada tamamladığını dile getiriyor. Daha sonra ise Şahin, hayallerinden vazgeçmeyip bu kez de hayallerinin peşinden İtalya’ya gitmiş. İtalya'nın Reggio Calabria ekibiyle anlaşan Şahin, bir ilki gerçekleştirerek “Yurt dışına transfer olan ilk Türk kadın tekerlekli sandalye basketbol oyuncusu” unvanını elde ederek tarihe adını yazdırmayı başarıyor.

Avrupa’da oynamayı ama bunun önünde bir örneği olmadığını belirten Şahin, “Bu yüzden korkularım vardı ama bunu birinin artık yapması gerektiğini düşündüm. Hep kendime ‘En kötü ne olabilir ki? Gideceğim, deneyeceğim ve yaşamam gereken her şeyi yaşayacağım’ dedim. Aslında bu noktada biraz teslim oldum. Farklı bir macera denemek istiyordum. İtalya’ya transfer olmak benim için çok büyük bir hayaldi, çok istiyordum” diyerek İtalya’ya transfer olma sürecini anlatıyor. “Farklı tecrübeler kazanmak istiyordum ve İtalya benim için unutulmaz anılarla doluydu” ifadelerini kullanan Şahin, basketbolun İtalya’da kendisine öz güven kattığını söylüyor ve sporun hayatındaki önemini fark ettiğini, büyük bir eşikten geçtiği bir dönem olduğunu kaydediyor. “Peki yurt dışında yaşarken zorlandınız mı?” sorumuza ise, “Tek başına engelli bir kadınsanız kulağa biraz zor olacakmış biri gelse de benim açımdan kendimi tamamen tanıdığım, potansiyelimi gördüğüm bir nevi kendi içime yaptığım yolculuktu. Bu yüzden yaşadığım zorluklara teşekkür ediyorum” şeklinde cevaplıyor ve ekliyor: “Engelimden bağımsız her zaman normal bir hayatım oldu o yüzden basketbol beni hayata bağlayan engelimi aşmamı sağlayan şey diyemem, basketbol benim için her zaman en özgür olduğum alan oldu.” Şahin, ne yazık ki basketbol camiasında kadınlara yeterince şans verilmediğini de belirtip, bu alanda idol olmak istediğini söylüyor. “Bu bir bayrak yarışı ve bu bayrağı benden alıp daha iyi yerlere götürecek arkadaşlarım olduğuna inanıyorum” diyor. Şu günlerde evlilik hazırlığı içerisinde olan Şahin’in, bundan sonraki süreçte Belçika’da yaşayacağını ve basketbola orada devam etmeyi düşündüğünü öğreniyoruz.

Basketbolla kendimi özgür hissediyorum

Çağla Nur Uzundurukan, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’nin ilk işitme engelli sporcusu. 22 yaşında olan Uzundurukan, İstanbul Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü son sınıf öğrencisi. Basketbol kariyerini İstanbul Üniversitesi’nde oynayarak sürdüren Uzundurukan, hareketli bir çocukluğun ardından ailesinin yönlendirmesi ile basketbolla tanışmış. Bu yolda hayallerinin oluşmasının Davut Güngör hocası ile tanışmasının ardından olduğunu belirtiyor. “Davut abi bana inandı ve çok küçük yaşlarda olmama rağmen beni A Takım kadrosuna alarak çok tecrübeli ablaların olduğu takımda oynattı. Bana sadece başaracaklarımın ötesinde benim gibi arkadaşlarıma rol model olacağımı ve bu sorumluluğun önemini çok iyi anlattı” şeklinde anlatıyor. Uzundurukan, aynı zamanda “Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nin ilk işitme engelli sporcusu" unvanına sahip. “Bu benim için büyük bir gurur” ifadelerini kullanan Uzundurukan, “Çünkü büyük çaba, çok emek ve çok çalışmanın ödülüydü bana” diyor. Uzundurukan. “Basketbol sizin için ne anlam ifade ediyor?” sorumuza, “Benim için yaşamın tam da kendisi. Kendimi özgür hissettiğim, kendimi ifade edebildiğim bir yaşam olduğunu düşünüyorum. Basketbol bana yaşamdan keyif almamı sağladı” şeklinde yanıtlıyor.

Yüzmeye sosyalleşebilmek için başladım

  • Beytullah Eroğlu, Milli Paralimpik Yüzme kaptanı. 27 yaşındaki genç sporcu, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği bölümünden mezun olmuş. Doğuştan kolları olmayan Eroğlu, yüzmeye 2001 yılında eski milli takım anrenörü Osman Çullu sayesinde başladığını belirtiyor. “Yüzmeye başladığımdaki amacım sosyalleşmekti” diyen Eroğlu, daha sonrasında ise amcası Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Şeref Eroğlu’nun kendisine ilham olduğunu, onu örnek aldığını belirtiyor. Eroğlu, “Önümde büyük bir örnek ve tıkandığım yerlerde destek verecek insan vardı. Amcam, önümdeki büyük hayallere sebep oldu ve ben o hayallerim uğruna savaştım” ifadelerini kullanıyor. Dünya şampiyonu paralimpik yüzücü Eroğlu, “Beni yüzmeye bağlayan en önemli şey, engelli bir birey olarak havuz içerisinde rahat hissetmemdi ve benden başka engellilerinde orada var olduğunu görebilmemdi” diyor. Sayısız madalyaya, ilklere imza atan Eroğlu, en büyük motivasyonunun ailesi olduğunu söylüyor. “Ailem, başarabileceğime tamamen inanıyordu ve ben de bu uğurda başarmak için çalıştım” şeklinde dile getiriyor. Yüzmenin kendisi için bir meslek haline geldiğini anlatan Eroğlu, buradan geçim kaynağı sağladığını söylüyor. Eroğlu, aynı zamanda bir bağımlılığında söz konusu olduğunu dile getiriyor ve “Bir kez Avrupa’da, dünyada, olimpiyatta bayrağımızı dalgalandırırsanız o bir bağımlılık haline ve süreklilik haline gelir. Ben de o bağımlılığın peşinden gittim. Dokuz büyük madalya alarak bayrağımızı dalgalandırabildim” ifadelerini kullanıyor. Sabah altı da kalkarak, akşam saat sekize kadar bir fiil eğitim hayatıyla birlikte yoğun bir tempo geçirdiği zamanların olduğun söyleyen Eroğlu, “Bu uğurda hiçbir zaman pes etmeyi düşünmedim. Hedefim kazanmaktı. Tarihimizde ilklere imza atmaktı. Birçok ilki de başardım” diyor. Eroğlu’nun şimdiki hedefi ise, 2024 Paris Olimpiyatları’ndan madalya ile dönmek.

Spora başlayınca öz güvenli biri oldum

Güvenlik görevlisi bir baba ve ev kadını bir annenin kızı olan 29 yaşındaki milli atlet Zübeyde Süpürgeci, aynı zamanda Bağcılar Belediyesi Tekerlekli Sandalye Atletizm Takımı sporcusu. Bağcılar’da doğup büyümüş olan Süpürgeci, doğuştan engelli olmasına rağmen tüm zorluklara göğüs germiş biri de. 15-16 yaşlarına kadar hayattaki tek engelli kişinin kendisi olduğunu düşünen Süpürgeci, spora ilgi duymasına ve başlamasına bir komşusunun vesile olduğunu belirtiyor. Süpürgeci, “Komşumuz Bağcılar Belediyesi’nde çalışıyordu. Belediyedeki yetkililere ‘Mahallemizde engelli bir kız var spora başlamasını istiyorum’ demiş” diyerek o süreci anlatıyor. Daha sonra ise yetkililerin evlerine gelerek, ailesiyle konuştuğunu kaydediyor. Gelen yetkililerin kollarını kontrol ettiğini ve kollarının çok güçlü olduğunu söylemesi üzerine spora başlayan Süpürgeci, 2011 yılında Bağcılar Belediyesi’nde atletizme başlamış, 2012 yılında ise Milli Takım’a seçilmiş. Hemen ardından, 2012 ve 2016 Paralimpik Oyunları’nda mücadele etme başarısı gösteren Süpürgeci, katıldığı birçok uluslararası yarışlarda ülkemizi temsil etti. T54 klasmanında Türkiye Şampiyonluğu ve Avrupa Şampiyonluğu elde eden Süpürgeci, 2018 yılında Akdeniz Oyunları’nda tekerlekli sandalyede 800 m ile 2021 İslam ve Dayanışma Oyunları’nda ise 100 m’de ülkemize altın madalya kazandırdı. “Beni spora bağlayan başarım oldu” diyen Süpürgeci, “Spora başlamadan önce kendi ailesine bağlı, hiçbir hayali olmayan ve ileride ne olacağını bilmeden yaşayan biriydim ama spora başlayınca hayalleri, kendine öz güveni olan ne istediğini bilen biri oldum” ifadelerini kullanıyor ve bu yolda ailesinin hep destek çıktığını söylüyor.

“Spor, sizin için ne anlam ifade ediyor?” sorumuza, “Bana hayal kurdurup hayatta var olmamı sağlıyor” cevabını veriyor. Spora ilk başladığı zamanlar vazgeçmeyi düşündüğünü dile getiren Süpürgeci, atletizmin çok zor bir spor olduğunu anlatıyor. “Sürekli eğiliyorsunuz ve elinizde eldiven var. Benim ellerim yara oluyordu ama sessiz, kendimi ifade dahi edemez antrenörüme söyleyemezdim bir şey. ‘Zübeyde devam et’ dedim sonra kendime. Türkiye Şampiyonasında birinci oldum. Zamanla bu yolda öz güvenim arttı, kendime olan inancım başladı” diyor. En büyük hedefinin ise Paralimpik Dünya ve 2024 Paralimpik Olimpiyatları’nda ülkemize madalya kazandırıp ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmak olduğunu dile getiriyor Süpürgeci.

Bayrağımızı dalgalandırmak motive etti

  • Doğuştan sağ kolu ve sol bacağı olmayan 16 yaşındaki Koral Berkin Kutlu, Milli Paralimpik Yüzme Takımı sporcusu.9 yaşında rehabilitasyon amacıyla yüzmeye başlayan Kutlu, su korkusunu yenerek henüz genç yaşına rağmen hayatına sayısız Türkiye şampiyonluğu ve uluslarası başarılar, madalyalar sığdırmış biri. O hayata karşı başarılı olma azmi ile dikkatleri üzerine çekiyor aslında. Doktorunun tavsiyesi ile yüzmeye başladığını belirten Kutlu, “Ailem ben daha küçükken bir havuz arayışına girmiş, o dönemdeki su korkum o kadar fazlaydı ki özel derslerle bile yüzmeyi öğrenemiyordum hatta başımı suya bile sokamıyordum” diyerek anlatıyor o günleri. İBB Spor Kulübü tarafından denemeye çağrıldığını söyleyen Kutlu bu kez İBB Spor Kulübü’nde yüzmeyi öğrenip başarılı olunca tam zamanlı profesyonel bir sporcu olmuş. Yıllarca zorlanarak yüzdüğünü belirten Kutlu, “Özellikle yurt dışı yarışlarında bayrağımızı kürsüye çıkartmak, başarılı bir Türk sporcu olabilmek bu yolda beni motive etti ve hırslanmamı sağladı” diyor. Kutlu, toplumun bakış açısının engelli bireylerin daha çok hiçbir şey başaramayacakları yönünde olduğunu dile getiriyor. Kutlu, 2024 Paris Paralimpik Oyunlarında da yine altın madalya alabilmeyi, orada bayrağımızı göndere çekip marşımızı okuyabilmeyi hayal ediyor.
#Spor
#Latife Selin Şahin
#Çağla Nur Uzundurukan
#Beytullah Eroğlu
#Zübeyde Süpürgeci
#Koral Berkin Kutlu
2 yıl önce