|
ABD ile bir dönemin sonu
Amerika Birleşik Devletleri ile tarihin en kırılgan dönemini yaşıyoruz. ABD ile yaşadığımız bu krizi çeşitli nedenlere bağlayanlar var.
Kimine göre Irak, kimine göre Suriye, kimine göre PYD/PKK, kimine göre Fetullah Gülen ve teröristleri.
Kimileri Türkiye’nin politikalarını eleştiriyor, kimileri ABD’yi… Kimileri “Türkiye daha alttan almalı” diyor, kimileri “Türkiye daha sert politika izlemeli” diyor.

Bütün bunlardan daha da fazlası söylenebilir. Evet, bütün bunlar ABD ile Türkiye arasında ilişkilerin gerilmesine neden oluyor doğru.
Ama ABD ile ilişkilerin kırılma noktasına gelinmesinin sebebi bu olaylar değil.
ABD ile ilişkilerin kırılma noktasına gelinmesinin sebebi 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye ile ABD arasındaki münasebet sisteminin miadını doldurmasındandır.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturulan yeni dünya düzeninde
Türkiye ile ABD arasında anti komünizm temelinde bir ilişkiler ağı oluşturuldu.
Türkiye, ABD’nin komünizm ile mücadelesinde ileri karakol olacaktı, ABD de Türkiye’nin güvenlik başta olmak üzere çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacaktı.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’ya göre, Sovyet yayılması karşısında çaresiz kalan Avrupa, maddi ve manevi olarak güçlendirilmeliydi. Avrupa ülkelerine yapılacak yardıma teklifin sahibi ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın adı verildi.
1947’de Paris’te yapılan toplantıda, Avrupa’nın acil ihtiyaçlarını belirlemek Avrupa Ekonomik İşbirliği Konferansı adında bir örgüt kuruldu.
İlk başta Türkiye kapsam dışında tutulsa da Türkiye 3 Nisan 1948 tarihinde Marshall Planı’na dahil edildi.
Marshall yardımları ile başlayan
antikomünist işbirliği günümüze kadar devam etti.
Türkiye o anlaşmaları dönemin koşulları gereği belki yapmak zorundaydı. Kimseyi itham etmek için böylesine gerilere gitmiyorum.
Ama bugün geldiğimiz durumu anlamak için geçmişin analizini yapmak durumundayız.
Marshall yardımlarından sonra ne oldu? Eğitimden, sağlığa, güvenlikten, tarıma pek çok meselemiz ABD güdümüne girdi.
Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası ABD istediği için kapatıldı. Nuri Killigil’in Sütlüce’deki silah ve mühimmat fabrikası onun için havaya uçuruldu.
Atatürk’ün isteğiyle Türkiye’nin savunma sanayisinin ilk özel sektör fabrikasını kuran,
Türk Hava Kuvvetleri’nin ve Türk Kara Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan ilk silah ve cephaneler, ilk Türk denizaltı su bombalarını üreten Şakir Zümre, bu yüzden 1949’da silah üretmekten vazgeçip ‘sobacı’ oldu.
Adnan Menderes, Rusya ile temasa geçtiği için asıldı.
1964’te ABD’den aldığımız silahları kullanamadığımız için Kıbrıs’a çıkartma yapamadık ve yüzlerce Kıbrıs Türk’ünün katledilmesini seyirci kaldık.
1972 muhtırasıyla Türkiye’de siyaset üzerinde oluşturulan vesayet nedeniyle istikrarsızlaştırılan Türkiye’de kardeş kavgaları bu yüzden yaşandı. 1980’de yönetime el konulduğunda ABD, bu yüzden “bizim çocuklar başardı” demişti.
1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ve soğuk savaşın sona ermesiyle
ABD’nin NATO eliyle yarattığı Gladyo sisteminin Türkiye’de de bitirilmesini isteyen 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü bu yüzden hala şüpheli.
Bu yüzden Türkiye 90’lı yılları karanlık cinayetlerle geçirdi. 28 Şubat’ta Necmettin Erbakan’a karşı bu yüzden post-modern darbe yapıldı.
Şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız.
Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişimi ile birlikte yeni bir yol ayırımına girdi. 15 Temmuz ihanetinin başı Fetullah Gülen’in kim olduğunu kimler tarafından yetiştirildiğini öğrendi.
ABD’nin bu kadar zıvanadan çıkmasının nedeni bu
. Türkiye, 1963 yılında sıradan bir er ve henüz asaleti bile tasdik edilmemiş bir memur iken, hava değişimine gidip Erzurum’da ‘Komünizmle Mücadele Derneği’ kuran Fetullah Gülen’in bütün karanlık geçmişine ulaştı.
Hiç kimse ABD konsolosluk çalışanı Metin Topuz’un tutuklanmasından dolayı böyle cinnet geçirdiğini düşünmesin.
ABD, yarım asırdan fazladır beslediği Fetullah Gülen’in deşifre olmasından ve antikomünizm bahanesiyle oluşturduğu
Gladyo’nun miadını doldurmasından dolayı cinnet geçiriyor.
Eğer ABD’de hala aklı başında birileri kaldıysa, 1948 yılında başlayan ABD-Türkiye ilişkileri döneminin bittiğini, Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını, yeni Türkiye ile yeni bir dönemin başlatılması gerektiğini söylemesinde yarar var.
Eski taktikler,
eski zorbalıklar artık sökmeyecek. Türkiye artık asla geri adım atmayacak
. ABD yeni döneme direndikçe eski günahlarının gözler önüne serileceğini bilmesi gerekir
. Metin Topuz ne ki; daha ne isimler, ne olaylar deşifre olmayı bekliyor…
#Türkiye
#ABD
#Politika
7 yıl önce
ABD ile bir dönemin sonu
Ajan işi bir Gazze protestosu
İslâmcılık bir tepki hareketi midir?
Arap Baharı ve İslamcıların başarısı(zlığı)na dair
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?