|
Yeni iktidar bloğu...

Mart ortasında yazmıştım:



“Milletvekili dokunulmazlığı 200 yıldır, parlamenter demokrasilerin olmazsa olmazı kabul edilen temel bir ilkedir. İlkenin amacı, milletvekillerinin siyasi nedenlerle keyfi yargılama ve cezalandırılmaya maruz kalmasını önlemektir. Siyaset alanında tüm talep ve önerilerin özgürce dile getirilmesini sağlamak, siyasetin özgürlüğüne yönelik baskılara kalkan oluşturmaktır. Türkiye'de de cumhuriyet tarihi boyunca Meclis'e dokunulmazlığın kaldırılması talebiyle yüzlerce fezleke gelmiş, çoğu reddedilmiştir. Yine de dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili sayısı az değildir: Yaklaşık 40 milletvekili...”



Nisan ortasındayız ve meclisteki 3 büyük siyasi parti, AK Parti, CHP ve MHP, bu kez, 40'ı üçe katlayarak, bir çırpıda 122 milletvekillinin dokunulmazlığını kaldırmaya hazırlanıyor.



Oysa anayasanın 83. Maddesi açık: “Suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz...”



AK Parti'nin vereceği CHP ve MHP'nin destekleyeceği teklifin anayasa aykırı olduğu ortada.



Siyasi partiler anayasa engelini aşabilmek için anayasaya geçici bir madde ekleme yoluna gidecek.



Bu geçici madde, “dokunulmazlığına ilişkin dosyaları olan milletvekillerine Anayasanın 83'üncü maddesindeki dokunulmazlık hükmü uygulanmaz” kuralını getirecek.



Özetle anayasa değiştirilmeden, delinecek.



Üç siyasi parti anayasayı arkadan dolaşarak ihlal edecekler.



Dokunulmazlık kuralının arkasında temel demokratik fikir, kürsü dokunulmazlığı, siyasetin özgürlüğü fikri, toplu bir uygulamayla, kimileri için rafa kalkmış olacak.



Ortada makul, rasyonel hukuki bir neden yok, bir açıklama, gerekçe de yok.



Nitekim bu düzenleme, sadece beklemede olan ve madde yürürlüğe girene kadar bunlara ekleneceklerle ilgili olacak, daha sonra eski düzene dönülecek ve geçici madde anlamını kaybedecek.



Velhasıl asıl neden siyasi ve hedef açık: TBMM'deki 4. siyasi parti, HDP.



Malum, beklemekte olan dosyaların 43'ü HDP'lilere ait.



Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir kaç kez açık bir şekilde “dokunulmazlıkların kaldırılmasının terörle mücadelenin bir aracı” olduğunu söyledi. Sadece eli silahlı olanların değil, onları destekleyen, mazur gören, yanında varsayılan siyasetçi, akademisyen, gazetecilerin de terörist olduğunu ifade etti. Hatta terör ve terörist tanımının bu istikamette değiştirilmesini önerdi. “Ya bizdensiniz ya onlardan” cumhurbaşkanını sık kullandığı bir vurgu. Kaldı ki, bu konuda adli mercilerin yorumlarıyla fiili uygulama da başladı. Bir bildiriden dolayı tutuklanan akademisyenler bu durumun açık örneği...



Gidişat bu...



Anlaşılan o ki, Kürt meselesi söz konusu olunca ya da Kürt meselesi üzerinden MHP, CHP ve AK Parti cumhurbaşkanının işaret ettiğini noktada buluştular.



Bu, bir anlamda Kürt meselesi üzerinden oluşan yeni bir iktidar bloğunun göstergesidir.



Kürt meselesinde AK Parti, MHP'nin yıllardır işaret ettiği çizgiye gelmiştir. CHP de bu çizgide yerini almaya karar vermiştir.



Nedir bu çizgi?



Şudur: Statik, tek katmanlı bir toplum tanımı, tek ve sabit ulusal çıkar tarifi, bunların devlet ve merkez tarafından savunulmasına dayanan, siyasetin çoğulculuğunu bunlara tehdit gören bir bakış açısı…



Bu, bir “siyasetsizlik hali” tanımıdır.



Daha da öte: Özgürlük, siyaset ve demokrasi alanının sistematik olarak daralması halidir.



Dokunulmazlıkların kaldırılması, dün olduğu gibi bugün de, siyasi alanın daraltılması, sorun çözecek siyasi araçların budanması, taleplerin ifade zeminin boğulmasını ifade eder. Çözülemeyen, çözülemedikçe asayiş gömleği giydirilen, toplumsal ve siyasi sorunların, taleplerin, eleştirilerin hapsedildiği bir kutuya işaret eder.



Dokunulmazlıkları kaldırarak, sadece sorunun siyasi çözüm araçlarını imha etmeyecek meclis, aynı zamanda anayasayı ihlal edecek, bu da yetmeyecek demokratik kuralları tahrip edecek...




#Yeni iktidar
#Özgürlük
#siyaset
#Kürt meselesi
8 yıl önce
Yeni iktidar bloğu...
Serbest güreş mağdur
Halep oradaysa, arşın buradadır…
Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…