terhis edilmiş askerler dahil yeniden
Bu seferberliğe
Bu gençlerden biri de
'tir.
, Devleti Aliye'nin çağırısına tereddütsüz “evet” demiştir..!
İlçeye gider askerlik şubesi önünde sıraya girer ve orduya katılır.
,
boyunca cepheden cepheye koşar; bozgunların en ağırını yaşar..!
Ahmet'in eşi yani ki Ömer'in annesi Saçak'ta yol gözler...
Savaş biter, hatta daha sonra İkinci Balkan Harbi başlar; o da biter..!
İlk zamanlar gelenden gidenden haber alınırken, sonraları Ahmet'ten artık haber gelmez olur.
Osmanlı, Çanakkale'den, Sarıkamış'a, Kanal'dan, Trablus'a kadar birçok cephede savaşa tutuşur.
O da biter..!
Umut kesilir kesilmesine ancak,
Hayat Ahmet'siz de olsa devam eder!
Güz zamanı, hasat mevsimi tarlaya gidilir..!
Uzaktan 3 kişi tarlaya doğru ilerlemektedir.
Yaklaştıkça gelenlerin
Yüzler seçilemez, yaklaştıkça gelenlere dikkat kesilinir.
, bir anda gelen erkeği tanır,
Konu komşu yetişir, kadın eve kaldırılır.
Ahmet ve yanındakiler de eve seyirtir…
Ömer'in annesi, Ahmet'in Saçaklı karısı o günden sonra bir daha dünya gözüyle ne Ahmet'i, ne Ömer'i ne taşı, ne toprağı görür.
Soyadı kanunu çıkınca
“Binlerce hatta yüz binlerce insanın ölümü istatistiktir; bir kişinin ölümü ise trajedi” diye anlamlı bir söz vardır.
Ben size bir kişinin trajedisini anlatmayı tercih ettim.
Ahmet niye evlenmiş, ilk karısı onu niye onca yıl beklemiş gibi konular bir yana, olup biten budur!
Hep böyle yaparak milleti yanıltmadın mı ey hergele…
Bazen salağa yattın… Bazen, en akıllımızdan daha akıllı gibiydi.
Bazen kurnazca fitneyi attın…
Bazen “bakın bakın” diyerek hedef gösterdin, sonra da “ben mi yaptım” dedin. Yani ki sende her türlü numara var be hergele.
Dün, “Referandumda hem iktidar hem Türkiye kazanır mı” başlıklı bir yazı yazmışsın. Sözüm ona Türkiye'deki referandumları tarihler vererek anlatıyorsun. Ama öyle bir “hata” yapmışsın ki hiç masum görünmüyor. Diyorsun ki, “Beşinci referandum 2007 yılında esas itibariyle yargının yapısını değiştirmek için yapıldı. Evet kazandı, ama Türkiye kaybetti… Yargı darmadağın oldu, FETÖ'cüler her tarafa sızdı”
Ey hergele, yalan söylüyorsun, yalan yazıyorsun ve yalan üzerine bir şey inşa etme derdindesin.
Senin 2007 yılında esas itibariyle “yargının yapısının değiştiğini” öne sürdüğün referandumun yargıyla uzaktan yakından ilgisi yoktu. O referandumda “Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilip, seçilmemesi” oylandı. Ve millet “Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi”ne yüzde 68.95 ile “evet” dedi.
Çünkü, Sabih Kanadoğlu'nun uydurduğu 367 garabetinin peşine takına CHP konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştü. Mahkeme de 367 garabetini kabul etmişti. Erken seçim kararı Meclis'te o yüzden alınmıştı. Erken seçim ile birlikte “Cumhurbaşkanının millet tarafından doğrudan seçilmesi”nin önünü açan referandum kararı da.
Sen 12 Eylül 2010 referandumu ile 2007 referandumunu karıştıracak kadar aklını yitirmiş olamazsın. Olsan olsan, mikser zekanı yeniden devreye sokmaya çalışan yaşlı bir hergele olabilirsin.
Yanılıyor muyum, he hergele?