İngilizlerin gördüğünü Almanlar, Hollandalılar ya da Norveçliler görmüyor olabilir mi? Görüyorlar ki o nedenle hırçınlaşıp, o nedenle Türkiye'nin iç işlerine karışıyor olamazlar mı?
Görüyor olmalılar ki “Evetçileri İzmir'de denize dökmek”ten söz ediyor olmalılar..!
Dün İngilizlere ait bir şirket 16 Nisan'daki referanduma ilişkin önemli bir araştırma yayınladı. Mobil araştırma şirketi Qriously tarafından 28-30 Mart tarihlerinde akıllı telefon uygulaması kullanılarak, 3 bin 418 yetişkin kişi üzerinde yapılan anket sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
Bu sonuç bize ne söylüyor? Başka araştırmalarla birlikte bu sonucu görenlerin evet ve hayır cephesi açısından pozisyonu ne? Biraz tartışalım.
Geçtiğimiz günlerde
bir canlı yayında,
dedi, bu bir.
İkincisi,
geçen hafta bugün bizi Çankaya Köşkü'nde ağırladı ve orada şöyle bir cümle kurdu,
Ama dikkat ederseniz, ne Cumhurbaşkanımız ne de Başbakanımız anket sonucu açıklamıyor. Bunun nedenini merak etmiyor değildim. Binali Bey ile Elazığ'da yaptığımız canlı yayında da soruyu sorduk, “
diye.
in cevabı,
demişti.
Peki hayır cephesinde durum ne? Burada CHP'nin önce agresif sonra yapıcı ve yine en sonunda hırçın muhalefetini görüyoruz! (Hayır cephesinin başta FETÖ ve PKK'dan oluşan terör gruplarını bu yazının dışında tutuyorum).
, 18 maddelik Anayasa Değişikliği Paketi'nin Meclis'te görüşüldüğü dönemde,
dedi,
dedi,
dedi.
Sonra birden
.
demeyeceklerini açıkladı. Ondan sonra da
filan dedi.
Ama bugün durum yeniden değişti..!
. Bir aklı evvel
tehdit etti.
Kılıçdaroğlu'ysa bizi davet etmediği ve öğrendiğime göre çok gergin bir atmosferde düzenlediği medya buluşmasında,
gibi abuk bir iddia dillendirdi. Yetinmedi,
diyerek hamle yaptı. (İşin ilginci 120 ile 180 arasında tam 60 fark var, bu kadar sapma ne anlama geliyor anlamadım doğrusu.)
Yani,
Yine demokrasi dışı unsurlara bel bağlamaya başladı,
Zaten
bir süredir
ve toplumu germeye, infial oluşturmaya yönelik çaba gösteriyordu.
'dı.
Bana öyle geliyor ki, “Evet cephesi” referandumda mümkün olan en yüksek oranda evet çıkması için işi yeterince ciddiye alıyor ve hiç tavsatmadan kampanyayı yürütüyor.
Ben bugüne kadar bir tahminde bulunmadım. Burada da bulunmayacağım. Ama
İkincisi, Cumhurbaşkanımızın sahaya inmesinin ve yeni değişikliğin ne olduğunu millete anlatmasının oy oranlarını nasıl etkilediğini görememek tuhaf olur.
Başbakan Binali Yıldırım'ın değişiklik geçerse Türkiye Cumhuriyeti'nin son başbakanı olacağını bildiği halde referandum kampanyası dönemindeki azimli çalışması toplumda karşılık bulmuştur.
Zaten
CHP'nin ve agresifleşen hayır cephesinin gördüğü de…
Ne diyelim?
16 Nisan akşamına ulaştığımızda memleketimiz ve milletimiz için yeni bir ufuk açılmış olsun.