felsefesini, toplumsal

, coğrafya ile ilgili hesaplarını,

, AB projesini,

, siyasi önceliklerini, gelecek hesaplarını yeniden tanımlamak,

yapmak zorunda.

Uluslararası ilişkilerini bütünüyle

,

tamamen yenilemek zorunda. İçinde bulunduğu

başlatmak zorunda.

Kendini yeniden kurmak,

, esaslı bir gelecek hesabının yol haritasını

haliyle çizmek zorunda.

.

. Biz istemesek de, hem

, hem

kimliğimiz, hem dünyanın yeniden

hali bizi buna zorluyor. Tarihin dönüşüyle kader,

yeniden milletimizin omuzlarına yükledi.

Bizim dışımızdakiler başka cepheler şekillendiriyor,

kuruyor, yeni düşmanlar tanımlıyor. Bize karşı, bizim coğrafyaya karşı,

bugüne taşıyor. Batı dünyası, Türkiye'nin Avrupa sınırında yeni bir hat kuruyor,

örüyor.

Sadece biz değil, insanlık tarihini değiştiren aktörlerin,

. Ulus üstü ortaklıkları bir kenara atıp,

.

Dünya sistemi dediğimiz ve

yeniden şekillenirken,

öne çıkıyor. Bu çatışmacı,

sadece biz değil, bütün ülkeler, bütün milletler oluşacak yeni merkezlere göre

belirlemeye çalışıyor.

Artık

. İki dünya savaşı sonrasında olduğu kadar güçlü, belirleyici değil. Yeni merkezler, güçler öne çıktı. Hesaplaşma,

işte bu yüzden çok daha zor. Çok daha

. Atlantik ekseni, bir daha yeryüzünün geleceğini tek başına belirleyemeyecek.

Bu da onlara

getirecek, tehlike bu. Sadece Türkiye değil,

. Dünyanın geleceği bir Doğu-Batı ayrışması ile şekillenebilir.

Türkiye'nin mücadelesini konuşurken, Türkiye'ye yönelik yeni Batı saldırılarını tartışırken işte bu

bakmak zorunludur. Aksi takdirde, sadece Türkiye içi pozisyonlarla bu ülkeye konum belirlemek dehşet bir

göstergesidir.

Neden düşmanlığın, kötülüğün

haline başvurur oldular? Neden Türkiye ile ilişkilerini açıktan

ettiler? Neden

?

Neden 15 Temmuz gibi ağır bir saldırıda rol alanları

aldılar? Neden ardı ardına saldırılarla, operasyonlarla Türkiye'yi

çalışıyorlar?

Çünkü

Türkiye daha da güçlendikçe, etrafını güçlendirdikçe, coğrafyaya bir şeyler söyledikçe elleri zayıflayacak, ülkelerimizde, şehirlerimizde rahatça at koşturamayacaklar?

.

'de olduğu gibi bu ülkenin direneceğini biliyorlar. En sağlam,

için bütün cephelerden vuruyorlar. Bunu yaparken kendilerine Haçlı denmesini,

denmesini önemsemiyorlar. Terör örgütleriyle aleni ortaklıktan çekinmiyorlar.

. Kendini yeniden kurması için, esaslı bir yeni başlangıç için, 21. Yüzyılın heba olmaması için bu

atlatmak zorundayız. Onlar bunu çok iyi biliyor, engellemeye çalışıyor ama bizdeki

hâlâ anlayabilmiş değil.

Almanya'da, Avusturya'da, Hollanda'da, İsviçre'de kısaca hemen bütün

. İslam düşmanlığından sonra başlattıkları Türkiye düşmanlığı sadece

. Seçimler sonrasında düzelecek de değil. İşte biz bu yeni duruma göre hazırlık yapmak zorundayız.

16 Nisan'dan sonra iki konuda daha radikal bir karar verme durumundayız. Öncelikle

.

Bu

, terör örgütleri üzerinden ülkelerimizi, şehirlerimizi işgal ederken, biz

zorunda değiliz. Kendi önceliklerimiz,

ona odaklanmalıyız.

, mülteci önleme gücü değiliz ve artık olmamalıyız.

, ne kadar ülke, topluluk ya da birey varsa, müthiş bir seferberlik halinde onları harekete geçirmek,

oluşturmak zorunda. Bunları yaparken,

.

Tabi biz bunları yaparken,

da, dünyanın başka merkez güçleriyle yaşadıkları büyük krizleri de dikkatle izleyeceğiz. Çünkü

.

Belki Türkiye'ye vurmaya devam edecekler. Belki

ile bütün Batı'yı

devam edecekler. Yeni bir düşman,

inşa etmeye çalışacaklar. Ama biz biliyoruz ki,

. Atlantik merkezin diğer merkez güçlerle kapışması olarak gelişecektir.

. Biz ne ile yüzleşiyorsak, onlar da aynısıyla yüzleşecek.

Bu büyük mücadelede,

'ın sözlerini

bulanlara, o esaslı duruşu tehlikeli gösterenlere de bir söz söyleyelim:

. Yeni çok cepheli küresel hesaplaşmada zayıflara hiçbir zaman yer olmayacak.