Şunun şurasında 1-2 hafta önce 'Hürriyet'e acayip açık bir mektup' yazdık…
'Bu millete güvenmeyi öğrenin artık' dedik…
'Yabancı projelerle gelmeyin' dedik…
Sabıkanız kabarık, yemediğiniz hurma kalmamış, aman dikkat edin.., Vesayet odaklarıyla, yabancı istihbarat örgütleriyle aynı yatağa girmeyin' dedik…
Her seçimden sonra yaptığınız gibi, 'referandum sonrası da, “yeni bir sayfa açalım..” demek yerine şimdiden yeni bir sayfa açın' dedik…
'Açın ki, bari bu sefer inanalım' dedik…
Geçmişte yediğiniz naneleri yüzlerce kez tek tek yazdık, yazmaktan bıktık… Detaylara gerek yok… Başlıklarla, manşetlerle, rakamlarla hatırlatsak yeter… O meşhur fıkrada olduğu gibi; '1 nolu fıkra.., 5 nolu fıkra.., 8 nolu fıkra.., ilâ âhiri… (Bilenler bilmeyenlere anlatsın, yoksa google'dan bakın…)
“Vay şerefsiz, Gerekirse silah kullanırız, 28 Şubat, irtica hortladı, okulda namaz, Ramazan'da dayak, Silahsız Kuvvetler, Testis, Türban Faciası, 27 Nisan, 411 El, Çapulculuk, Sokak Devrimi, 17-25 Aralık, Maklubecilik, Charlie Hebdo'yuz, Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı'na idam, teröristin savcının kafasına silah dayadığı fotoğraf, HDP ile sazlı sözlü sallamak.. İlâ Âhir..
Anladınız siz onu!..
Maalesef geçmiş bu… Dediğimiz gibi sabıkanız oldukça kabarık…
Peki, durup dururken ve dahi referanduma çeyrek kala, 'Karargah Rahatsız' ne demek?.. 'Askeri Kaynaklar' diyorsunuz, onlar kimler?..
Tamam, “Genelkurmay hakkında yapılan eleştirilere yer verdik.. Bu haberde her bir eleştirinin tek tek yanıtı verdik…” deyip kendinizi savundunuz…
Öyledir muhakkak!.. Sonuçta beyan esastır…
“Utan ey büyük adam” başlığını atıp, “Ve komşudaki diktatörü yıkıp yerine kendinin ve kendi adamının heykelini dikeceğim diye elinden geleni yapan güya komşu. Sen de...” diye devam eden 'Dürülüş Ertuğrul' da benzer şekilde savunmuştu kendisini… Biz yanlış anlamıştık!.. Meğer kastettiği iki diktatörden biri komşu Esed'miş… Diğerini hala öğrenemedik!.. (Zimbabweli Mokoko'yu kastettiğini düşünüyorum!..)
Ama siz o başlığı (Karargah Rahatsız) atamazsınız… Şeytanı ayrıntıda gizleyerek mesaj verdikten sonra salağa yatamazsınız… Zira sabıkanız sebebiyle manevra alanınız oldukça dar…
Sonra ne derler?...
“Katranı kaynatsan da olmaz ki şeker” derler…
Derler mi derler!..
***
CHP referandumdaki 'hayır' kampanyası için Şilili reklamcı Garcia Ferrada'yı davet etmiş… (Yanlış tercih… Kongolu reklamcı 'Motombo Bokoko'yu çağırsalardı daha iyiydi… En azından Türkiye'yi daha iyi tanıyor!..)
Ferrada; 'Ben bir haftadır buradayım, 'Hayır' oyunun ne önerdiğini anlamış değilim' demiş...
Ee, laf mı bu şimdi?..
Ulan biz yıllardır CHP'nin ne önerdiğini anlayamadık, sen bir haftada ne anlayacaksın?!..
Şunu anladın mı peki Ferrada?... CHP yıllarca (mevcut sistemde) 'diktatörlük var' diye martaval okumuş, bugün ise “sistemi koruyun, 'Hayır' deyip demokrasiye sahip çıkın” diyerek referandum kampanyası yürütüyor…
Anlamadın değil mi?.. Biz de anlamadık... O zaman diren Şilili!…
