|
Erdoğan ve ABD

Sayın Erdoğan'ın ABD gezisi , Türkiye'de gerektiğinden daha fazla bir etki yarattı. Ne bekleniyordu ki? Trump'ın, önüne konulan bilgi ve belgelere bakıp, hayretler içinde kalması ve hemen ilgileleri çağırıp Pensilvanya'dakileri “paketleme” emri vermesini mi? Veyâ yine belgelere bakıp, PKK-PYD bağını gördükten sonra ; “Derhâl verdiğimiz silâhların iâdesini sağlayın. Bir daha da PYD ile temas kurmayın” demesini mi? Trump'ın Türkiye Cumhûriyeti Cumhurbaşkanını nasıl karşılayacağı, neler söyleyeceği baştan belliydi. Beklenebileceği üzere , çok “dostâne”, “gönül alıcı” bir karşılama yapıldı. İkili ve çoklu görüşmeler de bu atmosferde geçti. Mühim olan , ABD'ye Türkiye'nin duyduğu rahatsızlıkların ve beklentilerinin en üst seviye ve tondan iletilmesiydi. Sayın Erdoğan ve ekibi de bunu yaptı. Bu bir rezerv koyma gezisiydi. Kanâatimce de başarılı geçti.



Sayın Cumhurbaşkanı ve heyetinin gerçekleştirdiği ABD gezisinin Türkiye'de yol açtığı spekülasyonlar ise, izleyebildiğim kadarıyla gerçekten evlere şenlikti. Üzerinde durmaya bile değmez.



Resmi gerçekçi okumaya çalışalım: Türkiye, Ortadoğu'da oldukça dikkât çekici bir şekilde doğrultusunu belirliyor. Aslında bunun bir saf belirleme olmadığını iyi tespit etmek gerekiyor. Günümüzde artık, eskiden olduğu üzere saf belirleme yok. Dolayısıyla sürece daha çok, “doğrultu kazanmak” ifâdesini yakıştırmak gerekiyor. Bu doğrultu, ABD-Britanya'nın liderlik yaptığı bir eksene karşılık geliyor. İşin içinde İsrâil ve Mısır gibi Türkiye'nin sorunlu olduğu devletler kadar; Suudi Arabistan ve Körfez devletleri gibi geçimli olduğu devletler de var. ABD-Britanya ikilisi düşünüldüğünde, sorun PKK ile yürüttükleri işbirliği olduğu âşikâr. Türkiye işte tam da buna rezerv koyuyor. Bir manâda; “beni de bu eksende görmek istiyorsanız, PKK ile kurduğunuz ilişkiye dâhil edemezsiniz” deniliyor. Daha ileriye dönük olarak ise ; “Eğer bu tehlikeli işbirliği, PKK'nın Türkiye'nin Güneyinde devletleşmesine kadar uzanacaksa ben de gereğini yaparım” deniliyor. Türkiye bunun dışında her türlü işbirliğine hazır olduğunu da ekliyor. Özetleyelim: İyiniyet ve çekinceler” eş anlı olarak dile getiriliyor. Bu eksende Mısır ile sarmaş dolaş olması, doğrudan bağlar kurması gerekmiyor. Aynı husus İsrâil için de geçerli. Bir eksene yönelik doğrultu kazanmak göz karartmayı da gerektirmiyor. Aynı eksende paralele düşmek farklı, koyu bir temas ve işbirliği içinde olmak farklı. Eğer İsrâil, Filistin siyâsetini tırmandırırsa elbette Türkiye yine tepkisini gösterecektir. Benzer olarak herhâlde Türkiye'nin Mısır'daki askerî idâreyi aklaması da beklenmemelidir.



Türkiye'de bugün kamuoyu maalesef her zaman olduğu gibi kötümserler ve iyimserler arasında bölünmüş durumda. Basitleme yapmayı ne kadar da çok seviyoruz. Sayın Erdoğan'ın ABD gezisini tam bir hayal kırıklığı, hattâ felâket olarak gören akademikler veyâ gazetecilerin yazı ve konuşmaları aklıma geliyor. Gelişmelerin Türkiye'yi yutacağı, parçalayacağını düşünenler kadar; her türlü gelişmeyi güllük gülistanlık göstermeye uğraşanlar var. Her iki bakış da son derecede hatalı geliyor bana. Şurası çok açık: Türkiye ciddî bir eşikten geçiyor. Kabûl edelim: Dünyâ yıkılıyor ve yeniden kurulacak. Bu iş ise bugünden yarına olmayacak. Belki de birkaç on sene alacak. Hele hele Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölge düşünüldüğünde bu apaçık böyle. Dahası henüz neyin nasıl olacağı konusunda bir belirlilik yok. Trump mı , ABD mi diyoruz? Pekalâ..ABD'de halâ büyük bir kavga sürüyor. Neticelenmiş değil. ABD hâl-i hazırda belki de târihinin en ağır bunalımını yaşıyor. Avrupa ise sıkışmış durumda. Almanya ve Fransa'nın hâli ortada. Britanya seçime gidiyor. Sebebi sağlam, güçlü bir iktidâr çıkarmak. Demek ki orada da bir siyâsal zaafiyet var. Dünyânın istikrara kavuşmasının mâliyetlerini herkes kendi nâm ve hesâbına kara kara düşünüyor.



Türkiye risklerle kuşatılmış durumda, eksen değiştirmekte mâceraya gitmiyor. Doğrultularını ise çeşitlendirmenin yollarını arıyor. Bu şekilde pazarlık gücünü arttırmaya çalışıyor. Halâ zaman var. Özellikle içeride atılabilecek çok ciddî adımlarla gücümüzü pekiştirmek son derecede mühim..


#Recep Tayyip Erdoğan
#ABD
#PYD
7 yıl önce
Erdoğan ve ABD
Gençlere emanet…
Muktedir hükümet ve yeni dönem...
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti