Bu kokuşmuş sistemin öncüsü de hiç kuşkusuz
'dir.
değerli bir yazarı dünkü yazısında,
'nin Türkiye'yi harcamayı göze almak pahasına
'yı ve
'yü desteklemesini,
'ın nüfuz geliştirme hamlelerini umursamayıp Türkiye'nin hassasiyetlerini
yönetimine boğdurmak istemesini “
” tesmiye etmiş.
Fakire soracak olursanız, “
” bidayetinden beri hiç değişmemiştir.
Kendisine direniş gösterildiği, başka bir ifadeyle, boyun eğilmediği her yerde aklını hep böyle çalıştırır.
'dan
'a,
'in katliamlarını arkalamasından
işgaline kadar bu böyledir.
Bir süredir, özellikle de 2011'den beri
ve
'nin bağımsız politikalar geliştirme isteğine karşı tepkisi de “
” dedirtir cinsinden olmuştur.
O kadar ki…
Türkiye'de “
” için yatırım yaptığı ne kadar “değer” varsa (insan hakları, hukuk, Kopenhag Kriterleri, hoşgörü, uzlaşma, çoğulculuk, eşitlik, bağımsızlık, özgürlük, velhasıl, demokrasi) alayını birden 15 Temmuz'da taşeronu FETÖ marifetiyle çöpe atmıştır.
darbesine de aynı muameleyi göstermiş, gündüz gözüyle yapılan darbeye tek laf etmemiştir.
Neden mi böyle?
Çünkü ABD'nin çıkarlarının dışında gerçekte hiçbir değeri yoktur. Çıkarlarına aykırı davranma istidadı gösterenlere karşı da zerre miskal tahammül etmez.
Bakınız,
'daki işgal girişiminden sonra
ne demişti: “
”
Daha ne desin, parmağını gözümüze sokacak değil ya.
Evet,
geçenlerde
yaptığı konuşmada çelişkilerini yine yüzlerine vurdu.
Çelişkilerini, sahtekârlıklarını, ikiyüzlülüklerini…
Sonradan
'nun “
” diyerek aşağılamaya çalıştığı mezkûr konuşmasında Erdoğan, “
” diye haykırdı.
Böyle bir liderin otoriter görülmesinden veya
'da sevilmemesinden daha doğal ne olabilir?!
ABD'nin istediği, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey marifetiyle söyleyecek olursak, “
”
Yaltaklanırsan, emir eri gibi davranırsan ABD de sana karşı çok “akıllı” davranır.
Nasıl mı?
Şöyle:
Ülkeni akılı akıllı paramparça eder, sen de buna çoğulculuk, özgürlük, demokrasi falan dersin.
, Amerikan silah sanayii için gerçek zafer olarak nitelendirdiği
'nda, kafirlere yasak olan kutsal topraklara on binlerce Amerikalıyı çağırarak bakımını üstlenen
'ın, koruyucularına, kaldırım fahişeleri gibi ücret ödediğini ifade ettikten sonra, “
” diye nitelendirdiği
'in IMF'nin önüne yatarak ülkesini haraç mezat satılığa çıkardığını ifade etmiştir.
ABD her zaman çıkarlarına uygun “
” arar.
Görmüyor musunuz,
her gün kıpır kıpır, hiç yerinde durmuyor.
Buldu mu dersiniz? Neyse…
Köprülerin altından çok sular aktı tabii. Mesela,
Yeltsin gibi ABD'ye “yaltaklanmıyor.”
Hatta, izolasyon tehdidine karşı, “
” diyerek dalgasını geçiyor.
da
enerji akımında olmak istemiyor. ABD de
'ü üzerlerine yıkarak
çalışıyor.
Şu hale bakın ki, sırf devrim yaptığı için mal varlığı dondurulan
'nin İran'ı,
eliyle ABD'ye “
” utanmıyor.
ABD'ye “
” zilletten başka hiçbir sonuç doğurmaz.
, “
” dediği
'ya bir türküsünde ne güzel söyler: “
”
Katil Amerika'nın ifsat edici, pusucu, (etnisite ve mezhep üzerinden) ayrıştırıcı akıllarına kimsecikler kanmasın.
Amerika aklını yemedi, biz de yemeyelim. Star gazetesinin değerli yazarı gibi “
” söylemeyelim.
“
”
'yı ne kadar üretmişse, Sünnilere yapılan haksızlık da
'i o kadar üretmiştir.
Liberal maskeli çakallar o zokayı yedirdiler, bu zokayı yemeyelim.
FETÖ, DAEŞ, YPG sadece ve sadece ABD üretimidir. Unutmayalım...