Gönülleri bizden zengin: Güzel insanların hikâyeleri

13 milyon vatandaşımızın etkilendiği depremde herkes gücünün yettiği kadar depremzedelerin yarasını sarmak için seferber oldu. Yeni Şafak Pazar olarak Edirne’den Kars’a, Hindistan’tan Azerbaycan’a uzanan yardım konvoyuna karınca kararınca destek olan güzel insanların hikâyelerini dinlemek için kapılarını çaldık.

Dilber Dural Yeni Şafak
Yeni Şafak Pazar olarak Edirne’den Kars’a, Hindistan’tan Azerbaycan’a uzanan yardım konvoyuna karınca kararınca destek olan güzel insanların hikâyelerini dinlemek için kapılarını çaldık.

Günlerdir gözümüzdeki yaş kurumadı. Ekran karşısında deprem bölgesinden gelen haberlerle kâh üzüntüye boğulduk kâh sevinç göz yaşlarına 13 milyon vatandaşımızın etkilendiği depremde ekran karşısında çaresiz kalmaya ise kimsenin gönlü razı olmadı. Herkes gücünün yettiği kadar depremzedelere yardım etmeye çabalayıp durdu. Bu insanların yarasını sarmak için seferber olduk. Kısa sürede yardımlar çığ gibi büyüdü. Büyümeye de devam edecek… Umre için biriktirdiği parasını depremzedelere gönderen Edirneli Hasan Amca, düvesini satıp, parasını depremzedelere bağışlayan Karslı Sarıgül Nine geçen hafta yaptıkları yardımlarla en çok konuşulan isimlerdi. Yine Samsun’da işportacılık yaparak geçimini sağlayan Senagalli Ebubekir Drame’nin bir günlük gelirini depremzedelere göndermesi, Azerbaycanlı Server Beşirli’nin Bakü'de aracının üzerine akrabalarından ve köy halkından topladığı yorganları Türkiye'ye ulaştırmak için yardım merkezine götürdüğü o anlar, yorgan, yastık ve battaniyeyi el arabasına yükleyip 500 km mesafede olan yardım tırlarına ulaştıran Azerbaycanlı Fatma Nine’nin çabası hepimizi derinden etkiledi. Karlı yollarda sırtına vurup yardım bölgesine yatak ve yorgan götüren Asude Hüseynova, parası olmadığı için kolundaki altın bileziğini satan Arakanlı Amina Khatoon ve Nobel ödüllü Yemenli aktivist Tevekkül Karman’ın depremzedeler için 50 konut desteğini yine ülkece unutmayacağız. Edirne’den Kars’a, Hindistan’tan Azerbaycan’a uzanan yardım konvoyuna karınca kararınca destek olan güzel insanlara hem Türk halkı adına teşekkür etmek hem de hikâyelerini dinlemek için kapılarını çaldık. İşte onların hikâyesi…

El arabasıyla kendi yaptığım yorganı götürdüm

FATMA REŞİDOVA

Gürcistan’da yaşayan Azerbaycan Türk’ü Fatma Reşidova ise 78 yaşında. Bir oğlu ile birlikte yaşayan Reşidova, haberi televizyondan duyduğunu, çok üzüldüğünü ve çok ağladığını dile getiriyor. “Bir an olsun dualarımı eksik etmedim” ifadelerini kullanan Reşidova, “Sonra nasıl yardım edebilirim diye düşündüm ve komşular dedi ki ‘Yardım toplanıyor.’ Ben de kendi yaptığım, kalın döşek, yorgan, yastık ve evimdeki sıcak koyun yününden yaptığım battaniyeyi el arabasıyla götürüp 500 km mesafede olan yardım tırlarına ulaştırdım.

Büyük araba olsaydı, daha çok verirdim ama el arabasıyla bu kadarına gücüm yetti” diyor ve ekliyor: “Oradaki kardeşlerim, evlatlarım üşümesin diye gönderdi. Bir yaşlı nenenin yapacağı kadar. Allah Türkiye’mizi korusun, milletimize sabır versin, bir daha bize böyle bir acıyı yaşatmasın, her namazımda bunun için dua ediyorum.”

Deprem için acil durum bileziğini sattı

AMİNA KHATOON - ALİ JOHAR

28 yaşındaki Ali Johar, Arakanlı Müslüman bir aktivist. Hindistan’da ailesiyle birlikte mülteci olarak yaşayan Johar, 2005 yılında Myanmar'daki Müslüman topluluğa yönelik devlet destekli şiddet nedeniyle Myanmar'dan kaçmak zorunda kalmış. Türkiye'deki depremleri sosyal medya aracılığıyla öğrendiklerini söyleyen Johar, “Enkaz altından kurtarılan çocuklara ait çok sayıda videonun viral olması yüreklerimizi sızlattı” ifadelerini kullanıyor. Johar, zor durumdaki çocukların ve depremden etkilenen kadınların videolarını gördükten sonra annesinin duygulandığını dile getiriyor ve ekliyor: “Ülkemizde evlerimizi, sevdiklerimizi ve mallarımızı bırakmak zorunda kaldık. Delhi’de sığınağımızı büyük bir yangında kaybettik. Bu yüzden sevdiklerinizi ve bir zamanlar sahip olduğunuz her şeyi kaybetmenin ne demek olduğunu biliyoruz. Annem Amina Khatoon acil bir durumla karşılaştığımızda Türkiye’nin bize sürekli insani yardımda bulunduğunu, şimdi ise Türkiye’nin zor zamanlardan geçtiğini ve oradaki kardeşlerimize yardım etmemiz gerektiğini söyledi. Yardım göndermek istedi ama parası olmadığı için Türkiye'deki insanlara destek olmak için mücevherlerini sattı. Çünkü bu çaresiz dönemde Türkiye'deki insanların ona kendisinden daha çok ihtiyaçları olduğunu düşünüyor. Annem, üzerinde Türk bayrağı olan yardımları aldığımızı söylemişti. Ayrıca Türkiye, Bangladeş'teki Rohingya mülteci kamplarında hastaneler inşa etti.”

Johar, annesinin bileziğini satarak kazandığı parayla battaniye, kuru gıda, kadınlara sıcak tutan giysiler ve çocuklara süt tozları ile büyükelçiliğe gittiğini sözlerine ekliyor. Johar, “Annem, eğer Myanmar'da olsaydı Türkiye'deki insanlara destek göndermek için mülklerimizi satacağımızı söyledi” şeklinde konuşuyor.

Umre param depremzedelere nasipmiş

HASAN KURU

Edirne’de yaşayan 71 yaşındaki Hasan Kuru, Ramazan umresi için biriktirdiği 25 bin lirayı depremzedelere gönderilmesi için Edirne İl Müftülüğü'ne bağışlamış. Kuru, “Depremi görünce içim sızladı. Kimin içi sızlamaz ki?” diyor. Daha önce hacca, umreye ve Kudüs’e gitmiş olan Kuru, 2020 yılında Ramazan’da pandemiden dolayı gidemeyip, biriktirdiği 25 bin lirasını Edirne Diyanet Vakfı’ndan Muhammed Gedik ile iletişime geçip, bağışlamış. “Dedim ki, ben umreye gideceğime depremzede kardeşlerime yardım edeyim. Orada canlar gitmiş, ne yatacak yerleri kalmış, ne eşyaları kalmış. Bu sene umreye gitmesek de olur dedim. O para depremzedelere nasipmiş” şeklinde duygularını ifade ediyor.

Kışları Edirne merkezde, yazları ise Edirne’nin Enez ilçesinde bir köyde yaşayan Kuru, aynı zamanda köydeki evini bu soğuk kış günlerinde evsiz ve eşyasız kalan, yakınlarını kaybeden depremzedelere açmış.

Biz de şimdi onlara yardım etmeyelim mi?

SARIGÜL KAÇAN

75 yaşındaki Sarıgül Kaçan, Kars’ın Akyaka ilçesine bağlı Karahan köyünde yaşıyor. Deprem haberini sabah namazına kalkarken öğrendiğini söyleyen Kaçan, “Dışarı çıktım ezan okunuyordu eve geldim televizyonu açtım, depremi gördüm, ağladım” diyor. Kaçan, daha sonra oğluna seslendiğini söylüyor. “Oğluma dedim ki kalk hele deprem olmuş. Yardım vereceğim. Bir düvemi satacağım. 13 bin liraya düvemi sattım. Sonra kaymakama verdim. Kaymakam da bağışladı” şeklinde anlatıyor. Daha sonra kendisine hediye edilen düveyi de bağışladığını dile getiren Kaçan, “Bana dediler ki ‘Nene sen onu sattın, al sana bir tane düve.’ Ben de dedim ki ‘Ben onu istemiyorum, onu da vereceğim depremzedelere.’ Onu da aldılar, götürdüler, sattılar” diyor.

Elinden gelenin düve satmak olduğunu söyleyen Kaçan, daha önce kendisinin de başına büyük bir deprem geldiğini dile getiriyor ve ekliyor: “Onlarda buraya yardım göndermişti. Çadır, yiyecek vermişlerdi. Biz de şimdi onlara yardım etmeyelim mi? Bu yüzden ben de düvemi bağışlamak istedim. Gece gündüz onlara duacıyım. Beş vakit namaz kılıyorum, beş vakit namazımda onlara dua ediyorum.” Kaçan, aynı zamanda soğukla mücadele eden depremzedeler için sandığında sakladığı yün çorap, başörtü ve havluyu da bağışladığını söylüyor.

Bir günlük kazancımı bağışladım

EBUBEKİR DRAME

Senagalli, 30 yaşındaki Ebubekir Drame, Samsun'da kemer, parfüm, saat, tespih ve hediyelik eşya satarak geçimini sağlıyor ve 8 yıldan beri Türkiye’de yaşıyor. Depremi duyunca Samsun halkı gibi Drame de çok üzülmüş ve bölge halkına yardım yapmak istemiş. Drame, sosyal medya hesabından, “Biz biriz, birlikte bugünleri aşacağız. Bugün tezgahımda satılan ürünlerin gelirlerini depremzedelere bağışlamak istiyorum. Şimdiden teşekkürler Samsun’um” ifadelerine yer verdiği bir paylaşım yaparak, bir günlük elde ettiği gelirin tamamını AFAD’a bağışlamış. Drame, “Deprem bölgesindeki insanlara yardım edeceğimi yazdığım bir yazı astım ve o gün de birçok kişi benden alışveriş yaptı. Ben çok zengin değilim, sokakta zorla para kazanıyorum. Bir günlük satışlarımdan elde ettiğim geliri deprem bölgesindekilere bağışlamak istedim. O gün, bin 120 liralık iş yaptım. Deprem bölgesindeki insanlara destek olmak için elimden gelen buydu, başka bir şey gelmiyor” diyor.

Evladıma gönderiyorum gibi hissettim

ASUDE HÜSEYNOVA

Asude Hüseynova ise 39 yaşında. Üç çocuk sahibi olan Hüseynova, bir okulda temizlik görevlisi olarak çalışıyor. Hüseynova, Azerbaycan’ın Yardımlı ilinin en uzak dağ köyü olan Separadi’de yaşıyor. “Deprem faciasını duyduğumda çok üzüldüm, duygulandım ve çok ağladım” diyen Hüseynova, “Daha önce Azerbaycan’ın 44 günlük savaşında biz sıcak evimizde uyurken, askerlerimiz dağlarda soğuk, kar bilmeden mücadele veriyorlardı ve Türk kardeşlerimiz bize destek veriyordu, yanımızda idiler” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor:“Ben de kendi evimdeki, kendi yaptığım yorgan, döşek, yastık sırtıma alıp kışın karında, soğuğunda, dört kilometre yolu yorulmadan, usanmadan kardeş sevgisiyle gücüm yeteni ulaştırmaya çalıştım. Kendi evladıma gönderiyorum gibi hissettim. Biz köyde yaşıyoruz. Kışta soba yakıyoruz, Türkiye’de deprem olduğunu duyduğumda sobanın yanında oturmaya utandım.”

Deprem bölgesine de gidip çalışacağım

SERVER BEŞİRLİ

33 yaşındaki Server Beşirli, Bakü’ye yakın Ceyranbatan kasabasında yaşıyor. Aslında hepimiz onu depremzedelere destek için Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de aracının üzerine akrabalarından ve köy halkından topladığı yorganları eski aracının tavanına yükleyerek Türkiye'ye göndermek üzere yardım merkezine götürdüğü sırada çekilen fotoğrafıyla tanıdık. Beşirli, deprem haberini ilk televizyonda gördüğünü söylüyor. “Gardaş Türkiye ve bizim için çok üzücü ve ağır bir facia oldu” diyen Beşirli, “Ben aslen Karabağlıyım, 1992 senesinde geldik Ceyranbatan’a. Bu felaketi biz de yaşadık. Ermeniler topraklarımızı işgal ettiğinde biz de karda, kışta evsiz, elbisesiz, ayakkabısız kaldık, o hisleri biz de yaşadık, onun için depremzedeleri daha iyi anlıyorum” diyerek hislerini paylaşıyor. Beşirli, “Şimdilik elimizden bu kadarı geldi, daha fazlasını yapmak istiyoruz. Ben Bakü’de inşaatlarda çalıştım, bu işlerden anlarım, onun için de kuzenlerimle beraber deprem bölgesindeki gardaşlarımıza gönüllü hizmet etmeye gideceğiz” şeklinde konuşuyor.

Yemen adına sembolik bir katkı

TEVEKKÜL KARMAN

Nobel ödüllü Yemenli aktivist Tevekkül Karman, “Felaketin yarattığı şok edici manzaraları gören herkes gibi ben de çok üzüldüm; binalar hane halkının üzerine çöktü, tüm mahalleler harabeye döndü ve birçok aile göz açıp kapayıncaya kadar vefat etti. Bu tür büyük doğal afetlerde elimizden gelen sadece acılarını paylaşmak ve dayanışma göstermek ve mümkünse yardım etmektir” diyor. Başında bulunduğu “Tawakkol Karman Foundation” tarafından depremzedeler için 50 konut yaptıracak olan Karman, “Depremden etkilenen ve yıkılan bölgeleri yeniden inşa etmeye yönelik resmi çabalar var. Bu gibi durumlarda sosyal toplulukların katkılarının eksik olmaması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle yeniden yapılanma çabalarında rol oynamayı önemli görüyorum çünkü afetin etkilerinin üstesinden gelmek için ne kadar mütevazı olursa olsun katkılar çok önemlidir. 50 konut girişiminin bir nedeni Yemen adına, yeniden inşa çabalarına sembolik de olsa katkıda bulunma arzumuzdur” diyor. Karman, çok sayıda yerinden edilmiş kişinin sığındığı Hatay’ın Reyhanlı ilçesine de bir yardım konvoyu gönderdiklerini söylüyor ve ekliyor: “Ayrıca Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren kuruluşlara destek olarak maddi bağışta bulunduk.”


Birlikte ayağa kalkacağız: Hatay'da tüm din adamları seferber oldu

Yardım kolisi tam liste: Un, şeker, tuz ve içten bir not