Bir insan ömrü için uzun ama bir devlet için henüz gençlik evresi sayılabilecek 94 yılı geride bırakıp, 95 yaşına girdik. Kutlu olsun.
Geçmişten alınan tecrübe ve kurumsal miras ile inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti genç olsa da artık muhasebesini yapabilecek bir çağa erişmiştir. 2023’e kısa bir süre kalmış olması da bu muhasebeyi zaruri kılmıştır. Binlerce cilde konu olan büyük yıkım üzerine ve ayağa kalkması beklenmeyen bir zamanda bir avuç kahramanın gayretleri ile yeniden doğan Türkiye, 93 yılda büyük başarılara ve gelişmelere imza atmıştır. Kuşkusuz bu başarılarda sorumluluk üstlenen Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının katkıları minnetle yadedilecek önem ve büyüklüktedir. Ancak bu katkılar kadar Selçuklu ve Osmanlı geleneğine sahip olmanın, özellikle Osmanlı kurumsal yapısını devralıp yeniden yapılandırmanın rolü de büyük olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti yeni bir devlet değil, devrini tamamlamış bir sistemin yerine kaim olmuş yeni bir sistem, yeni bir rejimdir.
Türkiye’nin 2023 yılında bölge ülkelerinden ve eski Osmanlı topraklarındaki bütün devletlerden önde olacağı gerçeğini dikkate alarak, cesur adımlar atmaktan çekinmemeliyiz. Ortadoğu’da hem askeri güç ve hem de yumuşak güç; Afrika’da ise yumuşak güç unsurları ile bulunma ısrarımızdan asla vazgeçmemeliyiz. Türkiye AB, ABD ve Rusya arasında sıkışmış bir ülke değilidir. Üreteceği yeni aktif politikalar ile alternatifleri uygulama potansiyeline sahiptir.