D
onald
Trump
Kongre’nin 60 gün içinde çıkış yolu bulmaması halinde tek taraflı olarak ABD’nin “
İran Nükleer Anlaşması
”ndan çekileceğini ilân etti. ABD, İsrail’e karşı önyargılı hareket ettiği gerekçesiyle BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
UNESCO
’dan da çekildi.
Trump ABD’yi “
Trans-Pasifik Anlaşması
” ile
“Paris İklim Anlaşması
”ndan çekmiş,
“NAFTA
”nın ise yeniden müzakere edilmesini istemişti. Trump bu anlaşmalara son vereceğini vaat etmişti. Ancak Beyaz Saray’daki
“Globalist
” ve “
Pragmatist
” kanatlar Trump’ı kontrol etmeye çalışıyorlar. Popülist milliyetçiler ise Trump’ın seçim vaatlerini yerine getirmesi için Globalistlerle çarpışıyorlar.
Steve Bannon
’ın başını çektiği Ulusalcılar Trump’a engel olduklarını düşündükleri Kongre’deki Cumhuriyetçi Liderliğe savaş açtılar.
Ulusalcılara göre ‘
Amerikan İmparatorluğu’
ile ‘
Amerikan Ulus Devleti
’ kritik bir ayrım noktasında. İmparatorluk, Ulus-Devleti ve Beyaz Hıristiyan kimliğini yok ediyor. Göçle gelen çok kültürlülük Amerikan kimliğini bozuma uğratıyor, imalatın dışarıya kaymasıysa içerde işleri azaltıyor. Ulusalcılar, küresel imparatorluğun 20 trilyon dolar borç getirdiğini savunuyorlar. Kazananlar ise çok uluslu şirketler ve Çin gibi ABD’ye rakip olan devletler.
Kısaca söylemek gerekirse Ulusalcılar, “
Amerikan Ulus Devleti’ni küreselleşmenin jandarması haline getiren İmparatorluğa kurban etmeyeceğiz
” diyorlar.
“Amerika’yı Yeniden Büyük Yap
” sloganı, Beyaz Amerikalılar için işleri geri getirmeyi de vaat ediyor. Çin çeliği başta olmak üzere ithal mallara yüksek gümrük tarifeleri getirmek de bu vaadin bir unsuru. Ulusalcılar çok taraflı anlaşmalar yerine ikili veya üçlü anlaşmaları savunuyorlar.
Bu özetten sonra “UNESCO” ile ilgili arka plan bilgilere geçebiliriz. ABD’nin UNESCO kararından önce İsrail’de Trump aleyhinde bir kampanya açıldı. Mesele, Trump’ın ABD İsrail Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma vaadiyle ilgiliydi. Trump vaadini, İsrail ve Filistin arasındaki barış çabalarına şans vermek istediği için askıya aldığını açıkladı.
Netanyahu yanlısı İsrail medyası Trump’ın kararına şiddetli tepki gösterdi. Trump’ın ABD için uygun bir Başkan olmadığı bile yazıldı. Trump’ın İsrail yanlısı büyük bağışçıları da devreye girdiler. Bu bağışçılardan biri milyarder “
Kumarhaneler Kralı”
Sheldon Adelson
idi. Medyaya sızan bilgilere göre Trump, Beyaz bir Amerikalının gerçekleştirdiği katliam nedeniyle Las Vegas’a gittiğinde Adelson ile görüşmüş. Adelson Kudüs vaadini yerine getirmemesinden ötürü sitemlerini aktarmış. Adelson İran konusunda da şahinleri destekliyor, İsrail yanlısı olduklarını her fırsatta dile getiren Bannon ve saz arkadaşlarıyla işbirliği yapıyor.
Büyükelçiliği Kudüs’e taşımayı erteleyen Trump, İsrail’i teskin için ABD’yi UNESCO’dan çekti. UNESCO, “
Mescid-i Aksa
” ile ilgili olarak İsrail’in radikal Sağ kesimlerini rahatsız eden kararlara imza atmıştı. ABD, UNESCO’nun en önemli malî kaynaklarından biriydi.
Trump’ın İran nükleer anlaşmasına ilişkin gerekçeleri ise İsrail lobisiyle Cumhuriyetçi şahinleri mutlu etti. İsrail’de bu anlaşmanın devam etmesini isteyenler de var tabii. Eski Başbakanlardan
Ehud Barak
, “
New York Times
”e anlaşmanın kötü ancak gerekli olduğunu belirten açıklamalar yaptı. Hatta Netanyahu’nun Barak ile aynı görüşte olduğu söyleniyor.
İran’ın anlaşma koşullarına uygun davrandığı konusunda kimsenin kuşkusu yok. Bu yüzden ABD’de Trump’ın anlaşmayı neden bozmak istediği sorgulanıyor. Trump’ın öne sürdüğü gerekçeler ise İran’ın bölgesel pozisyonları ve “
Hizbullah
” gibi, anlaşma kapsamında yer almayan başlıkları içeriyor. İsrail anlaşmanın bozulmasından çok, bu başlıklar sebebiyle ABD’nin İran’la sertleşmesini istiyor. İsrail’in güvenliğinin ABD’nin ulusal çıkarlarıyla bu denli iç içe girmesinin Amerikalılar arasında ayrı bir tartışma konusu olduğunu hatırlatalım.
#Trump
#UNESCO
#İran
#İsrail
7 yıl önce
Trump’ın UNESCO ve İran kararı..
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi
