|
Her saldırı Türkiye'nin gücünü arttırdı, onlar ise çöküşe sürükleniyor
Bugüne kadar
hep dışarıdan saldırıları, ülkemize yönelik müdahaleleri, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya dönük kampanyaları
, milletimizi birbirine düşürmeye yönelik
örtülü
senaryoları,
iç savaş
tezlerini, rejim değişikliği projelerini, Türkiye'yi rehin almaya dönük
çokuluslu
planları, Cumhurbaşkanı
Erdoğan ve ekibini tasfiye etmeye
ve
belki binlerce insanı yok etmeye
ayarlı uluslararası operasyonları tartıştık.


Tartışmak zorundaydık çünkü

çok ağır saldırılara

maruz kalıyorduk. Birkaç kez

uçurumun kenarından

döndük,

tarihin en ağır ihanetlerine

maruz kaldık, terör örgütlerinin ve

FETÖ istihbarat ağının

ülkeyi mahvetme senaryolarına direndik. Millet direndi;

medya direndi, gençler direndi, siyasetçi direndi, esnaf direndi, güvenlik mensupları direndi

.



Biz artık çok daha iddialıyız


Topyekün saldırılarla

topyekün

mücadele ediyorduk. Edeceğiz de. Biliyoruz ki, bitmedi, bitmeyecek.

Yeni dalgalar

gelecek, yeni formüller denenecek, belki çok daha karmaşık planlar devreye alınacak, biliyoruz.



Ama biz bu mücadele döneminde

inanılmazı başardık

. Başardığımız şey

sadece o müdahaleleri savuşturmak değildi

. Savunma hatlarımızı güçlendirmeyi,

kalkanlarımızı sağlama almayı, güçlü bir toplumsal bilinç oluşturmayı, Türkiye'ye sahip çıkmayı, ortak bir gelecek ve güçlü bir Türkiye için yollara düşmeyi, kenetlenmeyi

öğrendik.



Vatan

kavramını,

vatanseverlik

kavramını yeniden keşfettik. Anadolu'da yüzlerce yıldır yaşananları yeniden hatırladık. Eskinin sadece üzücü hesaplaşmalarını, acılarını değil

iddialarını
da

bugünlere taşıdık.



Türkiye güçlü olduğu için bu saldırıları boşa çıkardı


Türkiye güçlü olduğu için Gezi olaylarına direndi

, hemen bütün Avrupalı

istihbarat

örgütlerinin yönettiği o sokak terörünü alt etmeyi bildi. Türkiye güçlü olduğu için

17-25 Aralık

sürecinin aslında

ekonomik bir müdahale

olduğunu,

yolsuzluk

gibi en hassas söylemle pazarlandığını, kamuoyunun bu şekilde ele geçirilip

Türkiye'yi iddialarıyla vurmayı

hedeflediğini farketti ve bu müdahalenin de üstesinden gelebildi.



Türkiye güçlü olduğu için

,

milletimiz dünyada ve coğrafyamızda neler döndüğünü anladığı için,

yüzyıllara dayanan istilacı aklın yeniden topraklarımıza yöneldiğini kavradığı için

15 Temmuz gibi tarihin en ağır, en alçakça saldırılarını boşa çıkardı

.



Hiçbir ülke, millet böylesine bir ihanet görmemişken, böylesine içeriden vurulmamışken

, ülkeyi savunmakla yükümlü kadrolar silahlarını milletin kendisine doğrultup Türkiye'yi

kalbinden hançerlemişken

ayakta durmayı, onları

rezillikleriyle birlikte tarihe gömmeyi

, bir arada kalmayı bilmiştir.



Dünyada böyle bir örnek yok.. Peki nasıl oldu bu!


Türkiye'den başka

hiçbir ülke bu tür saldırılara direnemezdi

. Diremek için böyle bir

azim, aşk, motivasyon, cesaret

örneği sergileyemezdi. Bütün şehirlere saldırılırken, devletin güvenlik birimleri

kontrolden
çıkarken

,

siviller savaş uçaklarıyla bombalanırken

, aynı anda bütün

terör örgütleri

ülkeyi vururken kimsenin

korkup geri çekilmediği

, kurşunların üzerine üzerine yürüdüğü, tankların önüne siper olduğu, F-16'lardan yağan

bomba ve kurşunları hiçe saydığı

bir örnek dünyada olmamıştır.



Türkiye tarihinde de olmamıştır. Bu

cesaret, kararlılık, azim

nedir, nasıl bir güçtür,

nasıl bir inançtır, nasıl bir ülke ve millet sevgisidir, nasıl bir Türkiye hedefine odaklanmadır

ki, böylesine bir saldırıyı, bir çok ülkenin ortak saldırısını

birkaç saat içinde

boşa çıkarmıştır.



İşte biz bu gücün peşinden gideceğiz


İşe bu güce dikkat çekmek istiyorum

. Saldırıları, acıları, üzüntüleri paylaşırken bu gücün, bu kararlılığın, bu başarıların ne olduğunu tartışmayı unuttuk. Bunu

unutursak, göremezsek, tartışamazsak umutsuzluklara kapılırız, olumsuzluklara saplanırız, gelecek kaygısına düşeriz

. Saldırılar bizi kendimize getirdi, gücümüzü farkettirdi, inancımızı,

dayanışmamızı

yeniledi. Saldırılar

bizi büyük Türkiye ideali etrafında birleştirdi, kaynaştırdı, direncimizi artırdı, öfkemizi artırdı

, daha bir bilendi, daha bir hareketlendik, ülkemize sarıldık.



Bu gücü farketmemiz önemli. Bizi ayakta tutacak olan,

Türkiye'yi ayakta tutacak olan şey budur

. Birkaç yılda bu kadar saldırıya direnebilen bir ülke, hep direnecek,

asla pes etmeyecek, asla teslim olmayacak

demektir. Bunun için aklı, bilinci, azmi, tecrübesi, kaynakları var demektir.



O kirli psikolojik operasyona dikkat


15 Temmuz

son imha planı

ydı ve o

kritik eşiği

geçtik. Bu hızla çok daha büyük adımlarla yürüyeceğiz. Türkiye içindeki bütün

istihbarat aparatlarından

,

ihanet çevrelerinden

, ayakbağı olan yapılardan

kurtularak

, ezberleri zihinlerimizden atarak,

cesur sözlerle ve cesur insanlarla

tarih o tarih yapıcı misyonu besleyeceğiz.



Hiçbir şekilde

umutsuzluk

olmayacak. Yılgınlık, çaresizlik, karamsarlık bizi

rehin alamayacak

. Siz siz olun, Türkiye'yi

küçümseyenlere, etkisiz göstermeye çalışanlara, ülkenin geleceğinin karanlık olacağı yaygaralarına prim vermeyin

.



Onlara sala inanmayın. Sadece son üç yıla bakmanız bile bu yaygaraların nasıl bir

kirlilik

olduğunu, nasıl bir

psikolojik operasyon

olduğunu görmemize yetecektir. Bir tür söylemler

yeni müdahale biçimi

dir ve karakteri itibariyle, önceki saldırılar gibi

çokuluslu

bir projedir.



Yeni küresel fırtına bizi değil onları vuracak..


Gerçekleri göreceğiz, öngöreceğiz, ihtimalleri tartışacağız ama asla

pazarladıkları
korkulara teslim olmayacağız

. Türkiye'nin kritik eşiği aştığını, bundan sonra gelecek

her fırtınaya kararlılıkla karşı koyacağını

, buna imkanı olduğunu bileceğiz.

Er ya da geç biz bu rüzgarı tersine çevireceğiz

ve bunu işaretleri ortaya çıktı bile. Etrafınıza bakın, Avrupa'ya bakın, dünyanın geneline bakın…

Fırtına sadece Türkiye'yi vurmuyor. Bize operasyon çekenlerin kendilerini operasyona açık hala getiriyor

. Zayıf noktaları, zaafları, çaresizlikleri bir bir ortaya çıkıyor.



Onların

bizden çok daha büyük korkuları var

, gelecek kaygıları var. Bu yüzden de o

korkularını örtbas etmek

için bize, dışarıya, başkalarına saldırıyor,

krizi ülkelerinden dışarı ihraç etmeye

çabalıyor, içinde bulundukları açmazları

örtbas

etmeyi planlıyorlar.



Uluslararası sistemin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana

ilk kez böylesine iflas ettiğini

tanık oluyoruz. Artık ABD ile Avrupa Avrupa'nın kendi içinde bir çok sorun, kriz alanları belirginleşiyor,

ortaklık alanları daralıyor

, geçmişlerinden gelen

ayrışmalar

güç kazanıyor.



Ekonomik kriz değil, jeopolitik çöküş olur


15 Temmuz'dan sonra

ekonomik krizle vurmaya çalışanlar, piyasa üzerinden operasyon yapanlar 2008'den çok daha beter ekonomik krizle yüzleşmeye doğru gidiyor

. Dikkatle bakan herkes bunu görecektir. O krizde olağanüstü hal yasalarını değiştirmiş, toplumsal patlamalara karşı hazırlıklara başlamış, ordunun iç güvenlikte kullanılmasına dair yasa bile çıkarmışlardı.



Yeni dalga onlara neler yaptıracak, daha mı

saldırganlaştıracak

yoksa

içeri mi kapatacak

göreceğiz. Ancak bu dalga hiç bir şekilde sadece ekonomik kriz olarak kalmayacak

çok ciddi jeopolitik sarsıntılara, ayrışmalara

hatta çatışmalara yol açacaktır.

Aşırı sağın

yükselmesi işte bu tehlikeli gelişmenin sonuçlarından biridir. Aşırı sağ yükseldikçe de kendi aralarındaki ayrışmalar tetiklenecektir.



'Dolarla dövme' planı tutmaz, tutmayacak..


Türkiye, her saldırıyla kendini biraz daha tamir etti, y

eniledi, sağlamlaştırdı

. Her saldırı dalgası Türkiye'yi

zeminini

daha da güçlendirmeye itti. Bu yapıldı, yapılıyor da. 15 Temmuz gibi bir saldırıyı

hiçbir Avrupa ülkesi göğüsleyemez, ayakta kalamazdı

. Türkiye ayakta kaldıysa, üstelik bunu iyi okuyup açıklarını kapatıyorsa,

kendini sağlamlaştırıyorsa

bu ülkeye inanmak, güvenmek zorundayız.



Bir takım

gevezelerin

,

sorumsuzların

, kaygısızların

boş laflarını

siyasi analizler olarak görmeyi bırakmalıyız. Onların Türkiye diye bir kaygıları yok, ortak gelecek arzuları yok, hiç olmadı zaten.



Dolar üzerinden operasyon yapıyorlarmış, ekonomiyi vuracaklarmış, bizi dolarla döveceklermiş, yeni tür darbe yapacaklarmış

... Belki Türkiye'nin zayıf yanı burasıydı ve bu vesile ile şimdi

ekonomi alanında kalkanları güçlendirme

zamanıdır. Zaten öyle de yapılıyor. Türkiye bu alanda da hazırlıklarını son sürat devam ettiriyor.



Başarma şansları yok, kendileri köşeye sıkıştı


Biz

dünyayı kasıp kavuracak o büyük kriz

e hazırlandık. Açıklarımızı kapattık, kapatıyoruz.

Siyasi akıldan ve öncülükten ekonomiye, sistemin yenilenmesinden ve yeniden biçimlendirilmesinden (Başkanlık Sistemi) savunma atılımlarına kadar

yeni bir Türkiye'nin, yeni bir kuruluşun temelleri atılıyor.



Tahmin edilenden çok daha fazla yol aldık. Bir çok ülkeden daha ilerideyiz. Öyleyse,

psikolojik çöküntüye neden olanların, Türkiye'yi inancımızı hedef alanların söylemlerini ciddiye bile almayın

. Onlar, bu ülkeye operasyon çekenlerin,

kendi zaaflarını gizleme telaşında olan ülkelerin

içeride servisçiliğini yapıyor.



Türkiye çok daha kararlı


Elbette yeni saldırılar gelecek, yeni kriz senaryoları devreye alınacak. Ama

artık başarma şansları olmayacak

. Çünkü hem Türkiye eski Türkiye değil ve çok güçlendi hem de

Türkiye'yi köşeye sıkıştıranlar kendileri köşeye sıkışmak üzere…


Sadece biraz daha sabır..



Ama

direnci, dayanışmayı bırakmadan

, çok daha

kararlı

adımlarla…


#İç savaş
#FETÖ
#Gezi olayları
#Dolar
#Ekonomik kriz
7 yıl önce
Her saldırı Türkiye'nin gücünü arttırdı, onlar ise çöküşe sürükleniyor
Merhamet günleri
Dikenin gülü kanattığı gün
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı