Yaklaşan Şanghay İşbirliği Toplantısı

15-16 Eylül 2022 tarihlerinde Özbekistan’ın Semerkant şehrinde Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından ŞİÖ toplantısına davet edilmişti.

Arşiv

Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe

Siyaset Bilimci - Akademisyen

15-16 Eylül 2022 tarihlerinde Özbekistan’ın Semerkant şehrinde Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından ŞİÖ toplantısına davet edilmişti.

SSCB’nin dağılması ve Varşova Paktı’nın geçerliliğini yitirmesi üzerine ABD’nin küresel alanda hegemonyasını ilan etmesi, Rusya Federasyonu ve Çin arasında ABD’ye karşı birlikte hareket etme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Daha önceleri birbirlerini tehdit olarak algılayan Rusya ve Çin arasındaki yakınlaşma Eylül 1994’te “Yapıcı Ortaklığa”, Nisan 1996’da ise “Stratejik Ortaklığa” dönüştü. Aynı süreçte Orta Asya’da SSCB’den ayrılan ülkeler arasındaki sınır güvenlikleriyle ilgili kaygıların artması ve bu ülkelerin sahip oldukları yeraltı kaynaklarını korumak, geliştirmek ve bunların üretimini yaparak güvenli şekilde dünya pazarlarına ulaştırma ihtiyacı ŞİÖ’nün kurulma amaçları arasında yer almaktadır. Bu amaçla ilk kez Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla Çin’in Şanghay kentinde Nisan 1996’da toplanan ülkeler Şanghay Beşlisi olarak anılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise 9 üye, 3 gözlemci ve 9 diyalog partneri üye ülke ile aralarında ASEAN, BDT gibi uluslararası kuruluşlarla Türkmenistan destekçi üye olarak yer almaktadır.

ŞİÖ, günümüzde Güneydoğu Asya ülkelerini de kapsayacak şekilde ve Belarus gibi Avrupa ülkesi ile Mısır, Katar ve Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerini de örgüt içine entegre etmeye başlamıştır. Türkiye 6-7 Haziran 2012 tarihlerinde Pekin’de düzenlenen zirvede Diyalog Ortaklığı’na kabul edilmiştir.

SEMERKANT ZİRVESİ ÖNEMLİ

Semerkant Zirvesi’nin Rusya-Ukrayna arasındaki savaş ile Çin-Tayvan arasındaki gerilim ekseninde mutat yapılan zirveler arasında olmadığı aşikardır. Bu zirve ile ekonomik konular, Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesi kapsamında Avrupa’ya gidecek güzergah ve alternatif güzergahların belirlenmesi ile Pakistan’a ulaşacak güzergahın saptanması konusu ile Afganistan’daki mevcut durum, Afganistan’dan bölge ülkelerine terör örgütlerinin sirayet etmesine yönelik sınır güvenliği konuları yer almaktadır. Zirve’de liderlerin kendi aralarında yapacağı ikili görüşmelerde ABD’nin yayılmacı ve hegemonik politikaları da yer alacaktır. ABD’nin Rusya-Ukrayna politikası ile Tayvan-Çin politikası üye ülkeleri rahatsız eden konuların başında gelmektedir. Aynı zamanda Suudi Arabistan ve Katar’ın da zirveye katılması kayda değer bir gelişmedir. Körfez ülkelerinin, ABD’nin baskıcı ve dayatmacı politikalarına karşı alternatif arayışları ile petrole dayalı ekonomilerini çeşitlendirme çabaları bu zirveye katılmalarının neden önemli olduğunu göstermektedir. Çin’in Pakistan üzerinden denize ulaşma çabasının sonucu olan Pakistan güzergahının nihai noktası, Pakistan’ın Gwadar Limanıdır. Gwadar Limanı Hürmüz Boğazı’nın girişinde, Umman Denizi’nin kıyısında ve Basra Körfezi’nin yakınında yer almaktadır. Liman, dünyanın en büyük üçüncü limanı olup sadece ekonomik olarak değil jeopolitik olarak da stratejik önemdedir. Dolayısıyla Körfez ülkelerinin bu liman üzerinde yapılacak olan ticari ilişkilere ilgi duyması doğaldır.

TÜRKİYE – ŞİÖ İLİŞKİSİ

ŞİÖ zirvesi ABD’nin Türkiye karşıtlığı politikalarının zirve yapmaya yakın olduğu bir dönemde olması bakımından Türkiye için de önemlidir. ABD’nin Suriye’de PKK/YPG’ye destek vermesi, bu desteğini artırarak terör örgütü mensuplarına silahlı eğitim vermesi, Yunanistan’ı kışkırtarak Türkiye’nin üzerine salması ve F-35 ile F-16 krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda yaptırım uygulamayan tek NATO ülkesi olması ABD ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmektedir. Bu koşullar Türkiye’nin ABD karşısında yeni arayışlar içerisinde olmasını meşru kılmaktadır.

Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden Suriye’deki terör örgütü ile Yunanistan’ın saldırgan politikaları ülke güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Bu gereklilik bir NATO ülkesi olmasına rağmen askeri bir ittifak olmayan ŞİÖ kapsamında ve bu zirvelerde yapılacak görüşmelerde sağlanabilir. Suriye’deki barışın sağlanmasına yönelik en önemli girişim olan ASTANA Süreci aktörlerinin (Rusya ve İran) ŞİÖ kapsamında yer aldığı düşünüldüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu zirveye katılarak liderlerle tekrar ikili görüşmeler yapması gayet doğaldır.

Salgın ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın neden olduğu ekonomik bunalımlar bütün ülkeleri ekonomik anlamda yeni iş birliklerine yöneltmektedir. ŞİÖ ülkelerinin, yeryüzündeki petrolün yüzde 25’ini, doğalgazın yüzde 50’sini, kömürün yüzde 35’ini ve uranyumun yüzde 50’sini bünyesinde barındırması açısından Türkiye için bir fırsat kapısı olarak değerlendirilebilir.