|
Kıyamet Savaşı’nda Kabe’yi savunmak!
Sadece Suriye'de değil,
Doğu Akdeniz
'den Basra Körfezi'ne
uzanan bir
savaş haritası
şekilleniyor!

Sadece
Kuzey Suriye Koridoru
'nda değil, Basra Körfezi ülkelerinin tamamını içine alan ve
sonu Mekke Savaşı'na kadar uzanacak bir cephe
oluşuyor.

Mezhep
üzerinden şekillendirilen ve tarihe “
kimlik savaşları
” olarak geçecek büyük cephe, daha altta
yerel çatışma alanları
olarak devam ediyor. Bu, bir süre sonra hiçbir ülkenin uzak duramayacağı bir bölgesel savaş halini alacaktır!

Mekke Savaşı hazırlığı

Bir süredir, bölgedeki yeni harita çalışmalarına vurgu yaparak, “
Tanklar Kabe'ye dayanmadan
” harekete geçilmesi uyarıları yapmaya çalışıyorum.

Bu gidişin sonunun bir
Mekke
Savaşı olacağına, coğrafyanın bütün güçlerinin bu hesaplaşmada yerini alacağına, coğrafya dışında hemen her ülkenin bu savaşın
tarafı olmak zorunda
kalacağına dikkat çekmeye çalışıyorum.

İran'ın, Irak'tan sonra Suriye'ye de
el koyma
hesabına vurgu yaparken,
Tahran
'ın Yemen'de başlattığı yayılma planlarının
bir iki yıl içinde Körfez ülkelerine yöneleceğini
, bu ülkelerin hiçbirinin
güvende olmadığını
söylüyorum.

Tahran'ın son hesaplaşması
Suudi Arabistan
'la olacaktır. Körfez'e müdahalenin aslında Suudilerle savaşın başlangıcı olacağı, bütün askeri birimleriyle Suriye'de yer almasının
bu cepheyi bitirip Körfez'e yönelme aceleciliğinden
kaynaklandığı, bir tür bölgesel
Fars çılgınlığının
başladığı bilinmelidir.

Bir sonraki saldırı Körfez'e yapılacak

İşin esası, Suriye'de verilen savaş şu an itibariyle bile bölgeseldir. Durdurulamazsa,
kontrol altına alınamazsa, İran'ın zaferiyle sonuçlanırsa bir sonraki cephe Basra Körfezi'nde açılacak
, bir iki yıla kadar bölgeye müdahaleler başlayacak, bu müdahale de İran ordusunun doğrudan S. Arabistan'a yönelmesine yol açacaktır.

Rusya ve İran'ın,
PYD üzerinden Kuzey Suriye'yi kontrol altına
alma girişimleri, IŞİD'i bahane edip bölgedeki muhalifleri yok etme teşebbüsleri tamamen
Türkiye'ye dönük bir savaştır
. İki ülke, bölgeyi denetim altına alarak
Arap dünyasının Türkiye ile bütün bağlantılarını kontrol altına almaya
çalışıyor.

Peki bu sadece enerji koridoru ya da
Kürt Kuşağı
projesi mi? Hayır, birkaç yıl içinde başlayacak Basra Körfezi müdahaleleri için Türkiye'yi yerinden
kımıldayamaz
hale getirme denemesidir. Körfez-
Mekke Savaşı
döneminde Türkiye'nin hareket alanını
sıfırlama
, müdahale imkanını ortadan kaldırma amaçlıdır.

Sadece Türkiye 'dur' diyebildi

İsterseniz
bölge haritasını önünüze alıp
, krizlerle birlikte inceleyin. Bir iki yıla kadar çıkabilecek yeni krizleri de ekleyin. Haritayı yeniden inceleyin. O zaman nasıl bir manzara çıkıyor ortaya, bunun üzerinden konuşun.

Rusya'nın
Putin çılgınlığının
da Fars çılgınlığından farkı yoktur.
Güney Kafkaslara
müdahale etti, kimse direnemedi.
Ukrayna
'ya müdahale etti kimse direnemedi.
Kırım
'ı ilhak etti
kimse bir şey diyemedi
. Şimdi İran'a birlikte Suriye üzerinden doğrudan harita çalışmalarına girdi. Yine kimsenin müdahale edemeyeceğini düşündü.

İşte bu yüzden,
Rus uçağının düşürülmesi sadece iki ülke arasında bir kriz değil, Rus yayılmacılığına ciddi bir ikazdır, dur demektir
. Rus-İran ekseninin Suriye üzerinden bölgesel güç haritasını yeniden şekillendirmesine kırmızı ışıktır. Bu uyarı sadece Türkiye'nin kendini düşünerek yaptığı uyarı değildir. Sonuçları itibariyle, iki ülkenin bölgeye müdahalesinden rahatsızlık duyabilecek
her ülkenin ortak uyarısıdır.

Türkiye'yi ürkütüp bölgeden kaçırmak

Türkiye, kendine yönelen
çevreleme stratejilerine
güçlü bir şekilde tavır aldı. Bu, Cumhuriyet tarihinde hiç görmediğimiz türden, üstelik
Rusya ile en yakın olduğumuz bir zamanda
gerçekleşti. O zaman durum o kadar
kritik
demektir. Türkiye, Suriye üzerinde yürütülen
oldu-bittilere
karşı sessiz kalmayacaktır. Kendinde bu
inancı
ve gücü
görmektedir. İki ülkenin
PKK/YPG
unsurlarıyla Türkiye'ye
ayar
vermesine, ülkenin içlerine kadar operasyon yapabilmesine, bu denli pervasızlaşmasına, Türkiye'yi içeriye hapsedip bölgeden uzaklaştırmasına karşı güçlü bir cevaptır.

Suriye'nin Türkiye sınırlarını vuran Rus uçakları, Akdeniz'de
Türk donanmasını taciz eden Rus savaş gemileri
, yüzleri bulan hava sahası tacizleri Türkiye'nin gözünü korkutmaya yöneliktir.
Rusya bunu bilerek yapmıştır
, amaç Türkiye'yi ürkütüp bölgeden uzak tutmaktır. Bu sadece Rus stratejisi değil, gerçek anlamda İran stratejisidir.

Şimdi saflar yeniden şekilleniyor. Doğu Akdeniz
tehlikeli biçimde
savaş gemileriyle doldu. Sanki bölgesel savaş hazırlıkları yapılıyor. ABD ve Avrupa, Rusya ile İran'ın bu denli
ileri gitmesinden
rahatsız. Türkiye'nin tavrı
dünyayı uyaran
bir etkiye yol açtı.

Artık geri adım atılamaz

Türkiye aynı zamanda bütün
dünyaya
; sadece Suriye'de değil, Basra Körfezi'nden
Mekke'ye kadar yayılacak
müdahaleye karşı tavır alacağını da duyurmuş oldu. Batı, Rusya-İran'ı dizginlemek için, Türkiye ise Rus-İran ekseninin kendini içeriye hapsedip bölgesel müdahalelerin önünü açma girişimlerine karşı harekete geçmiştir.

Ankara'nın tavrı, bazılarına çılgınca gelebilir. “
İç işgalci” dediğimiz ve bugünlerde “Rusçu”lukla kendini ortaya koyan vesayet uzantıları
için ülkemize karşı yeni bir saldırı dalgasına malzeme yapılabilir.

Ama bu tavır, bölgesel savaşı önlemeye, daha doğrusu
tankların Kabe'ye dayanmasının önünü kapatmaya
yöneliktir. Bölgesel savaşın önünü almaya, coğrafyayı
yüz yıl kendine gelemeyecek hale getirmesi muhtemel mezhep savaşını engellemeye
yöneliktir.

Türkiye, çok büyük bir iddia öne sürerek ve
risk
alarak
coğrafyayı korumaya
dönük bir girişimde bulunmuştur. Geri adım atmayacaktır, atamaz da. Çünkü
geri adım Türkiye'nin etrafına kalın duvarlar örülmesi, nefes alamaz hale getirilmesi, bütün bölgenin mezhep savaşlarına mahkum olması, Basra Körfezi ve Suudi Arabistan'ın açık hedef alınması, Türkiye'nin bütün bunlar karşısında çaresiz kalması demektir.

Bu da,
21. Yüzyıl Türkiye'si hedefinin başlamadan bitmesi
anlamına gelecektir.

Kıyamet Savaşı, Kabe'yi savunmak

Evet, Suriye üzerinde başlayacağı iddia edilen ve neoconların “
tanrıyı kıyamete zorlamak
” olarak ifade ettiği kıyamet savaşı hazırlıklarını andıran Doğu Akdeniz'deki yığılma
ürkütücüdür
. Ama bütün bunlar belki de o kıyamet savaşını önleyecek adımlardır.

Sessiz kalmak mahvolmaktı. Sessizlik, uysallık Türkiye'nin parçalanması, coğrafyanın mahvolması olacaktı
. Belki de bu uyarı, tarihi gerçekten değiştirecektir. Yeni çıkışlar hep böyle riskli,
cesur
adımlarla mümkün olmuştur. Tarih bu çıkışlarla şekillenir çünkü.

Bu aşamadan sonra sadece Suriye'yi değil,
Mekke Savaşı'nı düşünerek bölgeye bakın
. Şimdi bize rahatsız edici, bazılarına uçuk gelse de, kısa bir süre sonra bu meseleyi herkesin tartışmak zorunda kalacağını görebiliyorum.

Artık açık konuşma zamanı. Zor da gelse, rahatsız edici de olsa, gerçek cümlelerle tartışma zamanı.
Türkiye'nin bugün, bütün riskleri göğüsleyerek, durduğu nokta, Kabe'yi savunma noktasıdır
. Kabe'nin koruyucusu
Allah
'tır. Kim bilir, belki bu Türkiye'nin eliyle olacaktır!
#mekke savaşı
#kimlik sevaları
#ortadoğu
#kabe
#rusya türkiye
#türkiye
#pkk ypg
8 yıl önce
Kıyamet Savaşı’nda Kabe’yi savunmak!
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli