-(Bir fotoğrafın bendeki karşılığı)-
…
Gelmişi, geçmişi vardır.
1923'te bir anda tarih sahnesine çıkıvermiş hiç değildir.
Geçmişi olduğunun bin türlü delili, bin türlü örneği vardır.
Bunlardan sadece ikisi bile Türkiye Cumhuriyeti'nin hüdayinabit olmadığının göstergesidir.
i bu yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (
) temeli olan
. (Mete Han'ın ordusu MÖ 209'da kurulmuştu)
ncisi, 20'nci yüzyılın hemen başında
Bu iki örneği niye verdiğime gelince…
Az biraz sabredin.
Şimdi başka bir bahis açmak istiyorum.
Rahmetli
ve
ortaklaşa bir kitap çıkarmışlardı.
ismiyle. O kitapta
da epeyce söz edilir. Her ne kadar Mete, “Türkiye'de derin devlet yoktur. Keşke olsaydı” da der, ama konumuz bu değil.
kavramı etrafında dolaşanların kulağına şu cümle hep gelmiştir:
Bu cümle üzerinden o kadar çok okuma yapılabilir ki
e dair.
Ama ben size sadece
sorusuna minik bir katkı vermek niyetindeyim.
Çünkü, devlet aklı, tebaası içinde bir çok etnik, dini ve mezhebi farklılıklar olmasına rağmen bilginin öğrenilebilir bir şey olduğunu kabul eden
Dini açıdan Şia'dan (ve elbet FETÖ'den) en büyük farklılığı da bu dur zaten!
, bilgi edinme yolunu duyu, haber ve akıl olarak belirler
Yani,
Yine
Allah insana akletme, aklını kullanma ve iyi ile kötüyü ayırma özelliğini vermiştir.
.
'nın ve bugün memleketin başına bela olan
'nün bilginin,
ve sistematik hale getirmiştir.
«««
. Dedim ya
”
Türkiye Cumhuriyeti
ile uzun zamandır mücadele ediyor. FETÖ, sadece uluslararası bir terör örgütü değil aynı zamanda “din kisvesi” altında faaliyet yürüten de bir yapı.
FETÖ aynı zamanda sapkın bir itikada da sahip.
(Oysa genel kabul; ehli sünnete göre, rüya ile amel edilemez ve keşif kişinin kendini bağlar!)
Her Perşembe gecesi Hazreti Peygamberimiz ile semada görüştüğünü ve O'ndan bilgi ve talimat aldığına da…
Rüyada Peygamberimizi gördüğü ve tivitlerin iki katına çıkarılması talimatı verdiğine de…
Büyük meleklerle sürekli görüştüğüne de inanılan bir şizofren elebaşı var ortada.
Dahası,
olduğuna inanılan da FETÖ elebaşı…
Yani ki itikadi olarak İmam Maturidi ile taban tabana zıt düşüncelere sahip bir yapı var karşımızda.
Cumhurbaşkanımız son olarak Özbekistan'ı ziyaret etti. Bu ziyarete ilişkin öyle bir fotoğraf karesi yansıdı ki olup bitenlerin tamamının özeti niteliydi.
Fotoğrafı görünce şunları düşündüm:
incisi, Semerkant'ta ata yurdunda devletin devamlılığına vurgu yapıldı…
ncisi, İmam Maturidi'nin kapısında devletin ilan edilmemiş resmi itikadının Maturidilik olduğu bir kez daha ilan edildi…
üncüsü, o fotoğrafta, FETÖ gibi sapkın inanışlara karşı mücadele vermiş ve bilginin kaynağının vehp ve keşif olmadığını itikadi temellere oturtmuş bir ekolün sahibi
üncüsü, birliğimizin temsilcisi Cumhurbaşkanımız, vatanımızın bekçileri MİT ve Genelkurmay Başkanları ile manevi önderlerimizden İmam Maturidi aynı karede buluşmuştur.
incisi ve sonuncusu, FETÖ'ye de onun gibi sapık düşüncelere de bugünlerde mezhep üzerinden emperyal duygularını kabartan İran'a da çok anlamlı bir mesaj verilmiş.
Haksız mıyım?