
Başbakan Davutoğlu, obüslerle Azez’den uzaklaştırılan terör örgütü YPG’nin yine yaklaşması halinde en şiddetli tepkiyi göreceğini açıkladı. Davutoğlu, “Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu çok net bütün dünya bilmeli. YPG, Fırat’ın batısına geçmeyecek, Azez’e yani Afrin’in doğusuna da geçmeyecek” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ukrayna'ya gidişinde uçakta ve Kiev'de Suriye'de yaşanan son gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin tavrı konusunda net mesajlar veren Davutoğlu, özetle şunları söyledi: Eğer Suriye'de, Rusya'nın rejime verdiği destek ve kimyasal silah konusunda 2013'te doğru bir tavır alınsaydı, muhtemelen Ukrayna'da Rusya bu kadar agresif bir tutum takınamazdı. Batılı ülkelerin bazı tutumları, Rusları Ukrayna'da cesaretlendirdi. Rusya'nın son dönem stratejisi Ukrayna üzerinden AB'yi, Suriye üzerinden de Türkiye'yi sınırlamaya çalışmaktır.
YPG'ye yönelik çağrıların bir anlamı var. Çünkü YPG açık bir şekilde şu anda Rusya'nın Suriye'deki enstrümanıdır. Bunu hem iç hem de uluslararası kamuoyunun doğru okuması lazım. Herkesin bunu görmesi lazım. Bugün Türkiye'de PKK, Suriye'de de YPG Rusya'nın açık bir enstrümanıdır. Onun yayılmacı politikalarının piyonlarıdırlar. Bu doğru görülmezse ileride daha başka sıkıntılar doğacak. Rusya, Türkiye'yi sıkıştırabilmek için de bu araçları kullanıyor. Dolayısıyla bizim tutumumuzun son derece meşru bir temeli var.
Türkiye, kendi güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alır. Hiçbir ülke Suriye'deki gelişmelerden Türkiye'deki kadar etkilenemez. Dolayısıyla güvenlik tedbirleri almaktan tereddüt etmeyiz. İkincisi Suriye içindeki gelişmeler bağlamında da ılımlı muhalefeti yok etmeye ve Halep-Türkiye koridorunu Azez üzerinden de YPG ile kapatma, sonraki aşamada da Azez'in de doğusuna geçerek, YPG'nin Kobani'den gelen muhtemel YPG'lilerle birleşme gibi teşebbüsleri karşısında, Türkiye'nin tavrı eskidendir belli. YPG, Fırat'ın batısına geçmeyecek, Azez'e de yani Afrin'in de doğusuna geçmeyecek.
YPG'nin Azez'e yönelik her saldırısı Türkiye'nin güvenlik kaygılarını önemli ölçüde artırıyor. Bir, Türkiye'ye mülteci akınlarının önlenmesi, iki Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlanması, üç ılımlı muhalefetin Rusya-İran-Suriye rejim güçlerinin yanında YPG ile katılmasının önüne geçmek için bu yaklaşımımız sürecek. Gerekli gördüğümüz yerde gerekli gördüğümüz müdahaleler kullanılır.
Bir dünya savaşı çıkabilir algısı Rusya tarafından yaratıldı. Böyle bir algı operasyonuna gelinmemesi gerekir. 5 yıldır Türkiye'nin çevresinde savaş yaşanırken, Türkiye'yi de bu savaşın dışında tuttuk. Kimsenin böyle bir savaşçı lobisi oluşturması doğru değil. Türkiye gerekli gördüğü tedbirleri alır ancak tedbirleri alırken Türkiye'nin istikrarının ve pozitif siyasi atmosferin etkilenmemesine de büyük özen gösterir.
Suriye'deki temel problem, başından itibaren Suriye rejiminin ve şimdi de Rusya'nın havadan yaptığı saldırılar. Maalesef Türkiye'nin söylediği, yıllardır uyardığı hususlarda gerekli adımlar atılamadı. Şu anda da önce hava saldırıları durmalı, savaş suçu işleyen rejim unsurları ve DAEŞ dışındaki Suriye halkının temsilcisi gruplar desteklenmeli, belli bir dengeyle barış süreci inşa edilmeli.
Davutoğlu, Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk ile baş başa görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Ukrayna'nın stratejik ortak ve kardeş ülke olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Türkiye, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü tanımakta ve Kırım'ın ilhakını ise kesinlikle reddetmektedir. Kırım, Ukrayna topraklarının bir parçasıdır ve Kırım Tatarları'nın asli yurdudur" dedi. Davutoğlu, Ukrayna ve Suriye'nin, Türkiye'nin kuzey ve güney komşuları olduğunu belirterek, “Biz Ukrayna ve Suriye halklarının yanında olmaya devam edeceğiz. Bugün bütün bu gelişmeleri birlikte aynı perspektifle değerlendirmekten duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
İran medyası, daha önce birçok kez yaptığı gibi yine haberleri çarpıttı. İran medyası, Davutoğlu'nun, "PYD'nin saldırgan nitelikteki eylemlerine müsaade edilmeyeceği" açıklamasını, "Suriye Kürtlerine yönelik saldırılar devam edecek" şeklinde çarpıttı.
Rusya'nın son dönemlerde yeni geliştirdiği strateji ve konseptle yayılmacı ve saldırgan bir politikayı tercih ettiğini belirten Davutoğlu, “Gürcistan'da, Abhazya'da başlayan süreç, bu anlamda Kırım'ın ilhakıyla yayılmacı şekilde devam etti. Bugün aslında üç ülke toprak bütünlüğü konusunda Rusya'nın tehdidi altındadır. Gürcistan, Ukrayna ve Suriye. Ermenistan'a verdiği destek dolayısıyla Azerbaycan'ın da toprak bütünlüğü de fiilen Rusya'nın tehdidi altındadır" diye konuştu. Yabancı bir gazetecinin sorusu üzerine Davutoğlu, “Şu anda Türkiye güvenlik güçlerinden hiçbir unsurun Suriye içinde bulunmadığını" belirterek, “Türkiye, Suriye halkının yanındadır ancak Suriye'de hiçbir zaman işgalci olmamıştır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmamıştır, olmayacaktır" dedi.
Rusya'nın sivilleri hedef alan saldırılarının halkı tedirgin etmek ve 'Esed rejimi kalsın' psikolojisine sokma amacı taşıdığını belirten Davutoğlu, Rusya'nın aynı taktiği Çeçenistan'da da uyguladığını belirtti. Davutoğlu, “Çeçenistan'da da Kadirov gibi bir kuklayı nasıl iş başına getirdiler, ondan önce nasıl bir kıyım yaptılar ise şimdi aynı şeyi Suriye'de yapıyorlar. Ya Esed'i Kadirovlaştıracaklar ya da Esed gitse bile bir Kadirov bulup bunu Batı'ya empoze etmeye çalışacaklar. Onun için de alanda hiçbir direnç kalmamasına çalışıyorlar. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'a da evvelsi gün söylediğim husus açık ve netti: Rusya'ya da YPG'ye de gerekli mesajı iletin" ifadesini kullandı.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim'in “Geri adım atmayacağız" yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, “Geri adım atmayacağız demesinin bir anlamı yok. Geri adım attılar. Şu anda YPG unsurları Azez civarından uzaklaştırıldı. Azez'e yaklaşırlarsa en şiddetli tepkiyi görürler. Azez'in düşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu çok net bütün dünya bilmeli. Havaalanı konusunda da bu havaalanını, Türkiye'ye ve ılımlı muhalefete karşı kullanmasına izin vermeyeceğiz. Çekilmezlerse o (Miniğ) havaalanı kullanılmaz hale gelecek" diye konuştu. Türkiye'nin müdahalesi olmasaydı şu anda Tel Rıfat ile Azez'in ele geçirilmiş olacağını vurgulayan Davutoğlu, “Azez'e 1,5 kilometre yaklaştıkları için biz uyardık. Biz, Rusya'yı da kaç kez uyardık. 'Yapmayın, sınırımıza yaklaşmayın, ihlal etmeyin.' Bu uyarıları dinlemedikleri için bu oldu. Aynı şekilde YPG'yi de uyardık, 'Fırat'ın batısına geçmeyeceksiniz, Azez'e de yaklaşmayacaksınız.' Şimdi de uyarıyoruz, yaklaşmayacaklar" dedi.
Rusya'nın Azez'e yönelik hava ve füze saldırısına tepki gösteren Davutoğlu, “Rusya'nın niyetinin ateşkes değil, daha çok katliamla Suriye rejimini yaşatmak" olduğunu söyledi. Başbakan, “Suriye'de sivil halka dönük barbarca saldırılar sürüyor hem rejim güçleri hem Rusya hem de terör örgütleri tarafından. Biz bu görüşmeleri sürdürürken dahi Rusya, balistik füzeyle Hazar'dan atıldığı düşünülen, Azez'de okul ve hastaneyi vurdu, çok sayıda çocuk ve sivil hayatını kaybetti. Suriye rejimi, bunu destekleyen Rusya ve diğer ülkeler ve YPG başta olmak üzere terör örgütleri bugün Suriye'de birçok insanlık suçuna sebebiyet veriyorlar. Çözümden önce, alanda kazanım elde etmek için uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal ediyorlar. Eğer Rusya bir terör örgütü gibi davranmaya devam edip sivilleri evlerini terk etmeye zorlarsa, çok kararlı bir yanıt veririz" dedi.









