Futbolda en büyük uluslararası organizasyon olan Dünya Kupası tarihinde sahaların savaş alanına dönüştüğü maçlar halen belleklerde yer alıyor. O maçlardan bazılarını hatırlatalım istedik...
Düzenlenmeye başladığı 1930 yılından itibaren golleri ve yıldızlarıyla hatırlanan 19 dünya kupası, saha içi ve dışı olaylarıyla da akıllarda yer etti.
Uruguay'da düzenlenen ilk turnuvada Romanya ile Peru arasındaki gerilimli karşılaşmada futbolcuların kavgasına polisin karışmasıyla başlayan olayların yanı sıra İsviçre ve Şili'deki dünya kupalarındaki gerginlikler, Bern ve Santiago Muharebeleri olarak tarihteki yerini aldı.
Dünya kupalarının 84 yıllık tarihinde unutulmayan olaylı maçlardan bazıları şöyle:
Dünya Kupası tarihinde ilk oyuncunun oyundan atıldığı maç olarak tarihe geçti. Gerilimin çok arttığı maçta, ilk yarıda Rumen Adalbert Steiner'in bacağı kırıldı.
İkinci yarıda da çok sert fauller oldu ve Peru kaptanı Placido Galindo 54. dakikada oyundan atıldı ve oyuncular arasında kavga çıktı. Polis, kavgaya müdahale etmek zorunda kaldı. 300 kişinin izlediği maçı 3-1 Romanya kazandı.
İngiliz hakem Arthur Ellis'in, ''yönettiğim en iyi maç olacağını sanmıştım ama ortaya rezalet çıktı'' ifadesini kullandığı maçta, 1954'ün çeyrek finalinde Macaristan ile Brezilya karşılaştı. Yetenekli oyunculardan oluşan Macar takımıyla Brezilya'nın maçının futbol resitali olması bekleniyordu ancak İsviçre'deki maç, tarihe ''Bern Muharebesi'' olarak geçti.
Maçta Brezilyalı Nilton Santos'un sert müdahalesine Macar Jozsef Bozsik, rakibine yumruk atarak karşılık verdi. Çıkan kavganın ardından iki oyuncunun da oyundan atılmasından sonra, Brezilyalı Humberto Tozzi de Macar Gyula Lorant'a yaptığı müdahale nedeniyle oyun dışı kaldı.
Sert tekmeler maç boyunca devam etti. 4-2 Macaristan'ın kazandığı maçtan sonraki kavgalar soyunma odalarına giden tünelde de sürdü. Bazı oyuncular birbirlerine kırık şişelerle saldırdı. Sakatlığı nedeniyle maçta forma giymeyen ünlü Macar forvet Ferenc Puşkaş'ın Brezilyalı Pinheiro'ya şişeyle vurduğu ileri sürüldü. Macaristan Teknik Direktörü Gusztav Sebes'in kafasına şişe savaşından sonra 4 dikiş atıldı.
Şili'de 1962'de düzenlenen kupada, ''Bern Muharebesi''nden sonra ''Santiago Muharebesi'' tarihteki yerini aldı. Şili-İtalya maçını yöneten, 2. Dünya Savaşı'nda savaşan emekli asker İngiliz Ken Aston, ''Tekrar savaş alanına dönmüş gibi hissettim. Sanki futbol maçı yönetmiyor, askeri tatbikatta gözlemcilik yapıyordum'' demişti.
Gerginlik, İtalyan gazetecilerin Şili'de 1960'da meydana gelen depremle ilgili bazı haberleri nedeniyle maçtan önce başladı. İlk faulün ilk saniyelerde olmasından sonra 8. dakikada İtalya'dan Giorgio Ferrini oyundan atıldı ancak sahadan 4 dakika sonra polisin müdahalesiyle zorla çıkarıldı.
Şili'den Leonel Sanchez, rakibi Mario David'e attığı yumruk nedeniyle cezalandırılmadı, ancak bir süre sonra karşılık vermek için Sanchez'in kafasına uçan tekme atan David oyundan atılan 2. İtalyan oldu. Sanchez, başka bir pozisyonda İtalyan Humberto Maschio'nun burnunu kırdı, ancak yine oyundan atılmadı. Polisin birkaç kez sahaya girerek oyuncuların kavgalarını ayırdığı maçı Şili 2-0 kazandı.
İtalya basınının yerden yere vurduğu Aston, daha sonra sarı ve kırmızı kartların uygulanmasının yaratıcısı oldu.
Eusebio ve Pele'nin karşı karşıya geldiği grup maçı, Pele'ye atılan tekmelerle tarihe geçti. Portekiz'in 3-1 kazandığı ve Brezilya'nın gruplardan çıkamamasına yol açan maçta Pele defalarca yediği tekmeler nedeniyle yerde kaldı.
Maçta Pele'ye o kadar çok tekme atıldı ki, Eusebio bir pozisyonda takım arkadaşı Morais'i azarlamak zorunda kaldı.
Pele, maçtan sonra bir daha Dünya Kupası'nda oynamamaya karar verdiğini söyledi, ancak kararını değiştirerek 1970 Dünya Kupası'nda forma giydi.
Arjantin ve İngiltere arasındaki anlaşmazlık, genelde Falkland Savaşı ve Maradona'nın 1986'da eliyle attığı ve 'Tanrının eli' diye nitelendirdiği gole bağlansa da 1966'daki çeyrek final maçı iki ülke arasında futboldaki rekabetin temelini oluşturuyor.
Maçta sadece Arjantin'den kaptan Antonio Rattin atıldı. Söylediği sözler nedeniyle oyundan atıldığı belirtilen Rattin, sahayı terk etmeyi reddetti. Rattin'in haksız yere oyundan atıldığını düşünen Arjantinli oyuncular İngiliz oyunculara sık sık tekme attı. Maçı 1-0 kazanan İngiltere'nin teknik direktörü Alf Ramsey, Arjantinli oyuncular için ''hayvanlar'' dedi ve İngiliz oyuncuların Arjantinlilerle maçtan sonra forma değiştirmemesini istedi.
Çok çekişmeli geçen ve normal süresi 1-1, uzatmaları 3-3 tamamlanan, Batı Almanya'nın penaltılarla 5-4 kazandığı maç, bu çekişmeden çok Batı Almanya kalecisi Toni Harald Schumacher'in Fransız Patrick Battiston'a yaptığı müdahaleyle hatırlanıyor.
Almanlar maçın genelinde sert bir oyun ortaya koysa da maçta sadece 3 sarı kart çıktı.
Bir dönem Fenerbahçe'de de forma giyen Schumacher, maçtaki en sert faule imza attı. Fransız forvet Battiston, karşı karşıya kaldığı pozisyonda kendisine doğru koşarak gelen Schumacher'in sert darbesiyle yerde kaldı ve bilincini kaybetti.
Battiston'un 2 dişi kırıldı, omurları zarar gördü. Fransa kaptanı Michel Platini, ''Battiston'un öldüğünü sandım'' dedi, ancak hakem poziyonda faul olmadığını hükmetti ve kale vuruşuyla oyunun başlamasına karar verdi.
Uruguaylı Jose Batista, maçın 56. saniyesinde rakibine arkadan yaptığı sert müdahale nedeniyle kırmızı kart gördü. Maç bundan sonra da benzeri faullerle devam etti ve Uruguay milli takımının sert futbol oynadığı yönünde bir izlenim oluşmasına yol açtı.
Alf Ramsey'nin 1966'da yaptığını bu kez İskoçya Futbol Federasyonu üyelerinden Ernie Walker yaptı ve Uruguaylılara ''hayvanlar'' dedi. Maç 0-0 bitti.
Dünya Kupası açılış maçlarının en serti Arjantin-Kamerun maçı oldu. Kupaya son Şampiyon olarak katılan Arjantin, Kamerunlular tarafından her açıdan hırpalandı.
Claudio Caniggia'yı çok sert bir müdahaleyle düşüren Andrea Kana Bıyık kırmızı kart gördü. Benjamin Massing de son dakikalarda doğrudan üzerine giderek Caniggia'yı düşürerek kırmızı kartla atıldı. Bu atakta Caniggia'yı düşürmeye çalışan 2 Kamerunlu başarılı olamamıştı.
Birçok pozisyonda tekmelenen Arjantinli oyuncular, Omam Bıyık'ın attığı kafa golüyle maçtan 1-0 mağlup ayrıldı.
Alman ve Hollanda takımları arasında uzun süren rekabet bu 2. tur maçına da yansıdı. 22. dakikada Hollandalı Frank Rijkaard Rudi Voller'e yaptığı faulden sonra sarı kart gördü. İki oyuncu arasında tartışma başladı ve Voller de sarı kart gördü. Bu faulün kullanılmasından sonra ceza sahasında yerde kalan Voller'i Hollanda kalecisi Hans van Breukelen, kendini yere atmakla suçladı.
Tartışma sürerken Rijkaard Voller'in kulağını çekti ve ayağına bastı. Hakem iki oyuncuyu da oyundan attı, Rijkaard oyundan çıkarken Voller'in saçına tükürdü.
Maçta 3 sarı kart daha çıktı ve iki takım arasındaki rekabet ve gerginlik sonraki maçlara taşındı. Maçı 2-1 kazanan Batı Almanya, çeyrek finale kaldı.
1990 Dünya Kupası'nın final maçı, ilk kez 2 oyuncunun kırmızı kart gördüğü final olarak tarihe geçti. Maç, aynı zamanda Arjantin'in iki kırmızı kart gördüğü ilk karşılaşma oldu.
Maçta Pedro Monzon sert müdahalesi, Gustavo Dezotti de rakibini boynundan tutarak düşürdüğü için oyundan atıldı. Maçı Andreas Brehme'nin 85. dakikadaki penaltı golüyle 1-0 kazanan Batı Almanya şampiyon oldu. Arjantinliler penaltı kararına uzun süre sert şekilde itiraz etti.
Dünya Kupası tarihinin en çok kırmızı kart çıkan maçı. Portekiz'den Deco ve Costinha ile Hollanda'dan Khalid Boulahrouz ve Giovanni van Bronckhorst'un kırmızı kart gördüğü maçta 12 de sarı kart çıktı.
Çok gergin bir atmosferde geçen maçta, sertlik seviyesi her şeye rağmen kuralların son yıllarda değişmiş olmasının sayesinde geçmişe göre çok yükselmedi.