Ramazan-ı Şerif her yıl müminlere en önemli ibadetlerden orucu ve Kur’an-ı Kerim’in müjdesini getiriyor. Ayın manasını mukabele ve teravihlerde bulurken, okuduğumuz ayetlerin manasına da eğilerek kulluk bilincimizi geliştiriyoruz. Kur’an-ı Kerim’i anlamak, ayrı bir sanat. Yüzyıllardır Allah’ın kitabına iman eden müminler onu en iyi şekilde anlayabilmenin yollarını arıyor. Kur’an-ı Kerim’i anlamak üzerine yaklaşık 20 kitap yazan; 30 yıldır belagat, tefsir, kırık meal ve tercüme alanlarında Arapça dersi veren Fatma Serap Karamollaoğlu ile sohbet ettik. Yazar, Kur’an-ı Kerim’in anlam zenginliğini, anlama yollarını ve yaptığı çalışmaları anlattı.
Kur’an-ı Kerim’in güzelliği ve sırrının farkına varabilmek için anlayarak ve düşünerek okuyabilmek gerektiğini söyleyen Karamollaoğlu, bunun yolunun belagat ilminden geçtiğini vurguluyor: “Lafzın yolculuğu muhatabın kulağına, mananın yolculuğu ise kalbine doğrudur. Belagat bu iki yolculuğu en güzel şekilde gerçekleştiren sanattır. Belagat, Kur’an-ı Kerim’in güzel sözlerini sevmek, emir ve yasaklarına gönülden boyun eğebilmek için vakıf olunması gereken ilimlerden birisi. Bu sanatı anlayabilmek için de Arap dilini iyi bilmek gerekir.”
BELAGAT ÖĞRENMEK ŞART
Ramazan ayını fırsat bilerek Kur’an’la daha çok vakit geçirmemiz gerektiğine vurgu yapan Karamollaoğlu, Kur’an’ın anlam zenginliğine ayetlerde örnekler bulunduğunu söylüyor. Arapça’daki sanatlı anlatımın birçok meal ve tefsirde yeterince aktarılamadığının altını çizen Karamollaoğlu, “Kamer suresi ilk ayette şöyle buyrulur: ‘Venşakkal kamer.’ Tabiri ‘Ay yarıldı’ olsa da Arap edebiyatında bir işin gerçek yüzü ortaya çıkınca kullanılır. Türkçe’ye ‘gerçekler apaçık ortaya çıktı’ diye tercüme edilebilir. Kıyamet suresi 29. ayet ise ‘Velteffeti’s sâku bi’s sâk’ denilmiştir. Manası ‘bacak bacağa dolaştı’ şeklindedir. Bu Arap deyimi, bizdeki ‘paçaları tutuşmak’ veya ‘eli ayağına dolanmak’ ifadeleriyle anlatılabilir” diyor.
Belagat öğrenmenin Kur’an ayetlerini doğru anlamayı, gönülden inanmayı ve yaşamayı sağlayacağına işaret eden Fatma Serap hanım özellikle Ramazan ayında sahur ve iftar için bazı ayetleri hatırlamamız gerektiğini de belirtiyor: “Kureyş Suresi’nde ‘açlıklarını giderdik’ manasında ‘etamehum min cuin’ buyrulmuştur. Burada ve Kur’an’ın hiçbir yerinde tam manasıyla doymak veya tıka basa doymak manasındaki ‘eşbeahum’ şeklindeki fiil kullanılmamıştır. Çünkü tıka basa doymak, midenin aşırı çalışmasına ve kalbi etkilemesine sebep olur.”
ARAPÇA BİZİM İÇİN YABANCI DİL DEĞİL
“Türkçede Kur’an’dan, yani Arapçadan geçmiş ve dilimize yerleşmiş kelime sayısı çok fazla. Bu yüzden Arapça bizim için bir yabancı dil gibi değil” diyen Karamollaoğlu, bu kelimelerden yola çıkarak bir eğitim metodu oluşturmuş. Eğitimde katılımcılar, anlamını bildiği Türkçe kelimeleri Kur’an sayfalarında buluyor. Bu sayede Kur’an’ı severek okuyor. “Kur’an Seferberliği” isimli bir okuma grubu bulunan Fatma Serap Karamollaoğlu, amaçlarını her gün bir sayfa okuyarak Kur’ân okuma alışkanlığı edinmek olduğunu aktarıyor. Amerika, Fransa, Moğolistan gibi ülkelerden katılımcıların olduğu gruba dahil olmak için tek şart var o da Kur’ân okumayı bilmek. Detaylı bilgi için grubun sosyal medya hesapları ve web sitesini ziyaret edebilirsiniz.