"Verim arttırma çalışmaları devam ediyor"
İlaç geliştirme projeleri kapsamında; moleküler modelleme ve tasarım, yerli sentetik ilaç sentez ve üretimi, iyileşmiş hasta plazması, rekombinant antikor projelerinin başarıyla devam ettiğini kaydeden Varank, projelerin ilk 2 ayında, başka hastalıklarda kullanılan veya klinik çalışmaları devam eden binlerce ilaç molekülünün tarandığını belirtti.
Bakan Varank, "Virüsü durdurma potansiyeline sahip ilaç molekülleri belirlendi. Bunların doğrulayıcı laboratuvar çalışmalarına geçildi. Bu moleküller arasında bulunan ve daha önce ithal ettiğimiz iki farklı ilacın etken maddelerinin yerli üretimi için metodlar geliştirildi. Hidroksi-klorokin molekülü yüzde 87 verimlilikle TÜBİTAK MAM Kimyasal Teknoloji Enstitüsü tarafından başarıyla sentezlendi. Verim arttırma çalışmaları devam ediyor. Favi-piravir molekülünün laboratuvar seviyesinde yerli sentezi başarıyla gerçekleştirildi. Bu ilacın endüstriyel seviyede yerli sentez ve üretiminde son aşamaya geldik. İnşallah haziran ayı içinde favi-piravir’in endüstriyel seviyede yerli sentezi ve üretimi başarılmış olacak" dedi.
"Virüs proteinlerini, yerli olarak üretme kabiliyetimiz oluştu"
Bakan Varank, koronavirüs tedavisi için, virüs durdurucu rekombinant antikorlar ve immün plazma ürünleri geliştirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
- "Rekombinat antikor projelerinde, laboratuvar ve hayvan deneyleri başarıyla devam ediyor. Yapılan çalışmalar sayesinde, ithal ettiğimiz bazı virüs proteinlerini, yerli olarak üretme kabiliyetimiz oluştu. Bunların ticarileştirilmesi de mümkün. İyileşen hastalardan, yüksek antikor seviyelerine sahip [immün] plazma üretiyor ve hastaların tedavisinde kullanıyoruz. Tam da bu konuyla ilgili olarak başarılı bir kamu-sanayi iş birliğine imza atıyoruz. TÜBİTAK MAM ile bir start-up firması arasında yapılacak anlaşmayla, virüse karşı tedavide kullanılacak yüksek saflıkta antikor içeren bir ürün üretilecek. Su yosunlarından elde edilen grifitsin proteininin, anti-viral özellikte olduğunu tespit ettik. Bununla ilgili ilaç geliştirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Sentetik DNA ilacı projesiyle, hastalarda ve sağlık personeli gibi yüksek risk gruplarında kısa süreli koruyucu etki oluşturmayı amaçlıyoruz."
"Aşı projelerinin üçüncü hayvan deneyleri başladı"
Aşı geliştirme projelerinde Türkiye’nin dünyayla yarıştığına dikkat çeken Bakan Varank, dünyada çalışılan tüm aşı yöntemlerine ek olarak, daha özgün ve yenilikçi yöntemleri de içeren aşı projelerinin bulunduğunu söyledi. "Yani yurtdışındaki projelerden eksiğimiz yok, bilakis fazlamız var" diyen Bakan Varank, şöyle konuştu:
- "Bunlara da kısaca değinmek istiyorum. İnaktif aşı, yani hastalık yapamayacak hale getirilmiş virüsle aşı geliştiriyoruz. Ekibimiz virüsü çoğaltıyor ve inaktive ediyor. Rekombinant protein aşılarında, virüs proteinlerini kullanılarak çalışmalar yürütüyoruz. Gelinen noktada, antijen üretimi ve saflaştırma çalışmaları sürdürülüyor. Bu alandaki aşı çalışmalarımız, dünyada ilk defa kullanılan özgün adjuvant teknolojisi ihtiva ediyor. DNA aşısında, virüs antijenlerini kodlayan DNA molekülleriyle aşı adayları geliştiriyoruz. Koronavirüs antijenlerini içeren zararsız virüslerin kullanıldığı viral aşıda çalışmalar sürüyor. Virüs benzeri parçacıklara dayalı aşıda, Kovid-19 proteinlerini taşıyan sentetik yapılarla çalışıyoruz. Şu an etkinlik testleri yapılıyor. RNA temelli aşı projesinin tasarımları yapılıyor. Bahsettiğim aşı projelerinin 3’ünde hayvan deneyleri başladı ve hızla devam ediyor. Bu deneylerde, aşının farelerde antikor üretme yeteneği test ediliyor. İzleyen süreçlerde, hayvan deneylerinde 'karşı koyma testleri' (challange testi) ve insanda yapılacak Faz-1 klinik çalışmalara geçilecek."
"30 dakikada sonuç alınması hedefleniyor"
Bakan Varank, tanı kitlerinin geliştirilmesi alanında Türkiye'de çok kabiliyetli firmaların olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
- "Örneğin Afrika'da kullanılan AIDS testlerini, Dünya Sağlık Örgütü'yle işbirliği içinde son 3 yıldır bir Türk firması üretiyor. Bunun dışında PCR tanı kiti altyapımız da çok güçlü, bu alandaki özel sektör firmalarımız oldukça kabiliyetli. Yurt içinde bu testleri üretebildiğimiz gibi, 50’den fazla ülkeye ihraç edebiliyoruz. TÜBİTAK üzerinden desteklediğimiz yenilikçi bir tanı kiti projemiz de var. Kovid-19’un kuluçka döneminde, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce bu kitle 30 dakikada sonuç alınması hedefleniyor. Burada biyokimyasal reaksiyonlar yerine, nano-teknoloji tabanlı bir yöntem kullanılıyor. Halihazırda bir prototip geliştirildi. Virüse benzer zararsız parçacıklarla sistemin çalıştığı tespit edildi. Prototipte bazı ayarlamalar ve iyileştirmeler yapılacak. Bu ay içinde prototip TÜBİTAK MAM’a taşınacak ve korona virüs numuneleri üzerinde denenecek. Henüz dünyada bu yönde bir proje yok. İşte bunun gibi projelerle, tanıdaki gücümüzü, öncülüğe taşıyacağız.