FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin üzerinden 5 yıl geçti. Darbe girişimi sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan İçişleri Bakanı Soylu, darbeci hainlerin başarısız olması için büyük mücadele verdi. Kanlı kalkışmada yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlatan Bakan Soylu, şunları söyledi:
KİMİN GÖTÜRDÜĞÜ BELLİ DEĞİL
- Çankaya Köşkü’nün üzerinden helikopterlerin dolaştığını ifade eden Bakan Soylu,
- diye konuştu.
HİÇ GÖRÜŞMEYECEKMİŞİZ GİBİ KUCAKLAŞTIK
Bu sırada televizyon kanallarına bağlandıklarını, FETÖ’cü hainlere karşı direneceklerini ifade ettiklerini anlatan Soylu, “Hep birlikte değerlendirme yaptık ve Meclis’in açılması gerektiğini, Meclis’in de milletin karargâhı olduğunu konuştuk ve arkadaşlarla Meclis’e gittik. Meclis’e giderken ‘Birimiz burada kalalım’ dedik ve İsmet Yılmaz abiyi seçtik ve buradan koordine etsin istedik. İsmet Yılmaz’la bir daha hiç görüşmeyecekmişiz gibi kucaklaştım. Birbirimize haklarımızı helal ettik ve oradan ayrıldık. Tekrar Çankaya Köşkü’ne dönünce yine aynı şekilde kucaklaştığımızı hatırlıyorum” dedi.
MECLİS’İN TEPESİNDE F-16’LAR UÇUYORDU
- Meclis’e gittiklerinde tepelerinde F-16’ların uçtuğunu, sonik patlamaların yapıldığını dile getiren Soylu, “Çok karmaşık bir tablo var. O esnada Meclis Ana Salonu’nun anahtarlarını istedik. Anahtar getirdiler ama açamadık salonu. Sonra başka anahtarlar geldi o da açmadı.
- İsmail abinin ilk canlı yayınını FaceTime’dan Ayşe Keşir yaptı. Daha sonra canlı yayına bağlanmak için canlı yayın araçlarını içeriye aldık. Meclis’in tüm gruplarından da milletvekili vardı” ifadelerini kullandı.
ÜNİFORMA DARBECİDEN ALINDI
Soylu, TRT’de yaşananları ise şu ifadelerle anlattı: “O esnada TRT basılmıştı. İlk basılan yer TRT olduğu için psikolojik olarak oranın alınması gerekirdi. Vatandaşımız da orada. O esnada bana bir telefon geldi, ‘Biz burayı düşürmek üzereyiz, çatışma var, eğer siz buraya gelirseniz psikolojik destek olur’ dendi. Ben de arkadaşlara ‘Bana müsaade ben TRT’ye doğru gidiyorum’ dedim ve yola çıktık. Yoldan geçerken vatandaşlarımız bayraklarla sokağa çıkmıştı. Bizim arabamızın farı yanıyormuş. Kadının biri ‘Evlat farınız açık, farınızı söndürün, şu melunlar arabanızın farını görürlerse yukarıdan sizi bombalayabilirler’ dedi. Elinde bayrak olan bir teyze otobüs durağında otururken bu nasihati verdi. Sonra dedim ki hakikaten kapatın. Netice itibariyle TRT’ye gittik. Sonrasında da topyekûn 3 harekât oldu ve içeriye girildi. Orayı işgal eden melun darbecinin üzerinden o kahraman üniforma ve telsizi alındı. Onlar bende hatıradır şu anda. O üniforma, telsiz bende.”
‘TUZAĞA DÜŞTÜK’ DEDİM
- Darbe girişimi sırasında aklının hep Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da olduğunu dile getiren Soylu, “Ben Cumhurbaşkanımızın Marmaris’te olduğunu bilmiyordum. Çankaya Köşkü’ne giderken ilk önce Mehmet Muş ile konuştum.
- Ama Cenab-ı Allah’ın muhafazası, Cumhurbaşkanımızın cesareti, oradaki arkadaşlarımızın ortaya koyduğu irade, topyekûn bir kahramanlık destanı söz konusu oldu” dedi.
O GECENİN KIRILMA NOKTASI
Soylu, “Cumhurbaşkanımız CNN Türk’e bağlanıp çağrı yaptı. O çağrıdaki ‘ölümüne’ seslenişi bence o gecenin en kritik anıdır. Cumhurbaşkanımızın sözleri o gecenin kırılma noktasıydı” dedi.
OLÇOK’UN ŞEHADET HABERİ GELDİ
Erol Olçok’un şehadet haberini Meclis’ten TRT’ye giderken aldığını ifade eden Bakan Soylu, şeklinde konuştu.
PLANLARI İŞLEMEDİ
- Bakan Süleyman Soylu, şunları söyledi: “Tekrar Çankaya Köşkü’ne döndük. Haluk İpek, Kahramankazan’dan bir astsubayın aradığını söyledi. Genelkurmay Başkanı, TBMM Genel Sekreteri ve diğer kuvvet komutanlarının Akıncı Üssü’nde olabileceğini söylemiş. Orada olduklarını o telefonla öğrendik. Oranın krokisini, bombalamaların orada yapıldığını teker teker anlattı. Biz de bütün fotoğrafı oradaki heyete anlattık. Tuğrul Türkeş, Numan Bey de Çankaya’daydılar. Tuğrul Bey’in odasında istişarelerimizi yürüttük. Darbecilerin zayıfladığını, planlarının işlemediğini gördük. Bu, bizi daha çok etkinleştirdi. Oradaki hassasiyetimizi çok daha arttırdı. Hareket kabiliyetimiz, aynı zamanda strateji belirleme yöntemimiz daha fazla arttı.”
En büyük ders verildi
FETÖ’yle mücadeleye değinen Bakan Soylu, “FETÖ, Türkiye içinde kımıldayamaz halde. Türkiye Cumhuriyeti devleti, milletiyle, tüm kurumlarıyla beraber burada büyük bir kararlılık ortaya koydu. Bu kalkışmayı, bu darbeyi Türkiye’ye layık görenlere yönelik bu bedel ödetilmeliydi. Bu, hukuk devleti ve demokrasinin gereğidir. Türkiye’yi işgal etmeye çalışanlara dersleri verilmeliydi. Dünyaya örnek olabilecek şekilde hukuk içerisinde belki de bir darbeye en büyük ders verildi ve Türkiye içerisinde birçok operasyon yapıldı. 642 bin 166 kişiye işlem yapıldı. 311 bin 787 kişi gözaltına alındı. 99 bin 86 kişi de tutuklandı. Şu anda da cezaevinde tutuklu ve hükümlü 23 bin 950 kişi var” bilgisini verdi.
Millet izin vermedi
- Soylu, “FETÖ’nün, Türkiye’nin üzerine kurgulanmasının ve 15 Temmuz’un sebebi şudur; bu milletin bir daha kendi devletiyle beraber dünyada ve bu coğrafyada var olmasını engellemek. Çünkü bu devleti ne zaman yıkmışlarsa bu millet bu devleti yine ayağa kaldırmış ve kurmuş.
- FETÖ bu misyonunu Türkiye’de de çok uzun yıllardan beri icra etmek için birçok kılıklara girerek bunu sağlamaya çalıştı. Ama bunu beceremedi” dedi.
Hem terör hem istihbarat örgütü
FETÖ’nün “hem terör örgütü hem de istihbarat örgütü” olduğunu ifade eden Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri de istihbarat örgütleri de kendilerine yüklenmiş misyonları devam ettirirler. Özellikle istihbarı yapılanmalarda en bölünmüş hücresi bulunana kadar bu zihinleri sürekli olarak eylemselliğe yönelik olarak kurgulanmıştır. Şimdi soruyu şöyle sormak lazım; dışta terör örgütünü tasfiye etmeye çalışan bir girişim söz konusu mu? Değil. Amerika’dan Avrupa’ya kadar bunlara yönelik bir tasfiye süreci yaşanıyor mu? Hayır. Onların muradı şudur ‘Bu tasfiye süreci yaşanmıyorsa Türkiye’deki olası bir kritik krizde, kaosta, istikrarsızlıkta, siyasal değişimde biz yeniden devreye gireriz.’ Bu duygu, dışarıyı da ayakta tutar, içeriye de geleceğe ait güven duygusu aşılamaya çalışır. Hala gaybubet evi operasyonlarımız devam ediyor. Bunların saklandıkları, gizlendikleri veya hala bir araya geldikleri yerler var. Denizli’de bir operasyon yaptık sonra kıyamet koptu. O kıyametin sebebi bu yeni yapılanmalara yönelik operasyondu. Biz bunları takip ediyoruz. ‘Şunlar üniversiteleri kazandığı zaman ev tutulması lazım’ gibi talimatları var. Bunu sadece bir terör örgütü değil başkalarının elinde maşa olmuş bir istihbarı yapılanma olarak değerlendirmek lazım.”