|
Reza Zarrab yeni Tuncay Güney mi?...

Baştan söyleyeyim, amacım kimseyi savunmak değil, herkes kendi savunmasını layıkıyla yapar, bundan hiç şüphem yok.



Açıyı genişletelim, istiyorum.



Gelişmeler hakkında yorum yaparken benzer olayları, benzer isimleri de gözden kaçırmayalım, hatırlayalım neler olmuş, neler yaşanmış, diyorum.





Biliyorsunuz

alındı.



Daha önce üç bakanın oğluyla birlikte rüşvetli işlere karıştığı ve kaçakçılık yaptığı iddiasıyla gözaltına alınmış ve yetmiş gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.



Miami

'de tekrar tutuklanan

Zarrab

, banka dolandırıcılığı yapmak, kara para aklamak ve

Amerika

'nın, İran'a yönelik ambargosunu delmekle suçlanıyor şimdi.



Bu arada

Zarrab

'ın İran,

Azerbaycan

ve

Türkiye

vatandaşı olduğunu da hatırlatmak lazım.



Amerika

bir ülkeye ambargo koymuşsa, o ülkenin vatandaşı dahi olsan, kendi ülkene konulan ambargoyu delmeyeceksin,

Amerikalılara

karşı bu ahlaksızlığı yapmayacaksın, bu anlaşıldı!



Diyelim yaptın,



Kefaletini misliyle ödeyeceksin, böylece elinde kalanı sisteme dahil etmiş olacaksın, ömrünün geri kalanını rahat içinde geçireceksin, gangsterin haracını vereceksin, küresel adalet(!) böyle işliyor.



İster hırsızlık yap, ister adam öldür, ne yaparsan yap ama

Amerika

'nın kontrolünde yap, gerisini düşünme, halledilir…



Nerden mi biliyorum?...



Tuncay Güney

'den…



Yok, ben bilmiyorum, bir dönem çalıştığı

Akşam Gazetesi'

nin, o günlerdeki genel yayın yönetmeni

Behiç Kılıç

'ın anlattıklarından öğreniyorum.





Vaktiyle

Tuncay Güney

, önemli bir habere imza atıyor,

Akşam Gazetesi

'nde.



Haber şu;



Amerikalılar

, İskenderun üzerinden

Kuzey Irak

'a, silah sevkiyatı yapıyorlar, tabi gizliden…



Güney

'in imzasıyla çıkan bu haber, İstanbul'daki

Amerikan Konsolosluğu

'nu küplere bindiriyor.



Biliyorsunuz, konsolosluklar, ülkelerin ticari faaliyetlerini yürüten, menfaatlerini koruyan ve diplomatik olmayan resmi görevlerini yerine getiren dairelerdir.



Muhtemelen o dönemdeki

Amerikan
konsolosu

, ülkesinin çevirdiği filmlerin hangi derinlikte olduğunu bilecek kadar tecrübeli olmadığından,

Güney

'in haberi karşısında acemice bir tepki ortaya koyuyor.



Birkaç gün sonra

Akşam Gazetesi

'ne yapılan ilginç ziyaret sis perdesini aralıyor.



Tuncay Güney

, daha sonra

Amerika

'nın

Türkiye

büyükelçiliği görevinde de bulunacak olan

Robert Pearson

'ı koluna takıyor ve

Akşam Gazetesi

'ne geliyor.



Gazetenin genel yayın yönetmeni

Behiç Kılıç

, bu ilişki karşısında adeta küçük dilini yuttuğunu anlatıyor.



Silah sevkiyatının duyulmasından rahatsız olan

Amerikan konsolosu

da tabiri caizse sap gibi ortada kalıyor.





Şunu demeye çalışıyorum,



Tuncay Güney

,

JİTEM

'in isteği ile yapılan haberlere imza atan, araba kaçakçılığı yapmakla suçlanan, sahte kimlik ve diploma hazırlamakla itham edilen, casusluk ve ajanlık faaliyetleri yürüten biri olarak anılıyor.



Ergenekon Davası

'nın ne tanığı, ne sanığı, sadece firarisi durumunda…



Şimdi

Kanada

'da yaşıyor, ne iş yaptığını, nasıl geçindiğini kimse bilmiyor, uzun zamandır sesi soluğu da çıkmıyor.



Diyorum ki,

New York

savcısı

Preet Bharara

'nın, mesleki kariyerine yeni yıldızlar eklemesi adına uygun bir tip olmalı,

Tuncay Güney

.



Savcı Bharara

, neden bu işe de el atmıyor ki?...



Amerika

'nın gizli silah sevkiyatını bir

Türk(!)

gazeteci ifşa etmiş, bundan büyük suç mu olur?



Normal şartlarda elektrikli sandalyeye oturtulup, gözlerinin karşı duvara fırlatılması lazım, değil mi yani.





Kanımca

Zarrab

olayı ile ilgili bundan sonraki gelişmeleri üç başlıkla özetlemek mümkün.



Şöyle,



1.

Eğer

Zarrab

, suçlu bulunur ve cezaevine gönderilirse, İran ve

Amerika

,

Babek Zencani

'nin ve

Reza Zarrab

'ın ifadelerini çapraz şekilde alıp kendilerine göre

Türkiye

'ye, bir fatura çıkaracaklardır.



2. Zarrab

, kefaletle de olsa serbest bırakılır ve

Türkiye

'ye dönerse, bu konu uluslararası düzeyde de kapanmış olacaktır.



3.

Yok,

Zarrab

kefaletle serbest bırakıldığı halde

Türkiye

'ye dönmezse, işte o zaman yeni bir

Tuncay Güney

'imiz var demektir.





İşin televizyon kısmını düşünmeyin.



Halk TV

'nin teknik imkanları buna elvermese de

CNN TÜRK

'ün derin desteği ile bu iş de çözülür, ne de olsa alışıktır millet,

Tucay Güney'li
Kanada

bağlantılarına.



Aktör değişir,

Reza Zerrab

olur, ne fark eder ki,

Türkiye

düşmanları için, yeter ki vursunlar!



Ama derinden, çok derinden vursunlar…


#Reza Zarrab
#Tuncay Güney
8 yıl önce
Reza Zarrab yeni Tuncay Güney mi?...
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’