ABD yönetiminin önceki gün açıkladığı 2018 İnsan Hakları Raporu, Washington’un iki yüzlü ve taraflı politikalarının aynası oldu. ABD Dışişleri Bakanlığının her yıl yayımladığı rapor, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun katıldığı basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. Bu yıl açıklanan raporun, Donald Trump yönetiminin Ortadoğu politikasının izlerini taşıdığı görüldü. Raporda İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır’a ilişkin bölümlerde, söz konusu ülkelerin işgal, cinayet ve idam gibi eylemlerine ya meşruiyet kazandırılmak istendiği ya da görmezden gelindiği dikkat çekti. Skandal raporda özellikle İsrail’de Netanyahu yönetiminin bir yıldır yürüttüğü Suriye’ye ait Golan tepelerini ilhak niyetinin sonuç vermesi dikkat çekiyor. Bakanlığın Demokrasi ve İnsan Hakları Bürosu tarafından hazırlanan raporda, bu yıl Golan Tepeleri için ilk kez “İsrail kontrolündeki” ifadesi kullanıldı. ABD’nin Cumhuriyetçi senatörü Lindsey Graham önceki gün İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’ne yaptığı gezinin ardından “Golan’ın bugün ve sonsuza dek İsrail’in bir parçası olarak tanınması için çalışmalara başlayacağım” demişti.
GOLAN İLHAKINA ONAY
- Ortadoğu’daki dengeleri etkileyecek, bölgesel gerilimi derinleştirecek ve İsrail işgal yöntemlerine yeşil ışık yakacak Golan kararına ABD Dışişleri’nden “insan hakları” kılıfı geldi. Bakanlıkta düzenlenen brifingde konuşan Demokrasi ve İnsan Hakları Bürosu yetkilisi Büyükelçi Michael Kozak, söz konusu raporun bir bölgenin “yasal statüsünü” tanımlamak amacıyla değil, ülkelerin insan hakları durumunu ortaya koymak amacıyla hazırlandığını ifade etti. ABD’nin Golan’ın statüsü konusundaki pozisyonunun değişmediğini kaydeden Kozak, geçen yıllarda kullanılan “işgal altındaki” ifadesinin bu yıl neden kaldırıldığını ise izah edemedi.
GAZZE VE BATI ŞERİA OYUNU
Aynı raporun İsrail bölümünde Gazze Şeridi ve Batı Şeria ile ilgili “işgal edilmiş” ya da “işgal altındaki” gibi ifadelere hiç yer verilmemesi de dikkat çekti. Kısa süre önce ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesine, işgal altındaki Golan Tepelerinde İsrail’in egemenliğinin tanınması için yasa tasarısı sunulmuştu.
KAŞIKÇI CİNAYETİNE SANSÜR
Raporun, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın geçen yıl Ekim ayında öldürülmesine ilişkin bölümünde, ABD istihbarat raporlarının görmezden gelindiği de ortaya çıktı. Kaşıkçı cinayetiyle ilgili kısımda Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın adının hiç geçmediği ve adeta istihbarat kuruluşlarının sansürlendiği görüldü. Beyaz Saray’ın, CIA’in kesin kanaatine rağmen Veliaht Prens Muhammed’i Kaşıkçı cinayetinde korumaya aldığı biliniyor.
SİSİ’YE YEŞİL IŞIK
Skandal raporun Mısır’a ilişkin bölümünde her ne kadar insan hakları ihlallerine dikkat çekilse de darbeci Abdülfettah el-Sisi rejiminin, Müslüman Kardeşler mensuplarına yönelik hukuksuz idam kararları ve infazlarının görmezden gelinmesi dikkat çekti. Mısır rejimi en son Şubat ayında İhvan mensubu 9 genci idam etmişti.
ABD'den katil İsrail'e 26 milyar dolarlık can suyu: Masama gelir gelmez imzalayacağım
Biden'in Key Köprüsü'nün inşaatının federal bütçeden karşılanacağı sözü tartışmalara yol açtı
Gazze'de yaşayan doktor 'insani yardım' dramını anlattı: Gelen yardımlar para ile satılıyor
Gazze'nin kuzeyine aylar sonra ikinci insani yardım konvoyu girdi
Gazze’ye yardımda Ürdün Kanalı