|

Uluslararası sendikalar akıl tutulması yaşıyor

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/10/2017 Salı
Güncelleme: 02:52 - 3/10/2017 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2-5 Ekim tarihlerinde İstanbul’da 10. Avrupa Bölge toplantısını yapacak. ILO’nun dört yılda bir gerçekleştirilen Avrupa Bölgesel Toplantılarında 51 ülkenin hükümet, işveren ve işçi temsilcileri ekonomik ve sosyal meseleleri tartışıyor. Ancak toplantının İstanbul’da yapılmasını önlemek amacıyla DİSK ve KESK uluslararası sendikal örgüt olan ITUC ve ETUC’a mektup gönderdi. ITUC, ETUC ve özellikle Alman sendikalar boykot kararı aldılar. Uluslararası sendikal örgütler DİSK ve KESK’in gönderdiği mektuplarda yer alan kirli bilgilerin doğruluğunu araştırmadan dünya sendikalarına göndererek Türkiye karşıtlığı oluşmasını sağlıyor. İpe sapa gelmez iddiaları gerçek kabul eden uluslararası sendikalar akıl tutulması yaşıyor.

ITUC (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu) Genel Sekreteri Sharan Burrow ile ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) Genel Sekreteri Luca Visentini imzalı ILO’ya gönderilen mektupta 10. Bölge toplantısının İstanbul’da yapılmaması isteniyor. Mektup deli saçması iddialarla dolu. “ILO 10. Avrupa Bölge Toplantısı Delegelerine Açık Mektup” başlığıyla gönderilen mektupta “Örgütlenme özgürlüğü temelindeki haklara adanarak kurulan ILO’nun işçilerin çok ağır insan hakları ve çalışma hakları ihlallerine uğradığı, işverenlerin ve yöneticilerin mülklerinin ve ticari kaynaklarının herhangi bir hukukun üstünlüğü kuralına başvurulmaksızın kaybetme riskinin olduğu bir ülkede konferans düzenleyecek olmasından dolayı hayal kırıklığına uğramış durumdayız” diyerek saçmalıyorlar. Emperyalist Batılı devletlerin sömürge haline getirdiği ülkelerde çalışma hakları ihlalleriyle hiç ilgilenmeyen ITUC ve ETUC ülkemizde düzenlenecek ILO toplantısı nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını söylüyor. Mektupta böyle söyleyen ITUC Genel Sekreteri Burrow Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 15 Kasım 2015’te Antalya’da yapılan L20 toplantısında şunları söylemişti: “Türkiye’nin asgari ücreti artırma konusundaki adımlarını takdirle karşılıyoruz. Türk halkına cömert bir şekilde sığınmacılara destek verdiği için teşekkür ediyoruz. Bu yüzden de takdirlerimizi iletmek istiyoruz. Bunun aslında bütün ülkeler tarafından yapılması gerekiyor. Sizin gibi bir lidere ihtiyacımız var. Dünyanın umuda ihtiyacı var Sayın Cumhurbaşkanı’m.”

TEPKİ GÖSTERİLMELİ VE HESAP SORULMALI

Uluslararası sendikalar ülkemizde sendikacıların özgür olmadığından endişe ediyorlarmış. Mektupta “Bazı yerel sendikalar Bölge Toplantısı öncesinde, toplantı sırasında ve sonrasında özgürce konuşamayacak ve bu aynı durumun işçi dünyası liderleri için de geçerli olduğunu düşünüyoruz” diyorlar. Türkiye’den ITUC ve ETUC’a üye olan konfederasyonlar Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK. DİSK ve KESK zaten bu yalanları yayan ve toplantıyı boykot edeceğini söyleyen konfederasyonlar. Bu nedenle Türk-İş ve Hak-İş, üyesi olduğu ITUC ve ETUC’a, ILO delegelerine gönderdiği mektup nedeniyle sert tepki göstermeliler. Ayrıca mektupta yer alan yalan ifadelerin üye olarak kendilerine sorulmadan neden gönderildiğinin hesabını sormalılar. Zırvalarına devam eden uluslararası sendikalar “Türkiye’deki sendika yöneticileri AB ülkelerine sığınmaya zorlanıyor” diyor. AB ülkelerine sığınmaya zorlanan sendikacılar kim? FETÖ, DHKP-C ve PKK gibi tüm terör örgütlerine sığınma hakkı veren Almanya’ya sığınmak isteyen sendikacılar mı var?

Dünyanın birçok yerinde sendikal hak ve özgürlüklere saldırılar olurken bunlara ses çıkarmayanlar, Türkiye’yi yanlış bilgilerle suçluyorlar. Uluslararası sendikal kuruluşları genellikle gelişmiş Batılı ülke vatandaşları yönetiyor. Türkiye’ye şahin olan bu kuruluşların, uluslararası şirketlerin gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde yaptıkları sömürülerde seslerini nedense duyamıyoruz. Filistin’de, Gazze’de ve Myarmar’da soykırımı tabi tutulan sivil halkın öldürülmesine ilişkin açıklama yapmaktan kaçınırlar. Çünkü bunların siyaset olduğunu söylerler. Teröre sözde karşı olduklarını söylerler. Ancak ülkemizde terör örgütü PKK’nın şehit ettiği öğretmen, işçi ve güvenlik görevlileri gibi emekçiler hakkında tek kelime etmez, hiçbir açıklama yapmazlar. FETÖ’cülerin şehit ettiği 250 şehidi ağızlarına almazlar. Aynı kuruluşlar Can Dündar için açıklama yapar, Türkiye’yi tüm dünya sendikalarına şikayet ederler.

ERDOĞAN HALKINA HİZMET ETMİYORMUŞ

ETUC Dış İlişkiler Sorumlusu Patrick Itschert, ILO toplantısını neden boykot ettiklerini şu sözlerle açıklıyor: “Bu Erdoğan’ın, Türk halkına hizmet etmeyen politikalarına karşı çok güçlü bir itirazın ifadesidir. Bu büyük bir ihtimalle bu çapta gerçekleşen ilk boykot”. Bu sözleri son zamanlarda İslam karşıtı siyasetçilerden, Nazi kalıntılarından ve emperyalistlerden duyuyorduk ama uluslararası bir sendikanın sözcüsünden duymak çok enteresan. Erdoğan’ın halkına hizmet ettiğinin ya da etmediğinin kararını sendikalar ne zamandan beri veriyor? Uluslararası sendikalar ilk defa bir ülkede toplantıyı boykot etme kararını o ülkenin liderinin halkına hizmet etmediği gerekçesiyle alıyor. Erdoğan karşıtlığı gözlerini o kadar karartmış ki sendikal literatürde hiç olmayan saçma gerekçelerle boykot kararı alıyorlar. Türkiye’ye böyle davranan sendika, acaba Fransa’yı, Macron halkına hizmet etmiyor gerekçesiyle boykot edebilir mi? İngiltere’de ILO toplantısını Başbakan May’e meşruiyet sağlamamak için boykot ediyoruz diyebilirler mi? Elbette diyemezler. Zaten diyemediler. Birkaç örnek verelim.

GÜNEY AFRİKA’YI, FRANSA’YI, YUNANİSTAN’I BOYKOT ETMEDİLER

Bugün Türkiye’yi boykot edenler 2012’de Güney Afrika’da 37 işçinin eylem yaparken polisler tarafından öldürülmesine rağmen PSI genel kurulunu bu ülkede yaptılar. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 3 bin çalışanı olan Marinaka platin madenindeki işçiler maaşlarının artırılması talebiyle eylem yaptılar. Polis 16 Ağustos 2012’de eylemdeki işçilere ateş açarak 37 işçiyi katletti. İnsanın kanını donduran görüntüler kameraların önünde gerçekleşti. Bu uluslararası kuruluşlar tepki göstermek bir tarafa 27-30 Kasım 2012’de uluslararası bir sendikal kuruluş olan PSI’nin kongresini bu ülkede yaptılar. Ortada katledilen emekçiler varken boykot yapmayanlar, ipe sapa gelmez iddialarla boykot kararı alırlar.

Geçen yıl Fransa’da 2016 Şubat ayından itibaren Çalışma yasasında bazı değişikliklere karşı aylar süren eylemler yapıldı. Çalışanların kazanımlarında geriye gidişe neden olacak düzenlemeler için Fransız sendikalar ve emekçiler eylem yaparken polisin orantısız şiddetine maruz kaldılar. Ancak Türkiye’yi boykot eden sendikaların nedense Fransa hükümetini boykot etmek akıllarına gelmemişti. Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Mayıs 2016’da Parlamento’dan geçirdiği yasayla sosyal güvenlik katkı paylarını yükseltti ve emeklilik maaşlarını aşamalı olarak azalttı. Bu uluslararası sendikaların Yunan Hükümetini kınadıklarını ve boykot ettiklerini de görmedik. Sendikal politikalarını ilkeler üzerinden değil ülkeler üzerinden yürütüyorlar. Erdoğan karşıtlığı yaparak sendikacılıktan uzaklaştıklarının farkında bile değiller. Anti-Erdoğancılık yapalım derken rezil olduklarının farkına varmalarını beklerken her geçen gün daha açığa çıkıyorlar.

ITUC, ETUC ve Alman sendikalar İstanbul’daki toplantıya Erdoğan’a meşruiyet sağlamak istemedikleri için katılmayacaklarmış. Demokratik ülkelerde iktidarlar meşruiyeti halktan alırlar. Uluslararası sendikaların ya da kuruluşların miyop bakışları Hükümetin meşruiyetini etkilemez. Erdoğan’ın ve Hükümetin meşruiyeti halktan aldığı oylardır. Eskiden Türkiye’de iktidar olmak için uluslararası güç odaklarından meşruiyet arama arayışı içinde olanlar belki vardı. Bugünün Türkiye’si meşruiyetin kaynağı olarak sadece halk desteğini arıyor. İstanbul’da yapılacak ILO toplantısını boykot edenler gelmezse hiçbir şey olmaz. Hatta gelmemeleri daha iyi olur. Çünkü görünüşte emekçilere hizmet eden ancak gerçekte emperyalizme hizmet eden kuruluşların bu toplantılarda olmaması emekçilere kazandırır.

Tarkan Zengin • Çalışma Hayatı Uzmanı
#Sendika
#Türkiye
#Avrupa
7 yıl önce