|

Talal Silo her şeyi anlattı

Suriye’de ABD-PKK ittifakının en önemli tanıklarından Talal Silo, Washington’ın terör örgütleriyle işbirliğine dair çarpıcı itiraflarda bulundu. Silo, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye sığınana dek, PKK/PYD’nin paravan kuruluşu SDG’nin sözcüsüydü.

Yeni Şafak ve
08:00 - 3/12/2017 воскресенье
Güncelleme: 09:38 - 3/12/2017 воскресенье
Yeni Şafak
Türkiye’ye sığınan Talal Silo, ABD’nin silah yardımlarının iç yüzünü anlattı.
Türkiye’ye sığınan Talal Silo, ABD’nin silah yardımlarının iç yüzünü anlattı.

Suriye’de terör örgütü PKK/PYD’nin paravan kuruluşu ‘Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) kaçıp Türkiye’ye sığınan Talal Silo, ABD’nin silah yardımlarının iç yüzünü anlattı. ABD’nin SDG’ye teslim etme görüntüsü altında PKK’ya çok büyük miktarda ağır silah verdiğini ve nerede nasıl kullanıldığını denetlemediğini kaydeden Silo, ortada DEAŞ’la mücadele diye bir şeyin de olmadığını, PKK’nın Washington’la yaptığı anlaşma çerçevesinde DEAŞ’ın kaçakçılığını yaptığını belirtti. İşte Silo’nun çarpıcı açıklamalarından satır başları...

‘SDG’YE GİDİYOR’ OYUNU

2015 ağustos ayında Afrin’e gittim. Ceyşul Suvvar grubu yönetimindeydim. Karar sahibi biz değildik, PKK’lı Hacı Ahmet Hadro’ydu. Daha sonra SDG’ye katılacağımı söylediler. İlk toplantıyı PKK bölge yöneticisi Şahin Cilo’yla yaptık. SDG ile toplantımız 15 Ekim’deydi. Ancak Şahin Cilo (SDG’nin kuruluşunu ilan eden) toplantı tarihi için ‘10 Ekim 2015’ yazmamızı istedi. Sebebini sorunca, ABD’nin Haseke’de YPG’ye (PKK/PYD) silah yardımını 10-15 Ekim arasında yaptığını söylediler. ABD’nin uluslararası topluma durumu izah edebilmesi için böyle yaptılar. Silahlar YPG’ye değil SDG’ye gidiyor diyebilmek için. SDG böyle kuruldu.

TİYATRODAN İBARETTİ

SDG sadece bir isim. Başka bir şey değil. Biz maaş dahil her şeyi YPG’den alıyoruz. SDG’yi ABD kurdu. ABD Kürtlere silah vermek istiyordu. SDG’nin kuruluş ilanı sadece bir tiyatroydu. Bileşenlerin birliğinden bahsettiler ancak böyle bir şey yok. ABD liderliği Kürtlere ve PKK’ya verdi. Terörle mücadeleden bahsettiler ancak baktık ki ABD yönetimi ve Şahin Cilo arasında yapılan anlaşmayla terör örgütü DEAŞ’lıların kaçakçılığı yapılıyor. SDG’yi özgürleştirici ve terörle mücade eden güç olarak lanse ettirdiler. Ancak bunlar evleri yıkıp halkı tehcir etti. Halka kamplarda bile rahat verilmedi.

ARAPLARA SİLAH YOK

İlk başlarda silahları aldığımıza dair ABD’lilerin verdiği belgelere imza atıyorduk. Ama tüm silahlar PKK liderlerinden Türkiye Kürdü, ‘Safkan’ diye birine gidiyordu. Safkan, silahları sadece kendi bildikleri bir yere götürürdü. Yine böyle devam ediyor. Mesela Münbiç operasyonunda tüm silahları (kağıt üzerinde) Arap asıllı Ebu Emced’e teslim ettiler. Bilerek yaptılar. Fakat bu bir tiyatroydu. Ebu Emced, bana “Büyük miktarda silahlar alıyorum ancak bana tek parça silah verilmiyor. Görevim ve yetkim sadece imza atmak” diyordu.


MCGURK YÖNETİYORDU

Tüm fikirler Brett McGurk tarafından ortaya atılıyordu. Rakka operasyonu sırasında McGurk, ‘Arap Koalisyonu’ adında güç kurulmasını istedi. Arap Koalisyonu’nun görevi sadece silahları teslim almaktı. Nitekim çok büyük miktarlarda silah alındı. Ama Kürtler dışındaki Arap, Türkmen ve Süryanilere sadece hafif silahlar dağıtıldı. Koalisyonun adı Arap’tı ancak Arapların hiçbiri şeyi yoktu. Deyrizor askeri meclisi de sadece imza atıyor. ABD’nin bundan haberi vardı, tiyatroyu kendileri istedi. Tüm bu oyunlar, bir gün bu silahların PKK’ya ulaştırıldığının ortaya çıkmaması için yapıldı. Ancak biz bu gelişmiş silahların PKK ve YPG’ye gittiğinden emindik.

Amerikalılar için silahların nereye gideceği umurlarında değildi. Bir kere bile silahları ne yaptığımızı, nerede kullandığımızı sormadılar. PYD’nin ‘silahları bitirdik’ oyununa bile geliyorlardı ve hemen yeni silah teslimatı başlıyordu. ABD zaten Arap, Türkmen ve Süryanilerin bu denklemde yer almadığını biliyor. Obama döneminde sınırlı destek vardı. Trump başa geçtikten sonra destek şekli değişti. Obama döneminde bize kullanılmış silah da geliyordu, bazıları kullanılamaz haldeydi. Trump gelince zırıhlı araçlar gelmeye başladı.


Talimatı Kandil verir

ABD’den gelecek silahlar için talep listesi oluşturuyorduk. Listeyi ‘Şahin Ferhad Abdi’ kod adlı Şahin Cilo (ABD’lilere) sunuyordu. Verilen silahlar basına yansımazdı. Ne tür silahların verildiğinin bilinmesi istenmezdi. SDG’yi ABD yönetiyor. Seçimler yapılsa da hepsi tiyatro. Şahin Çilo’yu herkes biliyor. İşlerin başında bu şahıs var. Yardımcısı (Hüseyin) Kahraman’dı. Bu da PKK yöneticilerindendir. 3 numaralı yetkili bendim. Her noktada PKK’ya ait kontrol noktaları ve takip ekipleri var. Mahkemede, sivil meclis, sağlık ve diğer her alanda illaki bir PKK lideri mevcut. Cilo başkan olsa da kendisinden üstte bir otorite var. Bu kişi Bahoz Erdal. Bahoz da talimatları Kandil’den yani Sabri Kök’ten alıyor. Erdal, Kandil’e atanınca yerine Nureddin Sofi geldi. Cilo’ya talimatları bu veriyor. Cilo ile (yardımcıRakka’nın askeri ve sivil yöneticisi Avrupa’dan getirilen Hasan. Deyrizor’unki ise Polat Can, ki kendisi PKK’nın önde gelen isimlerinden. PKK, Salih Müslim’i sadece basındaki rolü için kullandı. Gerçekte bu projede onun hiçbir rolü yok.

  • Terörist maaşı 200 dolar
  • PYD’nin yaklaşık 50 bin militanı var. Kadın-erkek toplam. Bunların yüzde 70’i YPG ve YPJ (kadın unsurlar). Çeşitli ülkelerden gelip katılanlar da var. Örgütte maaşlar aylık 170-200 dolar arasında. Liderler maaşsız ama kaçakçılık ve rüşvetten kazanıyorlar. Ben Şahin Cilo’dan doğrudan maaş alıyordum. Binlerce dolar alıyordum ve durumum gayet iyiydi. Militanlar ise Suriye lirası alıyor. PKK lider takımı maaşsız ancak tüm talepleri yerine getiriliyor.

#PKK
#PYD
#Talal Silo
6 лет назад