6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketinin üzerinden yaklaşık 8 ay geçti. Deprem bölgesinde yaralar sarılmaya çalışılırken, insanların yaşadıkları acılar ilk günkü gibi tazeliğini koruyor. Bir yandan devlet kurumları ve STK’lar var gücüyle çalışıp, bölgeyi yeniden ayağa kaldırmaya uğraş verirken vatandaşlar da bu yeni normale alışmaya çalışıyor. Adıyaman’da şehre girer girmez bizi hasarlı binaların yıkımları ve inşaat çalışmaları karşılıyor. Her ne kadar toz oluşmaması için sulama çalışmaları sıklıkla yapılıyor olsa da göğe yükselen toz ve duman şehri sisli bir yapıya dönüştürüyor.
BİNA YIKIMI TRAVMALARI TETİKLİYOR
Ağır hasarlı binaların yüzde 65’inin yıkıldığı şehirde, bu çalışmalar da çevredekilerin travmalarını tetikliyor. Kimi zaman kepçe darbeleri ve yıkım sesleri çevredekilerin “Yeniden mi deprem oluyor?” tepkisini beraberinde getiriyor. Ağır hasarlı binaların yıkımlarının ardından enkazda yoğun bir çalışma başlıyor. Enkaz içerisinden demirlerin ve kullanıma uygun diğer malzemelerin ayrımı yapılıyor. Bu nedenle şehrin pek çok noktasında üzerinde tonlarca demir yığını taşıyan tırlar görmek mümkün.
BU YIL SALÇA YAPMAK YASAK
Yıkımlardan çıkan tozun sebep olduğu hava kirliliği kentin eski alışkanlıklarını da değiştirmiş. Her yıl Eylül-Ekim aylarında domates ve biber salçası yapılıp, balkonlar ve çatılarda kurutulurken, yetkililer bu yıl yoğun toz ve duman sebebiyle salça yapımına izin vermedi. Ayrıca kronik hastalıkları bulunan ve alerjisi yüksek kişilerle ilgili tedbir alındı. Ağır hasarlı binaların ortadan kalkmasıyla cadde ve sokaklarda geniş araziler oluştu. Henüz hiçbir yapının yapılmadığı araziler ise otoparka çevrildi. Adıyaman’da belediyenin bulunduğu bina ilk depremde yerle bir olmuştu. Belediye binasının alanı da işlek cadde üzerinde otopark haline geldi.
BAZEN EVDE BAZEN KONTEYNERDE
Evleri depremden az hasar gören vatandaşların büyük çoğunluğu her ne kadar artçı depremlerden dolayı diken üstünde olsalar da son tadilatları bitirerek, eski yuvalarına dönmeye başladı. Evine taşınan bazı depremzedeler tedirginlik nedeniyle ara sıra konteynerde ara sıra evlerinde yaşıyorlar. Eğitim-öğretim sezonunun başlamasıyla öğrenciler de gerek konteyner kentlerde gerekse sağlam okullarda eğitim görmeye başladı. Bölgede çocuklara yönelik gerçekleştirilen psiko-sosyal destekler deprem travmalarını hafifletmek için büyük rol oynadı. Ancak kimi zaman öğrencilerin bazılarının okul çevresinden geçen yüklü araçların sesine de tepki verdikleri gözlemlendi.
İKİNCİ EL MAĞAZALARINDA ARTIŞ
Depremin ardından hasarlı binalardan çıkarılan eşyalar da ikinci el mağazalarında satışa sunuluyor. Kanepeden, buzdolabına, fırından çocuk odası eşyasına kadar pek çok ürün alıcısını bekliyor. İnsanlar yeni bir hayat kurmak için temel ihtiyaç malzemelerini buralardan karşılasa da zincir marketler de bölge halkı için kampanyalı ev eşyası ürün satışına başladı.
Filistin’e destek gösterileri
Deprem bölgesi Adıyaman’da güncel meselelere yönelik tepkiler de var. Son olarak İsrail’in Gazze’ye gerçekleştirdiği acımasız saldırılara karşı Adıyaman halkı ayaklandı. Şehrin bazı noktalarında bir araya gelen halk İsrail’i lanetledi, Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olduklarını belirterek uluslararası kamuoyuna savaşı durdurma çağrısı yaptı. Adıyaman’ın Kahta ilçesinde de geçtiğimiz pazartesi bir araya gelen 20 sivil toplum kuruluşu İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınadı.
Kadınlar da motosiklet kullanmaya başladı
Adıyaman’da minibüs ve otobüs hatları depremden kısa süre sonra faaliyete geçti. Ancak bu süreç içerinde hem toplu taşıma eksikliği hem de depremden etkilenen yolların olması halkı motosiklet kullanmaya itti. Genellikle erkeklerin kullandığı motosikletleri artık kadınların kullandığını da görmek mümkün. Şehirde ayrıca pek çok reklam panosunda prefabrik ev, konteyner ve inşaat ile ilgili ilanlar göze çarpıyor. En düşük prefabrik ev fiyatı 2 milyon TL’den başlıyor.