Uzak Araplar

04:008/09/2018, Saturday
G: 8/09/2018, Saturday
Taha Kılınç

Güney Amerika ülkelerinden Paraguay, yaklaşık üç ay önce ani bir kararla Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdığı büyükelçiliğini, yeniden Tel Aviv’e nakletmeye karar verdi.Dışişleri Bakanı Luis Alberto Castiglioni, çarşamba günü yaptığı açıklamada, kararın gerekçesini “Ortadoğu’da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa ulaşma noktasında sürdürülen çabalara katkı sunmak” olarak duyurdu. Paraguay’ın bu adımına öfkelenen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise, cevap olarak, ülkesinin Paraguay’ın başkenti Asuncion’daki

Güney Amerika ülkelerinden Paraguay, yaklaşık üç ay önce ani bir kararla Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdığı büyükelçiliğini, yeniden Tel Aviv’e nakletmeye karar verdi.


Dışişleri Bakanı Luis Alberto Castiglioni, çarşamba günü yaptığı açıklamada, kararın gerekçesini “Ortadoğu’da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa ulaşma noktasında sürdürülen çabalara katkı sunmak” olarak duyurdu. Paraguay’ın bu adımına öfkelenen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise, cevap olarak, ülkesinin Paraguay’ın başkenti Asuncion’daki büyükelçilik misyonunun kapatılması direktifini verdi. Paraguay’ın kararı ve ardından İsrail’in buna cevabı, Filistin cephesinde elbette memnuniyetle karşılandı ve “diplomatik zafer” olarak nitelendirildi.

Paraguay hükümetinin, büyükelçiliği tekrar Tel Aviv’e taşıyarak uluslararası toplumun İsrail’in Kudüs’ü işgaline yönelik sürdürdüğü kolektif duruşu yeniden benimsemesi kararının ardındaki isim, 22 Nisan’da düzenlenen devlet başkanlığı seçiminden zaferle çıkan Mario Abdo Benitez. Seçim kampanyası boyunca, Kudüs’le ilgili kararın yanlışlığını vurgulayan Benitez, geçtiğimiz ay yemin ederek koltuğuna oturmasının ardından, atılan adımdan geri dönerek, ülkesinin duruşunu tashih etti.

ABD Başkanı Donald Trump, tam da İsrail’in kuruluş yıldönümü olan 14 Mayıs’ta, Tel Aviv’deki Amerikan Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını hayata geçirdiğinde, onu dünyanın öbür ucundan minik bir ülke de heyecan ve coşkuyla takip etmişti: Paraguay. Şimdiye kadar Ortadoğu’nun temel meselelerine herhangi bir yakın ilgisine pek şahit olunmayan Paraguay’ın bu acele tavrı şaşkınlıkla karşılanırken, Devlet Başkanı Horacio Cartes, büyükelçilik binası açılışı için Kudüs’e bizzat gelmişti. Resmi törende İsrail Başbakanı Netanyahu tarafından övgülere boğulan Cartes’in, ülkesi adına attığı bu adım karşılığında yüklü bir “ekonomik ödül”e kavuştuğu, o günden beri sıklıkla dile getiriliyor.

Yeni Devlet Başkanı Mario Abdo Benitez’in, Twitter hesabından yaptığı “Paraguay, ilkeli bir devlettir. Her zaman, uluslararası hukuka saygılı olacağız” açıklaması, selefi Horacio Cartes’e direkt bir cevap niteliği de taşıyordu.

Benitez’in zaten beklenen bu tavrı, sadece benimsediği siyasi çizgiden değil, aile köklerinden tevarüs ettiği bakış açısından da kaynaklanıyor. Benitez’in ismini taşıdığı babası Mario Abdo, uzun yıllar önce Paraguay’a göç edip buradaki yerli halkla kaynaşmış yarı-Lübnanlı bir ailenin çocuğuydu. Dededen toruna taşınan “Abdo” unvanı da Arapça “abd” kelimesinden türetilmişti. Kudüs meselesinin, Benitez için “millî” bir tarafı da vardı kısacası.

Tam bu noktada, coğrafyamızda zaten yeterince fazla bulunan “naylon kahramanlar”a bir yenisinin daha eklenmesine sebep olmama adına, şu şerhi düşeyim:

Benitez’in babası Mario Abdo, 1954’ten 1989’a kadar Paraguay’ı demir yumrukla yöneten diktatör Alfredo Stroessner’in sağ kolu ve özel kalem müdürüydü. Latin Amerika’da 20’nci yüzyılın en uzun askeri rejimini kuran Stroessner döneminde on binlerce kişi öldürülmüş, ortadan kaybolmuş veya işkenceden geçirilmişti. Kendisi de bir göçmen olan -ailesi Almanya’dan iltica etmişti- Stroessner’in yakın çalışma ekibine yine bir göçmeni dâhil etmesi, muhtemelen tesadüf değildi.

Ömrünün son yıllarını sürgüne gittiği Brezilya’da geçiren Stroessner 2006’da hayatını kaybetti, ancak kendisinin Paraguay tarihinde bıraktığı derin iz, hâlâ duruyor. Öncelikle, yeni seçilen Başkan Mario Abdo Benitez de, selefi Horacio Cartes de, Stroessner’in Colorado Partisi’ne üye. Devrik diktatörün önemli adamlarını kritik pozisyonlara getiren Cartes’in, Stroessner’in doğum günü için “mutlu bir tarih” dediği biliniyor. Benitez’in muhalifleri de, Stroessner dönemiyle ilgili hiçbir pişmanlık açıklamasında bulunmamasını eleştiriyor.

***

Mario Abdo Benitez, Latin Amerika coğrafyasında işbaşına gelen ilk Arap kökenli lider değil. 1989-99 arasında Arjantin devlet başkanlığı yapan Carlos Menem, belki de en çok bilinen isim. Suriye göçmeni Sünnî Müslüman bir anneden dünyaya gelen Menem, siyaset basamaklarını daha hızlı tırmanabilmek adına Katolikliği seçmişti. Diğer bir devlet başkanı, 1978’den 1982’ye Kolombiya’yı yöneten Lübnan asıllı Julio Cesar Turbay. Listenin geri kalanından şu birkaç örnek de verilebilir: Filistin asıllı Elias Antonio Sakka (El Salvador, 2004-2009), Lübnan asıllı Abdala Bucaram (Ekvador, 1996-1997), Lübnan asıllı Jamil Mahuad (Ekvador, 1998-2000), Filistin asıllı Carlos Flores Facusse (Honduras, 1998-2002), Lübnan asıllı Jacobo Majluta Azar (Dominik Cumhuriyeti, 1982)…

Latin Amerika’da sadece siyaset değil ticaret, sanat, kültür, hatta mafya alanlarında ün yapan böyle binlerce Arap ve göçmen asıllı var. İlk defa 1800’lerin sonunda Osmanlı coğrafyasından göç ettikleri için kendilerine çok uzun bir süre “Türk” denilen insanların çocukları bunlar. Günümüzde sayılarının 30 milyona yaklaştığı tahmin ediliyor.

Brezilya’dan Arjantin’e, Şili’den Kolombiya’ya, adım attıkları ülkelerde yaşadıkları sayısız macera ve sıra dışı olayla, “Uzak Araplar” oldukça dikkat çekici ve haklarında fazla bir şey bilmediğimiz bir mülteci sınıfını oluşturuyor.

“Uzakları bırakalım, acaba yakınımızdaki Araplar hakkında ne biliyoruz?” diyorsanız, siz de haklısınız.

#Paraguay
#İsrail
#Filistin