Yol Haritası: Road Map for Peace
İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için hazırlanan plan, ABD Başkanı George W. Bush tarafından 24 Haziran 2002'de yaptığı bir konuşmada ana hatlarıyla belirtilmişti.
Bush, bu konuşmada İsrail ile yan yana barış içinde yaşayan bağımsız bir Filistin devleti çağrısında bulunmuştu. Bush yönetiminin taslak versiyonu 14 Kasım 2002'de yayımlandı. Nihai metin 30 Nisan 2003'te yayımlandı. Süreç, daha ilk aşamada çıkmaza girdi ve plan hiçbir zaman uygulamaya konulmadı.
Ehud Olmert’in 2008 barış planı oyalamaktan öteye geçmedi
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, 2008’de ve öncesindeki bazı müzakerelerde işgal edilmiş toprakların büyük bir kısmından çekilme ve ciddi toprak tavizleri verme yönünde görüşler ortaya koymuştu. Ancak bu plan hiçbir zaman net bir şekilde uygulamaya geçmedi.
Verilen sözler ve müzakereler sürdürülemedi. Güvenlik, sınırlar ve mülteciler konularında anlaşma sağlanamadı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni hiçe saydılar
Altı Gün Savaşı’nın ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 22 Kasım 1967 gününde bir karar alındı. Karar, "Orta Doğu'da âdil ve kalıcı bir barışın sağlanması" çağrısı yapıyordu. Bunun sağlanması için belirlenen ilkeler "İsrail'in son savaşta işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi" ve "bölgedeki tüm devletlerin güvenli ve tanınmış sınırlar dahilinde varolma hakkına saygı duyulması" şeklinde yer alıyordu.
42 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı ile BM, İsrail'i işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağırdı fakat İsrail bu kararı hiçbir zaman hayata geçirmedi.
Oslo Anlaşmaları da çözüm olmadı
Bu anlaşmalar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 242 sayılı kararı ve 338 sayılı kararı temelinde bir barış anlaşmasına ulaşmayı ve "Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını" yerine getirmeyi amaçlayan bir barış süreci olan Oslo sürecinin başlangıcına işaret ediyordu.
Anlaşmada, Filistin ve İsrail'in birbirini karşılıklı tanıması, Filistinlilere özerklik, nihai statü müzakerelerine geçiş, zaman çizelgesi, çatışmaların azaltılması öngörülüyordu.
Oslo’nun 5 yıllık nihai anlaşma yolunun tamamlanacağı vaat edildi ama nihai statü meselelerinde (sınırlar, mülteciler, Kudüs, yerleşimler) anlaşma sağlanamadı. Ayrıca İsrail, Batı Şeria’daki yerleşimleri genişletmeye devam etti.
2020 yılındaki Trump'ın Barış Planı
Trump Barış Planı olarak bilinen Filistin ve İsrail Halkının Yaşamlarını İyileştirme Vizyonu, Trump yönetiminin İsrail-Filistin çatışmasını çözme niyetini taşıyan bir önerge olarak tüm dünyaya duyuruldu. Donald Trump, 28 Ocak 2020'de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile birlikte bir Beyaz Saray basın toplantısında planı resmen açıkladı; Filistinli temsilciler davet edilmedi.
Plan, Trump'ın Yahudi damadı ve ABD Başkanı Kıdemli Danışmanı Jared Kushner tarafından yönetilen bir ekip tarafından hazırlandı.
Trump'ın Filistin Devleti'ni yok sayan ve sadece İsrail'in menfaati için hazırlanan önerileri;
1) Kudüs bölünmemiş bir şekilde İsrail'in başkenti olacak.
2) ABD, planın kavramsal haritasında İsrail'e ait olması öngörülen toprakları tanıyacak. Trump, İsrail'in de bazı ödünler vereceğini söyledi.
Filistin toprakları iki katına çıkacak. Kurulacak Filistin devletinin başkenti Doğu Kudüs'te bulunacak ve ABD burada büyükelçilik açacak. Trump, planla Filistinlilerin kendi bağımsız devletlerini kuracağını söylese de bu konuda çok fazla ayrıntı vermedi.
3) Plana göre hiçbir İsrailli ya da Filistinli yerlerinden edilmeyecek. Bu da mevcut Yahudi yerleşimlerinin olduğu gibi kalacağını gösteriyor.
İsrail, Ürdün Kralı Abdullah bin Hüseyin ile birlikte çalışarak Mescid-i Aksa ve Harem-ül Şerif gibi kutsal yerlerin mevcut durumunun korunmasını sağlayacak.
4) Trump'ın planındaki haritada Filistinlilere verilen topraklara 4 yıl boyunca dokunulmayacak. Bu süreçte Filistinliler İsrail ile müzakere edecek ve bağımsız devlet olmak için planda koşulan şartları yerine getirecek.
Vaat edilen bu anlaşma da hayata geçirilmedi.
Trump'ın son planında Tony Blair de yer alıyor
Trump'ın son planı kabul edilirse Gazze’de bir “geçiş otoritesi” kurulacak ve bu süreçte İngiltere’nin eski başbakanı Tony Blair gibi isimler görev alacak. İngiltere'de 1997-2007 yılları arasında başbakanlık yapan Tony Blair'in Ortadoğu’ya ilişkin mazisi ise pek de temiz değil.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, 2003 yılında Irak'ın işgaline Tony Blair ile karar vermişti.
Irak'ın kitle imha silahlarıyla ilgili İngiliz parlamentosunu yanlış yönlendirdiği ortaya çıkan Blair, ülkesini Irak'ın işgaline 30 bin asker göndererek ortak etmişti.
Blair, 20 Mart 2003'te başlayan ve 179 İngiliz askerinin hayatını kaybettiği Irak'ın işgalinde, 200 binden fazla Iraklının ölümünden sorumlu tutuluyor.