Test merkezimizin şimdiki konuğu Samsung'un tabletfon formundaki yeni amiral gemisi
Galaxy Note 5
.
Bildiğimiz gibi 13 Ağustos'ta düzenlenen
Galaxy Unpack
etkinliği dâhilinde kuzeni
Galaxy S6 Edge+
ile birlikte tanılan model, bu ayın sonunda satışa sunulacak. 32GB'lik versiyonunu ön sipariş fiyatı
2,700 TL
olarak belirlenmiş durumda.
İncelemeye geçmeden önce kısa olarak bir yöntemden bahsedelim:
Galaxy Note 5
, geçtiğimiz günlerde incelediğimiz
'un aksine, satın alacak olsak ya da olmasak da, çok daha geniş bir kesime hitap ettiğinden biz de mümkün olduğunca detaylara girmeye çalışacağız. Bu bağlamda da teorik verilerden yahut internette kolaylıkla bulabileceğiniz bilgilerden ziyade doğrudan biz '
son kullanıcılara
' aktif fayda sağlayacak ipuçlarına yönelmeye gayret edeceğiz.
Note 3 ile karşılaştırmalı
Diğer yandan,
Note 5
ile
Note 3'ü
karşılaştırıp geçiş yapmaya deyip değmeyeceği yönünde tavsiyelerde bulunacağız. Neden Note 3? Çünkü selefi
Note 4
zaten halen oldukça yeni,
Note 2
günlük kullanıcılar için halen oldukça iyi bir alternatif teşkil etse de,
'
geek'
kesim için artık iyiden iyiye yaşlanmaya başladı. Haliyle ideal karşılaştırma noktasının artık 2 yaşını dolduran Note 3 olduğu kanısındayız.
İşletim Sistemi :
Android 5.1.1
Arayüz:
Touchwiz 5
--------------
Ekran:
5.7-inç (2560x1440) SAMOLED
PPI:
518 (inç başına düşen piksel sayısı)
Ekranın kasaya oranı
: %75.9
-------------
Kasa:
Yekpare alüminyum + cam
Renkler:
Siyah, beyaz, gümüş, altın
Ebat:
153.2 x 76.1 x 7.6 mm
Ağırlık:
171 gr
SIM Tipi:
Nano
-------------
Yongaseti:
Samsung Exynos 7420
İşlemci
: 4+4 çekirdek (1.5GHz Cortex A53+2.1GHz CortexA57)
GPU:
Mali-T760MP8
-------------
Dâhili Hafıza:
32/64/128GB (UFS 2.0)
MicroSD
: -
RAM:
4GB LPDDR4
-------------
Arka Kamera:
16MP (Sony IMX240 sensör, F1.9, 1.12 μm piksel boyutu, OIS, LED Flaş, 4K kayıt (2160@30fps)
Ön kamera:
5MP (F1.9, 1080p, 120 derece geniş açı)
--------------
Bağlantılar:
3G/4G, Wi-Fi ac, BT 4.2,GPS, NFC, mUSB v2.0
--------------
Batarya:
3000mAh bütünleşik
-------------
Ekstralar:
Parmak izi okuyucusu, stylus
'Her şeyden önce ilk olarak tasarım bir dereceye kadar kişisel zevke göre şekillendiğinden burada tam anlamıyla nesnel kalamayacağımızın altını çizelim.'
Galaxy Note 5
tasarımsal açıdan bir dönüm noktası. Şöyle ki, bu modelle birlikte Samsung ilk Note'tan beri koruduğu tipik tasarım çizgisini her açıdan değiştirdi ve Galaxy S6 ile birlikte geçtiği yeni tasarımı Note 5'e de uyarladı. Yani aslında Note 5 tipik Note ailesi ile ne organik ne de sentetik bir bağa sahip değil. İlhamı doğrudan S6'dan alınma.
Bildiğimiz gibi Samsung, Note 1 ile birlikte Galaxy S ailesinden farklı olarak karemsi ve keskin hatlı bir çizgi benimsemiş, Note 2 ile bile yuvarlak hatlara geçiş yapmış ama Note 3 ve Note 4'te tekrardan eski çizgisine sönmüştü. Bu bağlamda şimdiki tasarımı Note 2'de de ilham alınan Galaxy S ailesine yeniden dönüş olarak nitelendirebiliriz. Tabii S6 ile birlikte gelen yeniliklerle birlikte…
Nedir bu yenilikler?
Note 3'teki metal görünümlü (ve soyulan) plastik kasa ile Note 4'teki düz alüminyum kasa yerini tek parça oluklu alüminyum kasaya bıraktı. Böylesi çok daha şık kesinlikle. Keza arkası da artık deri görünümlü plastik değil doğrudan cam. Hem arkada hem de ekranda Gorilla Glass 4 cam kullanılıyor. Ek olarak tüm bağlantı yuvaları hassas CNC işleminden geçirilmiş. Yani
Galaxy Note 5
aslında Galaxy S6 ile S6 Edge ile aynı tasarıma sahip. Sadece her ikisinden de daha büyük bir ekranı var. Gördüğümüz gibi Note 3 ve4'teki kare ekran da yerini artık daha uzun ve dar bir ekrana bırakmış durumda.
Peki, güzel mi?
Dediğimiz gibi zevkler değişir. Haliyle buna nesnel bir cevap veremeyiz. Ama soruyu şöyle düzeltirsek…
Yani… İyi mi olmuş?
Artıları da var eksileri de var. En önemli artısı artık tek elle kullanım çok daha rahat. Baş parmağımızla doğrudan en sola erişebiliyoruz. Buna karşılık ekran boyutu her ne kadar aynı kalsa da, alan daralıp uzunlamasına gittiği için büyüklük algısı sekteye uğruyor. Yani Note kullanıcılarını rahatsız eden bir küçüklük yanılsaması yaşamanız kesin. Özellikle internet gezintilerinde ve filmlerle bu çok can sıkıcı olabiliyor.
Bununla birlikte estetiksel açıdan kesinlikle mükemmel bir hissiyat uyandırdığını söylemeden geçmeyelim. Cihaz bizde kesinlikle 'premium algısı' uyandırmayı başarıyor. Ki zaten Samsung'un hedefi de buydu.
İnce detaylar
Gözden kaçması muhtemel bir iki detay var ki atlarsak olmaz:
Ekran parmak izi tutuyor. Önceki Note'lardaki kadar belli olmuyor ama belirli açılardan bakınca rahatsız edici. Özellikle cildiniz yağlıysa yahut elleriniz terliyken parmağımız ekranda güç hareket ediyor ama burada da kesinlikle Note 3 ve 4'ten daha başarılı. Normal senaryolarda ise adeta akıyor. Sadece Note ailesi değil tüm kullandığımız telefonlardan daha pürüzsüz bir deneyim sunuyor. Keza cam arka yüzeyin de tutuşu oldukça sağlam. Yani kolay kolay elimizden kayması imkânsız.
Ebatsal yahut ağırlık açısından selefleriyle arada 'pratikte' bir değişiklik hissetmiyoruz. Ağırlığı da, inceliği de günlük hayatta ölçümlenecek bir farka sahip değil. Sadece yukarıda da dediğimiz gibi ekran artık uzun ve dar olduğundan rahatsız olmamız muhtemel.
İlk Note'dan bugünkü
Galaxy Note 5
'e kadar bu serinin en çok beğendiğimiz yanı (ya da yanlarından birisi diyelim) kesinlikle ekranı. 2011 yılında ilk olarak 5.3-inç ile çıkış yapan, Note 2'de 5.5-inç'e yükselen ve akabinde gelen Note 3 ile birlikte 5.7-inç'te karar kılan Samsung aynı geleneği Note 4 ve Note 5 ile de sürdürdü. Bununla birlikte Note 3'teki FHD (1080p) çözünürlük yerini Note 4 ile birlikte 2K'ya (2560x1440) bırakırken, Note 5'te de 2K korundu.
Galaxy Note 5
'in ekranı şimdiye kadar gördüğümüz en mükemmel ekran. Belki münferit bakınca fark etmek güç ama karşılaştırınca rahatlıkla görüyoruz bunu. Haliyle burada doğrudan Note 3 ile kıyaslamalı gideceğiz. Neden Note 4 değil? Çünkü 2K'lar arasında fark çok belirgin değil ama FHD ile 2K kendini belli ediyor.
Bildiğimiz gibi Samsung kendi panelini kendisi üretiyor. SAMOLED ismini verdiği bir panel teknolojisi kullanıyor ki başta LG (ve paneli LG'den tedarik eden Apple vb. gibi pek çok diğer marka) olmak üzere IPS tabanlı ekrana yer veren rakiplerinden burada ayrılıyor.
Şahsen SAMOLED ekranları IPS'e tercih ettiğim için (ki bu kişiye göre değişir)
Note 5
'in ekranı için en iyi akıllı telefon ekranı diyebilirim. Tabii diğer SAMOLED'ler ile karşılaştırmamızın sonucu bu.
Galaxy S6 ile yahut Note 4 ile karşılaştırdığımızda aynı çözünürlüğe sahip oldukları için minör değişiklikler fark ettik (biraz daha parlak ve güneş altı okunma bir derece daha iyi) ama gündelik hayatta çok da fark etmek güç bunu. Özellikle S6 ile arasında bir fark yok diyebiliriz.
Note 3 ile arasında dağlar var!
FHD çözünürlüğü ile gelen Note 3 ile arasında ise dağlar kadar fark var. Parlaklık her kademede çok daha iyi. Yani dip parlaklığı daha düşük, otomatik parlaklık daha optimize ve üst parlaklık belirgin oranda daha aydınlık. Buna ek olarak renkler çok ama çok daha canlı özellikle de beyaz başarımı kıyas edilemeyecek ölçüde iyi. Buna ek olarak hem çözünürlük hem de en-boy farklılığından ötürü ölçeklendirmesi de farklı. Haliyle aynı ekran Note 3'te biraz daha büyük ve yayılı gözükürken Note 5'te daha derli toplu bir dizilim var. Ama tüm bu avantajlarına karşım siyahlarda Note 3'ün daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Bunun sebebi Note 5'in parlaklık seviyesi arttıkça siyah başarımının düşmesi. Bunun haricinde Note 5 her açıdan belirgin biçimde daha üstün ki olması gereken de zaten bu. Neticede bir tarafta 2 yaşında bir telefon diğer yanda çiçeği burnunda bir taze.
Burada da diğer bölümlerde olduğu gibi farkı anlamak açısından Galaxy Note 3 ile karşılaştırmalı gitmekte fayda var. Bu arada Note 3'ün Snapdragon 800 yongasetli N9005 modeli olduğunu ve root edilip, yapılabilecek her türlü iyileştirmenin yapıldığını da not olarak düşelim. Yani skorları standart Note 3'ten ortalama %10-20 arası daha iyi çıkıyor ki karşılaştırırken bunu göz önünde bulundurun.
Ama tabii ilk olarak genel bir bakış atalım:
Note 5
'in kalbine indiğimizde karşımıza 64-bit mimarili
Exynos 7420
yongaseti çıkıyor. Yani Galaxy S6/S6 Edge'te kullanılanın aynısı. Bu yongaseti
ve 14nm üretim teknolojisine sahip ki bunun pratikteki faydası daha yüksek saat değerlerine (ve buna paralel performansa), daha az ısınma (ve buna paralel daha düşük güç tüketimi) ile çıkabilmesi.
Biraz teknik bilgiden zarar gelmez...
…diyerekten azıcık detaya girelim.
İşlemci
8 çekirdeğe evsahipliği yapan Exynos 7420 bunların işletiminde ARM'nin big.LITTLE teknolojisini esas alıyor. Yani 4+4 çekirdek formunda iş görüyor. Bu çekirdeklerin tasarruf odaklı Cortex A53 tabanlı 4 tanesi örneğin genel dolaşım, mesaj yazma vb. gibi düşük güç tüketimi gerektiren eylemlerde kullanılırken, performans odaklı Cortex A57 tabanlı diğer 4 parçacık ise oyun, film vb. gibi güç gerektiren senaryolarda kullanılıyor. Bu bağlamda A53'lerin saat hızı 1.5GHz'a kadar çıkarken, A57'ler 2.1GHz'a kadar vites yükseltebiliyor.
Yani diğer bir deyişle ismiyle müsemma bir durum var: Big yani büyük olanlar (Cortex A57) ve little yani küçük olanlar (Cortex A53) big.LITTLE şeklinde ortaklaşa çalışıyorlar. Ortaklaşa derken 8 çekirdeğin aynı anda çalışmasından bahsediyoruz. Yani her ne kadar 4+4 formunda tanımlasak da aslında 8 çekirdek de her an aktif.
Şöyle bir görsel altı tanım yaparsak daha iyi şekillenir gözümüzde:
GPU
Bu anlattığımız işlemci kısmı idi. Yongasetinin grafiklerinden ise Mali-T760MP8 sorumlu. Normalde 700Mhz hızında çalışan grafik ünitesi, turboya bastığında ise 772MHz'ı görüyor. Bu da bize toplamda 302GFLOP'luk bir güç sunuyor. Karşılaştıracak olursak Mali-T760MP8 halihazırda piyasanın en güçlü akıllı telefon GPU'su. Rakipleri Adreno 430 (Snapdragon 810) ile PowerVR GX6450'a (Apple A8) istisnai senaryolarda geçilebilse de genel anlamda üstün. Kendisinden görece daha iyi tek GPU ise Apple iPad Air 2'de yer verilen GXA6850 (Apple A8X). Ki burada da üstünlük oyunun yapısına göre değişse de %60-40 biçiminde rakibinden yana.
RAM
Galaxy Note 5
(ile S6 Edge+) Samsung'un 4GB RAM'le gelen ilk akıllıları. 32-bit mimarili ve çift kanal destekli bu modüller
ve 1552 MHz (24.88 GB/s) hızında çalışıyor. Bundan bizim anlamamız gereken çok hızlı ve dahası düşük güç tüketimli oldukları.
Pratikte baktığımızda ise bu 4GB RAM'in bizim faydalanabildiğimiz miktarı 2GB dolayında. Kalanı sistem uygulamalarına vs. atalı. Cihazın açılışın hemen ertesinde bize verdiği 2GB RAM var, ortalama bir kullanım senaryosu (yani internette dolaştık, sosyal ağlarda gezindik vs.) ise 1GB RAM daha tüketiyor. Yani her açıdan 4GB rahatlıkla yetiyor da artıyor bile. Ki hiçbir iyileştirme yapmadığımızın da altını çizelim. Yani ara yüz stok, bir sürü uygulama yüklü ve açılışın 5,6 saat ertesindeki tablo bu. Özetle 4GB ile yağ gibi akıyor.
Depolama
Ve geldik Note 5'in aksayan ayağına. Kötü haberi baştan verelim: Modelde microSD kart yuvası yok. Yani dâhili hafızayı 'doğal yollardan' haricen arttıramıyoruz. Ama bu demek değil ki bunun yolu yok. Çift taraflı USB belleklerden bir tane satın alıp, mUSB yuvasına takarsak ekstra alana sahip olabiliriz. Tabii dediğimiz gibi 'doğal bir çözüm' değil bu. Haliyle devamlı kullanmamız imkânsız. Ama en azından misal film vs. seyretmek istediğimizde işimizi görür. Benim yaptığım gibi anahtarlığınıza iliştirin ki her an elinizin altında olsun.
Note 5'in 32/64GB'lik iki versiyonu mevcut. 128GB ise -en azından şimdilik- olmayacak. Biz var sanıyorduk ama meğerse Samsung yanlış listeleme yapmış. Resmi açıklama geldi olmayacağına dair. Haliyle seçeneklerimiz bu ikisinden ibaret.
Tavsiyemiz 32GB'a yönelmeyin çünkü zaten bize kalan alan ham alan 24.8GB. 8GB'ı sisteme ayrılmış. Temel uygulamalara da ortalama 2GB gidiyor. Kaldı bize 22GB. Eğer 22GB yeter diyorsanız sorun yok ama ortalama 10 dakikalık bir 4K videonun 10GB yer alacağını da aklınızda tutun. Zırt pırt dâhili hafızadan PC'ye atmak bir süre sonra işkence haline geliyor. Kaldı ki daha bunun müziği var, sabit videolarımız var, fotoğraflarımız var vs. vs. Haliyle biraz daha verip 64GB'ye yönelin başınız ağrımasın.
Gerçek Dünya Testleri
Cihaz içi kopyalama
Samsung'un microSD yuvasına yer vermeme sebebi Galaxy S6 ile birlikte UFS 2.0 bellek teknolojisine geçmesi. İddiaları ise günümüzdeki microSD kartların, UFS 2.0 tabanlı dâhili hafızanın hızına yetişemediği için sistemde anlık geciktirmeler meydana getirmesi. Ki bunda haklılar. Peki UFS 2.0 gerçekten de pratikte denildiği kadar hızlı mı?
Hemen test yapıp anlıyoruz:
Tek parça 1.55GB büyüklüğünde, .mp4 uzantılı bir film dosyasını cihazın içerisinde bir klasörden başka bir klasöre kopyalıyoruz. (Parçalı, büyük dosyalarda dinamikler değişkenlik gösterdiğinden net bir kanıya varmak imkansız. Keza fotoğraf vb. gibi küçük transferlerde zaten hemen hallolduğundan fark sadece milisaniyelik oluyor ki bu da pratikte bir şey ifade etmez.)
Netice şu şekilde:
Gördüğümüz gibi arada 3.5 kat dolayında bir fark mevcut ki bu da UFS 2.0'nin katkısını net biçimde ortaya koyuyor.
PC'den telefona kopyalama
Note 5'in aksayan bir diğer ayağı burası işte. Bunun sebebi Samsung'un Note 3 ve Galaxy S5'te kullandığı mUSB 3.0 bağlantısından vazgeçip Note 4 ile birlikte tekrardan mUSB 2.0'a dönüş yapmış oluşu.
Test düzeneğimiz yine aynı. Bu defa USB 3.0 yuvası üzerinden ilkinde PC'den diğerinde ise USB 3.0 harici diskten telefona atıyoruz. PC'mizde Intel'in SSD'si var. Harici diskimiz ise Seagate'in GoFlex modeli.
USB 3.0 hızının katkısı net biçimde ortada.
Evet; depolamayı da böylece geride bırakıp bir sonraki istasyona ilerliyoruz…
Aynı yongasetinde olduğu gibi kamera da S6/S6 Edge ile aynı. Ek olarak sadece yazılımsal geliştirmeler mevcut. S6'nın kamerası zaten LG G4 ile birlikte piyasadaki en iyi iki kameradan birisi. Haliyle Note 5'te de yazılımsal geliştirmelerle birlikte çıta bir kademe daha yukarıya çıktı.
Yazılımsal geliştirmeler derken işlevsellik ve performans olarak ikiye ayırmamız gerek. Örneğin işlevsellik açısından ele alırsak, artık Youtube üzerinden canlı yayın yapabiliyoruz. Hem ön hem de arka kamera için geçerli bu özellik. Bir nev'i Periscope gibi düşünebiliriz.
Çekim kalitesini arttıran yenilik ise optik görüntü kararlılığını sağlayan donanımsal OIS modülüne ek olarak yazılımsal destek de gelmesi. Samsung'un buna verdiği isim VDIS (Video Dijital Görüntü Stabilizasyonu) Böylece 'melez OIS' diyebileceğimiz şekilde ikisini bir arada kullanmak suretiyle çekimlerde sallantıdan kaynaklanan bozulmalar en alt düzeye çekiliyor.
Bu arada dikkatimizi çeken bir diğer ayrıntı şu ki, menüde RAW kayıt seçeneği olmasına rağmen pasif konumda duruyor. Muhtemelen bir güncellemeyle açılacaktır. Bunun haricinde nerede olursak olalım, yine ana menü tuşuna çift tıklamayla doğrudan kamera erişebiliyoruz. Keza bir diğer önemli yenilik de kamera açıkken parmağımızı kaydırarak pozlama ayarı ve ışık seviyesini ayarlayabilmemiz.
Açıkçası kamerayla ilgili ayrıntıları yazmak çok da dişe dokunur bir fayda sağlamıyor. En iyisi kendi gözlerinizle görün:
Bir iki örneği buradan verelim ki iştahlandıralım sizi; asıl bombalar galerimizde tabii ki :)
Video Çekim ÖrnekleriVideo çekim gündüz (1080p@60fps)
Video çekim gündüz (4K)
Video çekim gece (1080p@60fps)
Video çekim gece (4K)
Hareketli çekim; (1080p@60fps)
Hareketli çekim; (4K)
Arayüz olsun, ekstralar olsun vb. gibi pek çok ayrıntıyı yazılım başlığı altında toparlamakta fayda var. Bu bölümde de yine diğerlerindeki gibi mümkün olduğunca 'son kullanıcıyı' doğrudan ilgilendiren detaylara değineceğiz.
İşletim Sistemi:
1)
Model Android 5.1.1 sürümü ile geliyor. Google bu sürümle birlikte RAM'in hızla dolması sorununu giderdiğini belirtiyor ama zaten bu telefonda 4GB RAM olduğu için biz herhangi bir sıkıntı yaşamadık RAM'den yana. Ama muhtemelen özellikle 2GB RAM'li modelleri epey bir rahatlayacaktır.
2)
Bir diğer değişiklik ise uygulama menüsüne alfabetik sıralama (A-Z) desteği gelmiş. İster kendimiz düzenliyoruz yahut da o tuşa basıp işi kendisine bırakıyoruz.
3)
Yine bildirim çubuğunu indirdiğimizde karşımıza çıkan can sıkıcı bir diğer ayrıntı olan 'S-Finder' ile 'Quick Connect' menüleri de artık kaldırılabiliyor. Yapmamız gereken 'düzenle' deyip, üzerindeki tikleri kaldırmak.
4)
Yine ana ekrana basılı tuttuğumuzda karşımıza çıkan 'tema' bölmesi alt başlıklarından 'duvar kağıdına' tıkladığımızda da artık 'duvar kağıdı hareket efektini' işaretlersek duvar kağıdımız oynuyor.
5)
Keza bu modelde S6'da yaşadığımız 'otomatik aydınlatma' kararsızlığıyla da karşılaşmadık. Ama tabii 5.1.1'in getirisi mi bilmiyoruz.
Bu yenilikler haricinde dikkatimizi çeken bir farklılık da olmadı açıkçası. Artık varsa da demek ki bizim gözümüzden kaçmış.
Arayüz:
Her zamanki gibi Touchwiz'in son sürümüyle geliyor model. Açıkçası bizim tavsiyemiz ilk fırsatta yerine Google Play'den alternatif bir başlatıcı yüklemeniz. İşlevselliği aşırı kısıtlı, ne kadar düzelirse düzelsin yine de hantal. Velhasıl haliyle kendisini tanıtmak yerine alternatif başlatıcı tavsiyesi verelim:
Bizim kullandığımız Nova Launcher. Hem sade, hem de oldukça kişiselleştirilebilir. Hem parmak hareketleriyle bir sürü kısayol oluşturabiliyoruz hem de ana menü olsun, uygulama menüsü olsun, widget'lar olsun keyfimizce düzenliyoruz. Dahası Tesla eklentisiyle detaylı bildirim desteğine de sahip oluyoruz. RAM dostu olması da cabası. Velhasıl bizim tavsiyemiz Touchwiz'den bir an önce kurtulup, yeni başlatıcılara şans vermeniz.
S-Pen:
Gelelim Note 5'in ayırt edici özelliği olan ekran kalemine. İlk olarak Samsung'un Note 5 ile birlikte kaleme ittir-çıkar özelliği kazandırdığını söyleyelim. Yani bastırıyoruz ve yuvasından çıkıyor keza aynı şekilde ittirerek yuvasına sokuyoruz. Çıkarması kolay da, sokması biraz zahmetli.
Kalem eskisine kıyasla daha zarif ve kaliteli duruyor. Ama metal gibi görünse de aslında plastik. Bir de incelmiş ki zaten zor olan yazma işi iyice güçleşmiş. Örneğin Note 3'tekini elimizde daha rahat tutabiliyorduk buysa her an kayacakmış gibi. Kısacası biz beğenmedik.
Menüde de görsel bir değişikliğe giden Samsung, artık kalemi çıkardığımızda otomatik beliren bir simge yerleştirmiş ekrana. Kalemle dilediğimiz yere sürükleyebiliyoruz. Üzerine tıklayınca karşımıza klasik S-Pen menüleri (akıllı seçim, görev notıu, ekran notu ve s-not) geliyor. Burayı parmakla kontrol edemememiz kötü. Sadece kaleme duyarlı. Ama artık ek olarak dilersek kendimiz de kısayol oluşturabiliyoruz. Bunun haricinde 'ekran kapalıyken' not alma özelliği gelmiş. Pratikte ne işimize yarar bilmiyoruz. Özetle öyle ahım şahım bir değişiklik yok. Hatta eskisini daha çok seviyorduk. Bu defaki daha janjanlı ama kullanılabilirliği düşük.
S Health:
Samsung'un envai çeşit aktivitesi işte bu menü altında sıralanmış. Bizi bizden iyi düşünüyor. Yaptığımız spordan, attığımız adıma, uyku düzenimize kadar her şeyimizden sorumlu. Dahası stresimizi hatta kanımızdaki oksijeni bile ölçüyor. Su içmiyorsak kızıyor, fazla oturduysak uyarıyor, kalorimize dikkat etmemizi söylüyor vs. vs. Kısacası oldukça faydalı bir uygulama. Hele bir de Gear 2 ile birlikte kullanırsak daha da çok faydasını görüyoruz.
Ekran Küçültme:
Note 3'te en çok kullandığımız özelliklerden birisi de bu idi. Ekranı parmağımızla sağdan sola ya da soldan sağa çekince ekran küçülüyor ve bu kompakt ekranı da istersek ekranın farklı yerlerine taşıyabiliyorduk. Note 5 ile birlikte bu özellik de heba olmuş. Artık açılması için 3 kere üst üste ana ekran tuşuna basmamız gerekiyor ki diğerine kıyasla çok daha kötü bir yöntem. Fiziksel tuşlara çok basılmasını tavsiye etmiyoruz çünkü. Ne olur ne olmaz…
Diğer yandan artık ekran küçülünce sağa ya da sola yaslamanın haricinde ayar da yapamıyoruz. Kısacası bunu da hiç sevmedik.
Çoklu/Açılır Pencere
Note 5'in bir diğer ayırt edici özelliği de hiç kuşkusuz çoklu pencere ile açılır pencere desteği. Bunu yapmak için ya ana tuşun solundaki son uygulamalar tuşuna basılı tutup açılan menüden 2 tane uygulama seçiyoruz (çoklu pencere) ya da herhangi bir uygulama açıkken ekranın üstünden aşağıya (ya da altından üzerine) doğru ittirip küçültüyoruz (açılır pencere). İkinci seçenek bizi iki tane pencereyle sınırlandırmadığından daha mantıklı. Bununla birlikte halen kendimizin uygulama ekleyememesi büyük sıkıntı. Samsung neye izin vermişse o uygulamaları kullanabiliyoruz. Örneğin benim kullandığım e-posta uygulaması olan MyMail'i desteklemiyor. Ki kendisi Samsung'un varsayılan e-postasından her açıdan çok daha iyi. Keza bildirim çubuğunda da çoklu pencere ikonu olmaması bir diğer eksiği.
Bildirim Çubuğu
Bildirim çubuğunda da öyle ahım şahım bir değişiklik yok. Gördüğümüz kadarıyla fener eklenmiş, bir de özel mod diye bir özellik gelmiş. Bununla birlikte kişiselleştirme seçenekleri yine kısıtlı. İstediğimiz ikonu ekleyemiyoruz. Mevcut ikon sayısını arttıramıyoruz vs. vs. En basitinden mobil veri ile mobil ağların artık birleştirilmesi gerekiyor ki en azından mobil veriye basılı tutup menüyü açtığımızda Edge/3G arasında seçim yapabilelim. Batarya tasarrufu açısından bu kadar sık kullanılan bir eylemin halen yer aldığı 'Mobil Ağlar' menüsüne bildirim çubuğunda yer verilmemesi gerçekten enteresan.
Neyse; bari iyi bir şeyle noktalayalım bu bölümü:
Parmak İzi:
Kesinlikle mükemmel olmuş. Hem zahmetsiz biçimde ayarlayabiliyoruz hem de gram şaşmadan tık tık açılıyor. Tavsiyemiz iki başparmağınızı da tanıtın.
Note 5'in tam puan aldığı bir alan da bu işte. Açıkçası iPhone, HTC One M9 vb. gibi seste iddialı olduğunu 'iddia eden' tüm modellerden daha iyi. Sadece ses kalitesinden bahsetmiyoruz hem ses kalitesi çok iyi hem de ses yüksekliği. Müzik dinlerken olsun, film izlerken olsun, ahizeden ya da hoparlörden konuşurken olsun hepsinden memnun kaldık. Dahası kulak içi formdaki kulaklığı da -basları saymazsak- gayet iyi bir performans veriyor. Tabii eğer müzik dinlemeyi çok seviyorsanız sizi kesmeyebilir. Baktınız beğenmediniz gidin ya 50 TL'ye Creative EP-630 ya da 100 TL'ye bir Sennheiser CX 300-II alın olsun bitsin. Her ikisi de f/p kulaklıkları.
Şöyle örneklendirelim kafamızda şekillensin:
HTC Beats edition ile LG G4 ile birlikte gelen QuadBeat 3'ten sonra kutu içinden çıkan en iyi üçüncü kulaklık olabilir. Klasik müzik sevenler için gayet iyi ama progressive dinliyorsanız size pek uymaz.
Özetle, dediğimiz gibi genel itibarı ile ses kalitesi muazzam. Açıkçası bu kadar iyisini kesinlikle beklemiyorduk. Ama tabii mükemmellik Allah'a mahsus. O halde 10 üzerinden 9 verip yollayalım ve sondan bir önceki istasyonumuza gelelim:
Geldik bam teline. Malum Note serisinin bütünleşik batarya ile gelen ilk modeliyle karşı karşıyayız. Üstelik batarya kapasitesi de hepi topu 3000mAh.
Peki, kâfi mi?
Açıkçası bataryası beklediğimizden daha iyi çıktı. Şarjın oldukça kısa sürmesi de çok iyi. Bildiğimiz üzere eğer ekstra para verirsek kablosuz şarj desteği mevcut modelin ama bizim elimizde standart şarj ünitesi olduğundan bilmiyoruz nasıl olduğunu. Samsung'a sorarsak 2 saatte tam dolum yapıyormuş.
Biz standart yöntemden gidelim:
Gördüğümüz gibi gayet iyi değerler bunlar. Üstelik Samsung, resmi bilgilendirmesinde tam şarja 90 dakika süre biçmiş ki bizimki 15 dakika önde bitirdi. Gerçi %2'den başlayıp %100'e gelince de 'doldum' demesini beklemeden hemen durdurduk. Muhtemelen 15 dakikalık avantaj da oradan kaynaklanıyordur.
Hülasa, en kötü ihtimalle güç tasarrufunu açarsak çılgın gibi uğraşmadığımız sürece bir günü çıkartmamamız imkansız ama güç tasarrufu seçeneklerini de kendimiz belirleyemiyoruz maalesef. Samsung paket program halinde sunuyor. Örneğin '
işlemciyi kısıtla ama diğer özellikleri açık tut
' diyemiyoruz. İlla root atacağız ki özgürlüğümüzü kazanabilelim.
Senaryolar eşliğinde örneklendirelim net biçimde anlaşılabilsin:
>
Real Racing, Asphalt gibi 3D yoğun araba yarışları yaptığımızda her 4-5 dakikada bir %1 azalıyor pilimiz.
>
1080p film izlediğimizde ise 5-6 dakikada bir %1 gidiyor.
>
Standart internet (Chrome) gezintilerinde ise 3 dakikada %1 azalıyor.
Bu esnada telefonun her şeyinin açık olduğunu da not olarak düşelim. Yani konum, 3G, Wi-Fi ve BT açık. Bluetooth da Gear 2 akıllı saate bağlı bu arada. Aydınlatma ise otomatikte.
Note 5'in şimdiye kadar kullandığımız en iyi telefon olduğu su götürmez bir gerçek. Performansı tek kelimeyle harika, ekranı mükemmel, bataryası çok iyi, kamerası harikulade, tasarım 10 numara, ses muhteşem. E tabii ki fiyatı da muazzam…
Peki, kusuru yok mu hiç?
Yazılımsal kusurları (daha doğrusu eksiklikleri) çok. Büyük bir kısmını 'yazılım' bölümü altında söyledik ama hepsi de bir 'root' atmaya bakıyor. Alternatif bir rom ile pufff, hepsi de uçar gider.
Donanımsal açıdan da açıkçası biz microSD desteğinin haricinde hiçbir büyük kusurunu göremedik. Bir de S-Pen'in yapısı hoşumuza gitmedi. Bilmiyorum belki de solak olduğum için, pek kullanamıyorum ben…
SONUÇ
Tamam itirazımız yok; Note 5 gerçekten çok iyi telefon ama 2,700 TL de inanın hiç az bir meblağ değil. Alınır ya da alınmaz demek yerine şunu söyleyelim:
Tabii bunu sadece Note 5 için söylemiyoruz. Satın alabileceğiniz tüm 'lüks' ürünler için tavsiyemiz bu yönde.