Pazarlama uzmanları, vapurdaki satıcıların peşine düştü. Şirketlerin kendi ürünlerini satmaları ve reklam yapmaları için sıraya girdiği şehir hatlarının simge isimleri üniversitelere ders, uluslararası konferanslara konu olmuş durumda. Kıtalararası yaptıkları yolculukla ayda 6 bin liranın üzerinde kazanan bu kişiler yetkililerden kadro istiyor.
Şirketlerin pazarlama ve kurumsal iletişim departmanları, vapurdaki seyyar satıcıların peşine düştü. Günde 271 bin yılda 12 milyon yolcu taşıyan şehir hatlarında, özellikle işe gidiş- dönüş saatleri uzun yıllardır birilerinin ekmek kapısı. İçlerinde 60 yılını bu işe verenler var. Kıtalararası çalışan bu meslek grubunun satış becerileri firmaların dikkatini çekiyor. Eski dönemlerdeki kadar sayıları fazla olmasa da özellikle İstanbul'daki turist yoğunluğunu fırsat bilerek şehir hatlarını mesken tutuyorlar. Hitabet becerileri ile dikkat çeken pazarlamacılar firmalardan teklif aldığı bilgisini paylaşıyor.
O halde, 'Sayın okuyucular... Hepinize hayırlı okumalar temenni eder, çok kıymetli zamanınızdan bir beş dakikayı bana ayırmanızı rica ederim!...' Bu pazarlama güruhları günde 200 liradan fazla olan kazançları ile de dikkat çekiyor. Kimi zaman bıçak, saat, meyve sıkacağı kimi zamanda günlük yaşamı kolaylaştıran pratik ürün satışları ile aylık kazançları 6 bin lirayı buluyor. Bu rakamlar, bile onları sokak piyasasının en çok kazananları sıralamasında üst sıralara taşıyor. Tabii ki iyi bir hatip ve satış uzmanı olanlar için. Meslek hayatında 60 yılını dolduran, üniversitelerde dersler veren ve namı Uzak doğuya kadar yayılan seyyar satıcıların efsanesi Burhan Demircan, Türkçe'yi düzgün kullanmanın, hitabetin ve müşteriyi anlamanın önemine değiniyor. Demircan, şimdilerde deneyimlerini üniversite ve şirket etkinliklerinde paylaşıyor.
Burhan pazarlama, sıkça dile getirdiği gibi bir daha olsa yine elime mikrofonu alır insanlara hitap eder hatta satılmayanı satarım diyenlerden. Birçok firmadan teklif alan, onlarca televizyon kanalı ve gazetede satış yapmanın inceliklerini anlatan Burhan Demircan, 'Brand Week İstanbul'da (Marka Haftası) Shopper Marketing özel oturumunda kıtalararasında geçen ömrünü anlatacak.
Yeni 'Burhan Pazalama'lar da yerini almış durumda. Adalar vapurunda çalışan Halit Öksüz, 15 yıldır bu işi yaptığını son 3 senedir de deniz üstünde olduğunu söylüyor. Hayatı deniz üstünde seyahat ederek öğrendiğini söyleyen Öksüz, “Şimdilerde şirketler ürününü satmamız için bağlantı kuruyor. En azından kendi reklamının yapılması için firma logolu tişört teklif eden var" diyor. Şehir hatlarında sıkı denetimler olsa da bir şekilde satış yapmayı becerdiklerini anlatan Öksüz işin inceliklerini paylaşıyor: “İnsanları rahatsız etmemek çok önemli. Komik ve eğlenceli bir şekilde ürünü tanıtmak, müşterinin deneyimlemesini sağlamak önemli. Vatandaşın ihtiyacını bilecek, bütçesine hitap eden ve kolay taşınabilir olana dikkat edeceksin."
Şehir hatları vapurunda günde, 271 bin 735, özel teknelerde 144 bin kişi taşınırken, bu yaşam alanları birçok kişi için ekmek kapısı olmuş durumda. Necip S., 8 ve 10 saatleri akşamları ise 17: 30- 19:30 arasında yaptığı satıştan ayda 4 bin lira kazandığını söylüyor. Turistlerin de ilgisi sayesinde gelirlerinin arttığını paylaşan Necip S., yetkililere sesleniyor: "Neden biz bu vapurun sembolü olmayalım? En azından kadrolu çalışsak, bir şey satmamız da gerekli değil, bizi tüm dünya tanısa." Bu isteklerini birkaç kez dile getiren Necip S. yanıt alamamış.
Adalar vapurunda satıcılık yapan Hasan K, toptan aldıkları ürünlerin özellikle pratik ve hayatı kolaylaştırıcı olmasına dikkat ettiklerini söylüyor. “Sattığın mal 10 lirayı geçerse sıkıntı" diyen Hasan K. için, akşam evine giden vatandaşın dikkatini çekmek, alın terine saygı göstereni bulmak yani birçok kesime aynı anda 5 dakika içinde hitap etmek önemli. Kritik nokta ise, kimseyi rahatsız etmeden vatandaşın seni izlemesini sağlamak. Sultangazi'deki evinden her gün bir valiz dolusu ürün ve masasını taşıdığını anlatan Hasan K., yaz sezonunda bir vapur seferinde 50 liralık satış yaptıklarını kimi zaman 300 lirayı bulan kazançlarının olduğunu anlatıyor. Tez yazan öğrencilerin kendisi ile mülakat yaptığını anlatıyor. Kayıtdışı çalıştığını hatırlatınca Serbest Piyasa'nın en güzel yorumlarından birini duyuyoruz: "İş bulamamak, yoksulluk. Bir tencereye kaşık sallamak. Güvencesiz olmak. Eskiden kimsenin gözünün içine bakamazdım. 15 yıl sonra biliyorum ki biz bu ülkenin gerçeğiyiz. Döktüğüm terin kaydını kim tutacak."
Kıymetli abilerim ablalarım, siz bu satırları okurken, bu değerli kardeşiniz çok uzaklarda olacak. Sırtında çantası, kulağında 'Felicita' düşecek yollara. Daha çok güneş doğuşu izleyip, büyük dalgalara bırakacak kendini. Bilmediği ülkelerde kaybolacak, kuvvetle muhtemel yanlış yollara sapacak. Adını sorana, bir gün Fernando, ertesi gün Albano Romina Power diyecek. Belki de bir vapurla dönecek memlekete ve üç kulaç öteden İstanbul geçecek. O halde sayın okuyucu... 'orhanpazarlama' kıymetli zamanınızdan 12 günlük tatil rica eder.