Siyonist İsrail'in Gazze’de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan bağımsız girişim "Gazze Mahkemesi"nin nihai oturumu devam ediyor. Eski Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’nda düzenlenen "Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum"un ikinci gününde "Suçlar" başlıklı oturum gerçekleştirildi. Bu oturumda, İsrail'in "aç bırakma, ekolojik kırım ve ev yıkımı suçları" değerlendirildi.
SALDIRILAR SÜRÜYOR
Burada konuşan Ev Yıkımlarına Karşı İsrail Komitesi (ICAHD) Başkanı İsrailli Antropolog Jeff Halper, “Siyonizm karşıtıyım. 50 yıl önce ABD’den İsrail’e gittim. Fakat şunu biliyorum ki bir sömürgeci yerleşim ülkesinde bir yerleşimciyim. Bu nedenle, kişisel sorumluluğumun bir parçası olarak, yaşadığım ülkenin Filistinlilerin haklarını yok etmemesi benim için son derece önemli” dedi. İsrail’in Batı Şeria’yı Gazzeleştirdiğine vurgu yapan Halper, “Bölgedeki mülteci kamplarına yönelik çok yoğun askeri saldırılar düzenliyor. Sadece kuzey Batı Şeria’daki saldırılar sonucu 40 binden fazla kişi evlerinden edildi. Fakat dünya kamuoyu bunun neredeyse farkında bile değil. Asıl tehlike Batı Şeria’da yaşanıyor” diye konuştu. Siyasi anlamdaki en büyük tehdidin İbrahim Anlaşmaları’nın genişlemesi olduğuna dikkat çeken Halper, “Bu anlaşmaların amacı, Arap ve Müslüman dünyasının İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesi. Burada kastedilen İsrail, yalnızca 1948 sınırları içindeki İsrail değil. Batı Şeria’daki yasadışı yerleşimleriyle birlikte bir İsrail. Bu da aslında iki devletli çözüm değil, kurumsallaşmış bir apartheid sistemi anlamına geliyor” vurgusu yaptı.
ATEŞKES GEÇİCİ
Halper, “İsrail’in Gazze’de ve Batı Şeria’da işlediği suçlardan kendimi sorumlu hissediyorum. Filistinlilerle birlikte barış içinde yaşamak istiyorum. İsrailli olarak bu benim için çok önemli. Gazze’deki ateşkes geçici bir durum. İsrail, askeri operasyonlarını daha sessiz bir biçimde sürdürüyor. Bazı açılardan bu aslında gerçek bir ateşkes değil. Netanyahu da bunun son olmadığını, sadece geçici bir ara olduğunu söyledi. İsrail, bu arayı Gazze’ye karşı savaşı sürdürmek için bir fırsat olarak görüyor” ifadelerini kullandı. Gazze Mahkemesi’nin karar duruşması yarın saat 14.00’te yapılacak.
Daha gür sese ihtiyaç var
- Osmanlı Devleti padişahlarından 5’nci Murat'ın torunu Kenize Murad ise, “Bu mesele benim için kişisel ve tarihî bir yük. 40 yılı aşkın süredir İsrail–Filistin çatışmasını yerinde izledim. İntifadalardan savaşlara kadar her dönemi gördüm. Filistin, insanlık tarihinin en ağır adaletsizlik örneklerinden biri” şeklinde konuştu. Bu mahkemede yer almayı Gazze’yi anlatacak daha çok sese ihtiyaç olduğu için kabul ettiğini aktaran Murad, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün Batı Şeria’da köyler yakılıyor. Saldırılar en üst seviyeye çıktı. Yine de umudumu kaybetmiyorum. Tarih, Filistinlilerin direncinin nesiller boyu tekrar doğduğunu gösteriyor. Ölenlerin çocukları, adalet sağlanmadıkça haklarını aramaya devam edecekler. Kalıcı çözüm için müzakere yoluyla ya tek bir demokratik devlet ya da iki devletli bir düzen gerekir."
‘Kanıt’ sergisine yoğun ilgi
Program kapsamında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Şeref Holü'nde sergi, belgesel gösterimi ve söyleşilerin de yer aldığı yan etkinlikler yapılıyor. Etkinlikte Anadolu Ajansı (AA) muhabirlerinin İsrail'in Filistin'de uyguladığı soykırım ve zulmü belgeleyen fotoğraflarından oluşan "Kanıt" kitabındaki görsellerden oluşan resim sergisi açıldı. Sergi katılımcılar ve üniversite öğrencileri tarafından yoğun ilgi gördü.