AB Komisyonu, 18 Mart AB-Türkiye Anlaşmasının uygulanmasına ilişkin dördüncü raporunu yayımladı. 14 sayfalık rapora göre, 21 Mart itibariyle Türkiye'den Yunanistan'a geçen sığınmacıların iade edilmesinin öngörüldüğü anlaşma sayesinde, günlük geçişler 6 binden ortalama 81'e düştü.
Anlaşmada, ilk aşamada 18 bin, ortaya çıkabilecek diğer yeniden yerleştirme ihtiyaçlarını gidermek için, ilave 54 bin sığınmacı ile beraber toplamda AB ülkeleri tarafından 72 bin sığınmacının alınması kayda geçirildi. Ayrıca Türkiye ile AB arasındaki düzensiz geçişler sona ermeye başladığında veya en azından ciddi ölçüde ve sürdürülebilir şekilde azaltıldığında, Gönüllü İnsani Kabul Programının devreye sokulacağı belirtildi.
AB, sözünde durmadı
Ancak son rapora göre, Türkiye'den 72 bin yerine sadece 2 bin 761 Suriyeli sığınmacı AB ülkelerine yerleştirildi. Anlaşma uyarınca Türkiye'ye gönderilen sığınmacı sayısı ise 748 oldu. Günlük geçişler "ciddi ve sürdürülebilir şekilde" azalmasına rağmen, söz verildiğinin aksine üye ülkelerin gönüllülük esası çerçevesinde Türkiye'den sığınmacı almasını öngören Gönüllü İnsani Kabul Programı devreye sokulmadı.
AB'nin raporunda "sonraki adımlar" arasında "Türkiye'den sığınmacı alınmasının hızının korunması" ifadesine yer verilirken, "Türkiye'ye göndermelerin hızının acilen artırılması" istendi. Böylece, Brüksel'in önceliğinin ne olduğu ortaya konuldu.
3 milyar avronun 677 milyonu gönderildi
AB'nin söz verdiği ancak yerine getirmediği diğer bir konu da, sığınmacılar için yapılacak maddi katkı oldu. Anlaşmada 2016-2017 için 3 milyar avro, 2018 için de artı 3 milyar avroluk katkı kayda geçirildi.
Buna karşın, 5 Aralık'a kadar "söz verilen/karar verilen" para miktarının 2,2 milyar avro olduğu belirtilirken, gerçekte transfer edilen para miktarı 677 milyon avro oldu. Bu paranın, 310 milyon 400 bin avrosu Dünya Gıda Programına ve 33 milyon 300 bin avrosu da BM Çocuklara Yardım Fonuna (UNICEF) aktarıldı.
AB'nin Türk kurumlarına aktardığı 222 milyon avro, Türkiye'nin son 6 yılda yaptığı toplan 25 milyar dolarlık (23,5 milyar avro) harcamanın yüzde birine bile ulaşmıyor.
Gümrük Birliğinin revize edilecek
Anlaşma uyarınca, Gümrük Birliğinin güncelleştirilmesi için 2016 yılı sonlarına doğru resmi müzakereler başlaması gerekiyor. 2017'ye sayılı günler kalmasına rağmen, bu konuda henüz somut bir adım atılmazken, raporda sadece "hazırlık çalışmalarının tamamlanmasının ardından AB Komisyonunun AB Konseyine müzakere yönergesini sunacağı" kaydedilip bir tarih verilmedi. Eğer AB bu konuda 31 Aralık'a kadar adım atmazsa anlaşmanın başka bir maddesi daha yerine getirilmemiş olacak.
Vize serbestisinde ilerleme yok
Anlaşmada yer alan "haziran sonuna kadar vizelerin kaldırılmasına" dair maddede ilerleme sağlanamıyor. Rapora göre, Ankara, 72 şarttan geriye kalan 7 şartı henüz yerine getirmedi. Bunlar, "AB standartlarına tam uyumlu biyometrik pasaport çıkartılması, yolsuzlukla mücadele için önlemlerin alınması, Europol ile operasyonel işbirliği anlaşması yapılması, terörle mücadele yasa ve uygulamalarının Avrupa standartlarına göre düzenlenmesi, kişisel verilerin korunması düzenlemesinin AB standartlarına getirilmesi, suç bağlantılı konularda AB'nin tüm ülkeleriyle etkili işbirliği yapılması ve AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşmasının tüm maddelerinin uygulanması" olarak sıralandı.
Ancak Ankara, terörle mücadele kanununda değişiklik yapılmasını öngören şartta Türkiye'deki mevcut durum göz önünde bulundurularak esneklik istiyor. Brüksel ve Ankara arasında görüşmeler devam etse de ortaya iki tarafın da üzerinde uzlaştığı bir metin henüz çıkmış değil.
FETÖ ve PKK ile mücadele
Anlaşmada, "Türkiye ve AB'nin terörle mücadelenin önceliğini koruduğunu bir kez daha teyit ettiği" ifadesine yer verilse de Brüksel, Türkiye'ye bu konuda desteklemek bir yana, PKK ve FETÖ ile mücadele kapsamında aldığı önlemler nedeniyle sık sık eleştiriler yöneltti.
Raporda bu maddeye ilişkin bir değerlendirme yerilmedi. Ancak terör örgütleri listesinde olmasına rağmen Avrupa'da PKK'ya karşı operasyon düzenlenmemesi ve AP Başkanı Martin Schulz ile AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın, PKK'ya silah taşıdığına dair görüntüleri çıkan firari HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile görüşmesi Ankara'nın tepkisini çekiyor. AB kurumları ve ülkelerinin bu tavrı Ankara tarafından "teröre destek" olarak değerlendiriliyor.