Doğu’dan Batı’ya açılan pencere: Ankara Palas artık müze

Cumhuriyet döneminin başkentteki simge yapılarından, Doğu’dan Batı’ya açılan pencere Ankara Palas, artık müze olarak hizmet verecek. Ankara’nın modern anlamdaki ilk oteli olan Ankara Palas, Mimar Vedat Tek ve Mimar Kemaleddin Bey imzası taşıyor.

R. Rüveyda Okumuş Yeni Şafak
Ankara Palas.

Cumhuriyet döneminin başkentteki simge yapılarından Ankara Palas, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından özgün yapısı korunarak müzeye dönüştürüldü. 96 yıllık mazisiyle tarihe tanıklık eden Ankara Palas Müzesi, geçirdiği kapsamlı restorasyonun ardından koleksiyonu zenginleştirildi ve modern sergileme kriterlerine uygun olarak tefriş edilerek ziyarete açıldı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanan idari ve siyasi dönüşüm beraberinde ekonomik, kültürel ve sosyal bir dizi dönüşümü de beraberinde getirmişti. Bu dönüşümle birlikte başkentte yeni toplum hayatına uygun yeni mekânların açılmasına ihtiyaç duyuldu. Ankara’nın modern anlamdaki ilk oteli olan Ankara Palas’ın inşası ve faaliyete geçmesi bu dönüşümün izlerini taşımaktadır. Atatürk’ün isteğiyle 1924’te inşasına başlanan Ankara Palas devlet konuk evi ve toplantı merkezi olarak düşünülmüştü.

Ankara Evkaf Oteli’nden Ankara Palas Müzesi’ne

Ankara Palas Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın iki önemli ismi olan Mimar Vedat Tek ve Mimar Kemaleddin Bey’in izlerini taşımaktadır. Çankaya Köşkü ve TBMM binasının da mimarı olan Vedat Bey’in 1924’de inşa görevini üstlendiği tarihi yapı planda yapılan bazı değişikliklerle Mimar Kemaleddin Bey tarafından tamamlamıştır. 1927 yılı Eylül’ünde inşası tamamlanarak işletmeye açılan Ankara Palas, enine dikdörtgen plan şemasına sahip, bodrum üzerine iki kat ve çatı katından müteşekkil olup betonarme karkas ile inşa edilmiş ve ahşap bir çatı sistemiyle örülmüştür. Palmet motifleri ve Kütahya çinileriyle süslü, alınlıklı, kubbeyle örtülü giriş kapısı klasik Türk mimarisinde sıkça görülen taç kapı formunda tasarlanmıştır. Yapının alt katı kabul salonlarına ayrılırken balkonlu üst katlar konuk odaları olarak düzenlenmiştir. Giriş cephesinde alınlığın içerisine yerleştirilmiş geniş balkonlu oda Atatürk’e tahsis edilmiş ve kendisi önemli günlerde bu mermer korkuluklu balkondan geçit törenlerini izlemiştir. Ankara Palas’ın en önemli mekânı olan Balo Salonu giriş katında yer almaktadır. Yeni kurulan Cumhuriyet’in modern yüzünü temsil eden Ankara Palas, başkentin kalbinin attığı Ulus’taki İkinci Meclis’in karşısında bulunmasıyla Türk siyasi hayatının birçok önemli olayına tanıklık etmiştir. Milletvekillerinin, bürokratların, gazetecilerin ve aydınların uğrak yeri olan Ankara Palas, yabancı diplomatların ve devlet başkanlarının konakladığı, uluslararası toplantıların ve resepsiyonların düzenlendiği bir yapı olmasıyla Cumhuriyet Türkiyesi’ni dünyaya tanıtan bir merkez haline gelmiştir. İran Şahı Rıza Pehlevi, Afgan Kralı Emanullah Han, Irak Kralı Emir Faysal, Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos ve ABD Başkanı Dwight Eisenhower Ankara Palas’ta ağırlanmıştır. Ankara Palas diplomatik görüşme, ziyafet ve konaklamaların yanı sıra yüksek rütbeli bürokratların düğün törenleri icra edildiği gibi Atatürk’ün isteğiyle gerçekleştirilen Cumhuriyet balolarına sahne olmuştur. İsmet İnönü, Celal Bayar ve Adnan Menderes de Ankara Palas’ı sıklıkla kullanarak burada çeşitli davetler vermişlerdir. Türk siyasi hayatının birçok önemli olayına tanıklık eden Ankara Palas, 1975 yılına kadar Vakıflar İdaresi’ne bağlı ‘Evkaf Oteli’ olarak işletildi. 1976-1982 yılları arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından sergi alanı ve ofis olarak kullanıldı. 1982’de geçirdiği restorasyonun ardından Dışişleri Bakanlığı’na bağlı devlet konuk evi olarak hizmet verdi. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığına devredildi.

Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin seçkin eserleri bir arada

Ankara Palas Müzesi, Milli Saraylar Koleksiyonu’nda yer alan Osmanlı döneminden nadide eserlerle Atatürk’ün kullandığı ve erken Cumhuriyet döneminin izlerini taşıyan eser ve objelere ev sahipliği yapıyor. Palas’ta kullanılan yemek takımlarıyla kurulmuş yemek masası, tablolar, saatler, teknolojik araçlar, gümüşler, sofra takımları, Halife Abdülmecid Efendi Kütüphanesi’nden derlenen yazma ve matbu eserler, murakaa’ ve albümler, savaş objeleri, diplomatik hediyeler, Hereke dokumaları, Beykoz işi camlar, yıldız porselenleri, yazı takımı, madalya ve nişanlar, ferman, mühür ve sikkeler ile Atatürk’ün kullandığı oturma takımı, çalışma masası ve şahsi eşyaları müzede ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Osmanlı Devleti’nin son yılları ile Cumhuriyet dönemine damgasını vuran Kurtuluş Savaşı kahramanlarının, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, devlet adamlarının, yazarların, şairlerin ve müzisyenlerin portreleri de Ankara Palas’ta sergileniyor. İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Saip Tuna gibi usta ressamların imzasını taşıyan bu tablolar müze koleksiyonu zenginleştiren sanatsal değerlerinin yanında tarihi belge niteliği de taşıyor. Ayrıca Sami Yetik’in başkentin tarihi simgelerinden Ankara Kalesi’ni konu alan yağlı boya eseri de müzede yer alıyor. Atatürk’ün, “Doğu’dan Batı’ya açılan bir pencere” olarak tanımladığı Ankara Palas’ın dünden bugüne tarihi ve sergilenen eserleri konu edinen Ankara Palas Müzesi isimli kitap da müzeden temin edilebilir. Nazan Erbil editörlüğünde hazırlanan ve Milli Saraylar Başkanlığı yayınlarından çıkan eser, okuyucularına zengin görseller eşliğinde Ankara Palas Müzesi’ni tanıtıyor. Cumhuriyet’in 100. yılında kapılarını açılan Ankara Palas Müzesi’nde kütüphane, konferans salonu, çocuk atölyesi ve kafeterya alanlarıyla birlikte 5 salon ve bin 200’e yakın eser bulunuyor. Ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkaran Ankara Palas Müzesi, Pazartesi hariç her gün 9.00–17.00 saatleri arasında görülebilir.