|
Yere yakın Asuman’ın fena halde ayıp halleri
Hürriyet
gazetesinin, kripto
FETÖ
'cüleri deşifre eden
Bylock uygulamasını
itibarsızlaştırmaya çalışması asla münferit değildir.


Bu çok sinsi bir yöntemdir.



Kılıçdaroğlu

'nun “

kontrollü darbe

” ifadesi de sonuç itibarıyla aynı yöntemin dışavurumuydu.



Zira, mahut ifade

15 Temmuz şanlı direnişini

sulandırmaya matuftu.



Bylock uygulamasını

sulandırmaya çalışmakla,

FETÖ'ye

karşı mücadele verenlere “

FETÖ'cü

” diyerek iftira atmak, sonuç itibarıyla aynı şeydir.



Hele hele tüm suçu

Erdoğan

'ın yanında durmak olanlara çemkirmek, sadece densizlik ve alçaklık değildir; aynı zamanda

FETÖ'ye hayat öpücüğü

vermektir.



Bu çukur kafanın…



Pensilvanya'daki mahlukla,
Sayın Cumhurbaşkanımızı

yan yana gösteren o eski fotoğrafları servis edenlerle...



Veya…



Sayın Cumhurbaşkanımızın, “

bu hasret bitsin

” şeklindeki o konuşmasını yayımlayıp, “

Bakın bakın, Hocaefendilerine işte böyle hasret duyuyorlardı

” diyen kafa arasında hiçbir fark yoktur.



Cahit Zarifoğlu

'nun dediği gibi aynı “çukur kafa” ayağımızın bodrumundadır.



Menfaat şebekeleriyle, tasmalı trolleriyle, ırz düşmanı o malum karanlık adamlarıyla,

Adil Öksüz

'e telefon mesafesindeki FETÖ'nün kripto A takımıyla,

yere yakın Asumanlarıyla

, fırıldaklarıyla, siyaset hırsızlarıyla son günlerde fakire organize bir şekilde saldırıya geçtiler.



Topunuz gelin!


Kardeşlerim,

Sayın Erdoğan
müthiş bir siyasi firaset ve stratejiyle hareket etmemiş olsaydı 40 yıllık örgüt FETÖ'yü devletin kılcal damarlarından söküp atamazdı.


Bizden de bu stratejiye uygun hareket etmemizin intikamını almaya çalışıyorlar.



Hatırlayın lütfen, FETÖ, 7 Şubat 2012'de MİT operasyonu çektikten sonra Erdoğan ne yaptı?



Direndi ama açıktan karşı saldırıya geçmedi değil mi?



Zaten nasıl geçecekti;

HSYK

ellerindeydi.

Polis teşkilatı

olduğu gibi onlardandı. Medya derseniz,

Aydın Doğan'ın yayın organlarına

kadar ağırlıklı kısmı onlardan yanaydı.

TSK

'daki varlıklarını da

15 Temmuz

'da herkes gördü.



Malumunuz, Sayın

Erdoğan, 17 – 25 Aralık 2013 darbesine bile ilk başta “

Dost darbesi

” dedi. Karşı tarafın konsolide olmasına engel olmak için de “a

lt tabakası ibadetle meşgul

” şeklinde tasnifler yaptı.



Ama

direnişi diri tutmayı

da hiç ihmal etmedi. Bunun için “

inlerine gireceğiz

” sözünü dilinden düşürmedi. Sonra, “

haşhaşiler

” gibi söylemlerle sosyolojiyi hazırladı. Daha sonraki aşamayı biliyorsunuz zaten. Ve mücadele halen devam ediyor. (Çünkü on binlerce mensubuyla FETÖ yok olmadı, daha da kriptolaştı; öyle yerlere sızdılar ki aklınız durur. Erdoğan'ın yanında pazarlıksız şekilde duranları itibarsızlaştırmaya çalışanları azcık kazıyın, arkasından muhakkak kiripto FETÖ mensubu çıkacaktır.)



Biz bu süreçte adımlarımızı her daim

Erdoğan

'a uydurmaya çalıştık.



Üstelik…



FETÖ

'nün ilk mağduru benim ailem olduğu halde. (Fetullah Gülen'e tee 1999'dan beri “kardinal” diyen abimi 2008'de alıp tam 1 yıl hücrede işkence yaptılar. Fakiri de 2009'da karakola çekmişlerdi.)



Üstelik…



Arkadaşlarımın birçoğuna

80'li yılların başında

ve

28 Şubat'ta Fetullahçı polisler alabildiğine işkence yaptıkları

halde.



Evet, asla başıboş hareket etmedik; FETÖ'yle mücadelede adımlarımızı Erdoğan'a uydurduk.



Daha evvel söylediğim gibi, FETÖ'ye karşı harekete geçinceye kadar

“maslahat

” gereği yutkunduk. Bugün “

AKP'li kimi siyasi figürlere

” neden nasıl yutkunuyorsak, aynen öyle.



Sıra elbette size de gelecek!



Ey haysiyet cellatları, ey tufeyli takımı, ey ahbesin çocukları!



Yutkunuyorsak, adlarınızı, mahlaslarınızı, iltisaklarınızı ve düğmelerinize basan yere yakın Asumanları bilmediğimizden değil.



Yine adımlarımızı Erdoğan'a uydurmaya çalışmamızdandır.



Yakında neye uğradığınızı göreceksiniz.


#FETÖ
#Bylock
#AK Parti
#28 Şubat
7 yıl önce
Yere yakın Asuman’ın fena halde ayıp halleri
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi