Kuşburnu içerek zinde kalıyorum

Türk sinemasının 1960'lı yıllarının unutulmaz artisti Göksel Arsoy, ilerleyen yaşına rağmen zinde kalmasının sırrını, düzenli olarak spor yapmaya ve kuşburnuna borçlu olduğunu söylüyor.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Arşiv

  • ŞAMİL KUCUR - İSTANBUL
    Türk sinemasının altın çağının yaşandığı yıllarda, sinema seyircisinin 'Altın Çocuk' olarak adlandırdığı Göksel Arsoy, zinde kalmak için düzenli olarak spor yaptığını ve kuşburnu içtiğini söyledi. "Genç mi gözüküyorum bilmem ama şu bir gerçek ki, düzenli ve disiplinli olarak spor yapmak, sağlıklı bir hayat için şart" diyen Arsoy şöyle konuştu: "Yediğime, içtiğime çok dikkat ederim. Mesela kuşburnu, yeşil çay, ada çayı ya da ıhlamur içmeyi tercih ediyorum. Çünkü bu içeceklerin hepsi de sağlık için faydalı."

    Kadınlar her gün yürüsün

    Başkanı olduğu Herkes İçin Spor Federasyonu'nun amaçlarından bahseden Arsoy "Türkiye'de yaşayan bütün insanların, bulundukları şartlar ne olursa olsun, sağlıklı ve zinde olabilmeleri için yürüyüşler ve çeşitli spor etkinlikleri düzenliyoruz.

    Bugüne kadar zannediyorum en faal federasyon olarak 54 şehirde rekor kırdık ve 22 bin kişi olmak üzere devlet yetkilileri ile halkın her kesiminin katıldığı sportif etkinlikler düzenledik. Yanlış beslenme, alkol ve sigara kullanımındaki artış, yeni neslin en sağlıksız kuşak olarak ortaya çıkacağının sinyallerini veriyor. Kadınlarımızı da spora en azından günlük yürüyüş yapmaya davet ediyorum" dedi.

    Kimse benden izin almadan fotoğrafımı kullanamaz

    G.O.R.A. filminde izinsiz kullanılan fotoğrafı için Cem Yılmaz'a tepki gösteren Göksel Arsoy olayı şöyle anlattı:

    "Havaalanındaydım. Cem Yılmaz'ın asistanı olduğunu söyleyen bir bayan beni aradı. G.O.R.A.'da 'Şafak Bekçileri' filmindeki yedek subay fotoğrafımı, 'Prenses Ceku'nun babası olarak kullandıklarını ve bana kontrat imzalatmak istediklerini söyledi. Böyle bir hadiseden haberim olmadığını söyleyerek telefonu kapattım. Aynı bayan bir süre sonra tekrar aradı. Ben de 'Bakın saygısızlık yapıyorsunuz. Ben fotoğrafımın kullanılmasını istemiyorum' dedim. Ardından filmin yönetmeni beni arayarak özür diledi ve Cem Yılmaz'ın beni yemeğe davet ettiğini söyledi. Yemek taleplerini reddettim. Bu bir saygı meselesidir. Oysa Cem Yılmaz açsa ve 'Göksel Abi müsaade ederseniz, fotoğrafınızı kullanmak istiyoruz' demiş olsaydı mesele bitecekti."