KİMİN GÖTÜRDÜĞÜ BELLİ DEĞİL
- Çankaya Köşkü’nün üzerinden helikopterlerin dolaştığını ifade eden Bakan Soylu,“Bir karartma olduğunu, buranın tehlike arz ettiğini söylediler ve ‘Sizi bir yere götüreceğiz’ dediler. Ben daha emniyetli ve çalışabileceğimiz bir odaya götüreceklerini düşündüm. O esnada konuşuyoruz, sürekli olayın sıcaklığını takip ediyoruz. O esnada dışarı çıktığımızı gördüm. ‘Bizi nereye götürüyorsunuz?’ dedim. ‘Sizi ısı odasına götüreceğiz’ dediler. Kimin götürdüğü belli değil. ‘Bizim işimiz var, hep beraber dönüyoruz’ dedim ve tam o kapıdan çıkmak üzereyken geri döndük aynı odaya geldik oturduk”diye konuştu.
HİÇ GÖRÜŞMEYECEKMİŞİZ GİBİ KUCAKLAŞTIK
MECLİS’İN TEPESİNDE F-16’LAR UÇUYORDU
- Meclis’e gittiklerinde tepelerinde F-16’ların uçtuğunu, sonik patlamaların yapıldığını dile getiren Soylu, “Çok karmaşık bir tablo var. O esnada Meclis Ana Salonu’nun anahtarlarını istedik. Anahtar getirdiler ama açamadık salonu. Sonra başka anahtarlar geldi o da açmadı.Sonra omuzumla Meclis’in kapısını kanırttım. Aklıma ‘Meclis’in kapısını kırdı’ derler geldi ve durdum. Sonrasında kapıyı açıp Meclis’e girdik. Tartışma şu: ‘Meclis’te kim olacak?’ Eski milletvekillerini de Meclis’e aldık. Sonra Meclis Başkanımız İsmail Kahraman abi geldi. Sağ olsun İsmail abinin önderliğinde Meclis olağanüstü toplandı.İsmail abinin ilk canlı yayınını FaceTime’dan Ayşe Keşir yaptı. Daha sonra canlı yayına bağlanmak için canlı yayın araçlarını içeriye aldık. Meclis’in tüm gruplarından da milletvekili vardı” ifadelerini kullandı.
ÜNİFORMA DARBECİDEN ALINDI
‘TUZAĞA DÜŞTÜK’ DEDİM
- Darbe girişimi sırasında aklının hep Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da olduğunu dile getiren Soylu, “Ben Cumhurbaşkanımızın Marmaris’te olduğunu bilmiyordum. Çankaya Köşkü’ne giderken ilk önce Mehmet Muş ile konuştum.Mehmet Muş ‘Bizim Marmaris’i sağlam tutmamız lazım’ dedi. Ben de ‘Ne işimiz var Marmaris’te?’ dedim. O da ‘Beyefendi orada’ dedi. ‘Eyvah tuzağa düştük Mehmet’ dedim. Biz bilmiyoruz ama onlar demek ki biliyorlar. Endişe kapladı içimi. Hakikaten oradan çıkana kadar büyük bir endişe ve korku içinde olduk.Ama Cenab-ı Allah’ın muhafazası, Cumhurbaşkanımızın cesareti, oradaki arkadaşlarımızın ortaya koyduğu irade, topyekûn bir kahramanlık destanı söz konusu oldu” dedi.
O GECENİN KIRILMA NOKTASI
OLÇOK’UN ŞEHADET HABERİ GELDİ
PLANLARI İŞLEMEDİ
- Bakan Süleyman Soylu, şunları söyledi: “Tekrar Çankaya Köşkü’ne döndük. Haluk İpek, Kahramankazan’dan bir astsubayın aradığını söyledi. Genelkurmay Başkanı, TBMM Genel Sekreteri ve diğer kuvvet komutanlarının Akıncı Üssü’nde olabileceğini söylemiş. Orada olduklarını o telefonla öğrendik. Oranın krokisini, bombalamaların orada yapıldığını teker teker anlattı. Biz de bütün fotoğrafı oradaki heyete anlattık. Tuğrul Türkeş, Numan Bey de Çankaya’daydılar. Tuğrul Bey’in odasında istişarelerimizi yürüttük. Darbecilerin zayıfladığını, planlarının işlemediğini gördük. Bu, bizi daha çok etkinleştirdi. Oradaki hassasiyetimizi çok daha arttırdı. Hareket kabiliyetimiz, aynı zamanda strateji belirleme yöntemimiz daha fazla arttı.”
En büyük ders verildi
FETÖ’yle mücadeleye değinen Bakan Soylu, “FETÖ, Türkiye içinde kımıldayamaz halde. Türkiye Cumhuriyeti devleti, milletiyle, tüm kurumlarıyla beraber burada büyük bir kararlılık ortaya koydu. Bu kalkışmayı, bu darbeyi Türkiye’ye layık görenlere yönelik bu bedel ödetilmeliydi. Bu, hukuk devleti ve demokrasinin gereğidir. Türkiye’yi işgal etmeye çalışanlara dersleri verilmeliydi. Dünyaya örnek olabilecek şekilde hukuk içerisinde belki de bir darbeye en büyük ders verildi ve Türkiye içerisinde birçok operasyon yapıldı. 642 bin 166 kişiye işlem yapıldı. 311 bin 787 kişi gözaltına alındı. 99 bin 86 kişi de tutuklandı. Şu anda da cezaevinde tutuklu ve hükümlü 23 bin 950 kişi var” bilgisini verdi.
Millet izin vermedi
- Soylu, “FETÖ’nün, Türkiye’nin üzerine kurgulanmasının ve 15 Temmuz’un sebebi şudur; bu milletin bir daha kendi devletiyle beraber dünyada ve bu coğrafyada var olmasını engellemek. Çünkü bu devleti ne zaman yıkmışlarsa bu millet bu devleti yine ayağa kaldırmış ve kurmuş.Devletin bütün birimlerini ele geçirmeye çalıştılar. İlk önce ele geçirip, işgal edip sonra da bu milletin devleti olmaktan çıkarmak istiyorlardı. Bunu gören millet, devletinin işgaline müsaade etmedi. FETÖ’nün ana misyonu budur.FETÖ bu misyonunu Türkiye’de de çok uzun yıllardan beri icra etmek için birçok kılıklara girerek bunu sağlamaya çalıştı. Ama bunu beceremedi” dedi.
Hem terör hem istihbarat örgütü
FETÖ’nün “hem terör örgütü hem de istihbarat örgütü” olduğunu ifade eden Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri de istihbarat örgütleri de kendilerine yüklenmiş misyonları devam ettirirler. Özellikle istihbarı yapılanmalarda en bölünmüş hücresi bulunana kadar bu zihinleri sürekli olarak eylemselliğe yönelik olarak kurgulanmıştır. Şimdi soruyu şöyle sormak lazım; dışta terör örgütünü tasfiye etmeye çalışan bir girişim söz konusu mu? Değil. Amerika’dan Avrupa’ya kadar bunlara yönelik bir tasfiye süreci yaşanıyor mu? Hayır. Onların muradı şudur ‘Bu tasfiye süreci yaşanmıyorsa Türkiye’deki olası bir kritik krizde, kaosta, istikrarsızlıkta, siyasal değişimde biz yeniden devreye gireriz.’ Bu duygu, dışarıyı da ayakta tutar, içeriye de geleceğe ait güven duygusu aşılamaya çalışır. Hala gaybubet evi operasyonlarımız devam ediyor. Bunların saklandıkları, gizlendikleri veya hala bir araya geldikleri yerler var. Denizli’de bir operasyon yaptık sonra kıyamet koptu. O kıyametin sebebi bu yeni yapılanmalara yönelik operasyondu. Biz bunları takip ediyoruz. ‘Şunlar üniversiteleri kazandığı zaman ev tutulması lazım’ gibi talimatları var. Bunu sadece bir terör örgütü değil başkalarının elinde maşa olmuş bir istihbarı yapılanma olarak değerlendirmek lazım.”