Kahraman şehitlerin yaşadıkları zorlukları bir nebze de olsa hissettikleri için çekimler esnasında içtikleri çayın dahi kursaklarında kaldığını anlatan Yatman, her bir askerin aslında birer ana kuzusu olduğuna dikkat çekti.
ZİVER KADAR CESUR OLAMAM
Ben küçük yaşta hapse giren ve kendine orada bir konfor ortamı oluşturan ezik bir karakter iken cevval birine dönüşen Ziver'i canlandırıyorum. Sarıkamış’a doğru yola çıkarken kendi atasının toprağına gitme düşüncesi var aklında. Belki de oraya varınca mangadan ayrılarak kaçacaktı ama yolda kendi içiyle, toplumla, vatanla yüzleşmesi, diğer askerlerle birlik olması onu ezik bir karakterden derin bir karaktere dönüştürüyor. Ben de bir oyuncu olarak Ziver’in dönüşümünü kendi içimde yaşadım.
- - Siz o mangada olsaydınız Ziver kadar dayanaklı olur muydunuz?
- Sanmıyorum. Onun sayesinde belki biraz daha cesaretli olmuşumdur.
HAKİKATİ GÖSTERMENİN SORUMLULUĞUNU HİSSETTİK
Aslında bilinmeyen bir şeyi çekmek daha kolay. Seyirci için sürprizdir ama bilinen bir şeyi çekmek her zaman bir risk barındırır. Kimseyi çok fazla mutlu edemezsiniz. İyi bir film yapmaktan ziyade bilinen dramatik bir hikayeyi çekmenin sorumluluğunu çok hissettik. Her oyuncu oynadığı rolde başarılı olmak ve izlenmek ister. Fakat bu film o dürtülerle yapılsaydı hakikatli olamazdı.
Mesela 120 diye bir film yapıldı. Hikaye olarak çok güzeldi. Çok dokunaklı bir filmdi. 120 tane çocuğun hikayesi gibi algılandı ama olayın öncesi anlatılıyordu. Daha sonra Eve Dönüş filmi çekildi. O da Sarıkamış sonrasını ele aldı.
Filmimizin yapımcısı, yönetmeni ve oyuncusu da olan Kenan Korkmaz’ın canlandırdığı Abrek’in kaybettiği annesi ile olan ilişkisi, Ziver’in küçük yaşta kaybettiği annesiyle olan bir ilişkisi, İsa ve Musa kardeşlerin anneleri olan ilişkisi de işlendi.
SOĞUKTAN YÜZÜMÜZ PARÇALANDI
- - Tıpkı bir askerin yaralanmasına rağmen savaşma duygusu gibi mi?
- Evet, tıp ki bir manga gibi hep beraber hareket ettik ama bununda olması gerekiyordu. Yüzümüze makyaj yapılmadı. Çünkü, gerçekten soğuktan yüzümüz parçalandı.
SARIKAMIŞ’IN ÜZERİ SAYILARLA ÖRTÜLMEMELİ
Şöyle anlatayım: Bir komedi filmine gidiyorsunuz ve ‘Beni güldürmedi’ diyorsunuz ya da bir korku filmine gidiyorsunuz ‘Hiç korkmadım’ diyorsunuz. Biz bu film ile kimseyi ağlatmak istemedik. Biz seyirciyi rahatsız etmek istedik. Ağlamak bana göre bir duygu değil boşalmadır.
Bu filmin adı Beyaz Hüzün ama ben bir oyuncu olarak şöyle düşünüyorum: Oradaki insanlar cinneti yaşadı. Asıl hüzün izleyenler için. O cinneti görmek hüzün verici.
- İSİMSİZ KAHRAMANLARI İSİMSİZ OYUNCULAR OYNADI
- - Filmde mangadaki askerleri canlandıran askerlerin çoğu aslında yerel halk. Bu zor olmadı mı?
- Yerel insanlarında işin içine katıldığı bir hikaye oldu ama aslında biz oynamadık. Biz o toprağın insanlarına yaklaşmaya çalıştık. Onlar karakterin daha kendisi gibiydiler.Özellikle oranın insanların ataları o topraklarda şehit olmuş kişilerdi.Hatta bizim mangada bir Şükrü ağabey vardı. Onun ailesinden 9 kişi gitmiş, 2 kişi geri dönmüş. Yönetmenimiz de aynı şekilde şehit torunlarından bir tanesi. İsimsiz kahramanları oynayıp anlatıyorsak, isimsiz oyuncuların da oynaması çok göze batmamalı. Ayrıca çekime gittiğimiz her yerde filmin bitmesi için bize yardım seferberliği ilan etti o insanlar. O insanların çabasına gerçekten inanamazsınız.