Türkiye Yüzyılı başlıyor!

Bir ülkenin nereden nereye geldiğini görmek bakımından geleceğe dair kilometre taşlarının belirlenmesi önemlidir. Bu anlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşık 12 yıl önce ilan ettiği 2023 Hedefleri, Türkiye’nin ilerlemesi yolunda bu yılın önemli bir gösterge olmasını sağlayacaktır. Yeni hedeflere ulaşabilmek için ise Türkiye’nin dünyadaki mevcut kriz ortamından sıyrılarak koruduğu barış ve istikrarını sürdürmesi gerekmektedir.

Haber Merkezi Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

Mustafa Öztop / Dış Politika Uzmanı

Türkiye, kuruluşunun 100. yılı olması hasebiyle 2023 yılını yeni bir yüzyıla giriş olarak tanımlamaktadır. Bu anlamda 2023 yılının nasıl tasavvur edildiği, bu yılda nelerin hedeflendiği ve gerçekleştirileceği bu tanımlamanın içini dolduracaktır. Esasen icraatlar önce ülkülere (hayallere) ardından da kavramsallaştırılan söylemlere ve hayata geçirilen eylemlere tabidir. Ülkü edinmeyenin ve hedefe ulaşmak için kelam etmeyenin icraatı da pek mümkün değildir. Bir ülkenin nereden nereye geldiğini görmek bakımından geleceğe dair kilometre taşlarının belirlenmesi önemlidir. Bu anlamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşık 12 yıl önce ilan ettiği 2023 Hedefleri, Türkiye’nin ilerlemesi yolunda bu yılın önemli bir gösterge olmasını sağlayacaktır.

Türkiye’de tüm kesimlerin Türkiye’nin yeni yüzyılını özel tanımlamalar ile ifade etmek istediği açıktır. Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2023 yılını Türk Medeniyetinin Yükseliş Yılı ilan etmesi de bu sürecin daha geniş bir zemindeki yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu çerçevede henüz 2023 yılının başlangıcında olunan bu günlerde önümüzdeki sürece ilişkin tutulacak olan projeksiyon, bu yılın nasıl bir değişim ve dönüşümü getireceğine dair önemli bir çerçeve çizebilir.

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ SAFHA

Terör örgütleri, uzun yıllardır Türkiye’nin içte ve dışta ilerlemesine engel olmak için kullanılan taşeronlar oldu. Türkiye, terör belasını defetmek ve bölgede barış ve istikrarı temin etmek için büyük mücadeleler verdi. 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün hain darbe girişimine karşı verilen mücadele, Türkiye için terörle mücadelede yeni bir dönemi başlattı. Bu sürecin ardından güvenlik güçlerinin Türkiye’nin içindeki tüm terör yapılanmalarına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güney sınırlarımız dışında Suriye ve Irak’ta barınan PKK ve DEAŞ’a karşı düzenlediği operasyon ve harekatlar büyük başarılar getirdi.

Bugün Türkiye, ülke sınırları içinde terör tehdidini büyük ölçüde bertaraf etmiş, sınırları dışındaki terör örgütlerini de büyük ölçüde engellemiştir. Hatta öyle ki; Suriye ve Irak sınırında kimin koruduğuna bakmadan terör örgütlerini vurmuş, İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler başta olmak üzere Türkistan coğrafyasından Pakistan’a terörle mücadelenin sınırlarını genişletmiştir. 2023 yılında Türkiye’nin Suriye’de uzun zamandır sürdürdüğü güvenli bölge oluşturma stratejisini tamamlaması beklenmektedir. Ayrıca İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelikleri konusunda Türkiye’nin terörle mücadelede dayanışma beklentisi görmek üzere başlattığı sürecin ivmelenerek güçlenmesi muhtemeldir.

TAM BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA

Türkiye, terörle başarılı mücadelesinin, savunma sanayindeki ilerlemelerin ve teknolojik yatırımlarının bir sonucu olarak her geçen gün Türkiye merkezli dış politikasını güçlendirmektedir. Bu anlamda Türkiye’nin güvenlik ve barış mimarisini yakın çevreden uzak çevreye doğru stratejik bir çerçeve içinde ilerletmeye çalıştığı ve bu noktada önemli mesafeler kaydettiği görülmektedir. Libya, Karabağ, Suriye ve Doğu Akdeniz’de yürütülen milli politikalar, Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerin normalleşmesi, Afrika ülkeleri ile ilişkilerin ivmelenerek gelişmesi ve dünyadaki en büyük kriz haline gelen Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye’nin ara bulucu olması gibi gelişmeler, Türk dış politikasında tam bağımsızlık yolunda önemli göstergeler olmuştur. Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda barışın tesisi için en güçlü potansiyele sahip aktördür. Bu anlamda başlangıcından bu yana savaşın karşısında tavır alan ancak diplomasinin sürmesi için Rusya ile ilişkilerini sürdüren Türkiye, savaşın tarafları arasında yer almamış ve dünyaya üçüncü bir yol olduğunu göstermiştir. 2023 yılı, bu üçüncü yolun diğer aktörler tarafından benimsenen bir yol olmasına namzet bir zaman dilimidir.

ENERJİ ALANINDA BİR MİLAT

Türkiye, 2023 yılında enerji ve lojistik üssü olma yolunda Rusya-Ukrayna krizinin oluşturduğu atmosferde Orta Koridorun kazandığı önem, Türkistan coğrafyası ile hızla ilerleyen ilişkiler, Doğu Akdeniz ve Karadeniz’deki rezervler bakımından önemli gelişmelere imza atabilecek potansiyele kavuşmuştur. Bu anlamda hem bölgedeki mevcut siyasi koşullar hem de Türkiye’nin yapmış olduğu hazırlıklar süreci ivmelendirecektir. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan petrol ve gazının ve Rus gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasına yönelik anlaşmalar ve hazırlıklar, 2023’te Türkiye’nin enerji merkezi olma yolunda somut kazanımlar elde edeceğine işaret etmektedir. Ayrıca Karadeniz’de bulunan doğal gazın kullanımına başlanması ve Gabar’da bulunan petrol ile günlük 100 bin varil petrol üretimi hedefi, Türkiye’nin enerji bağımlılığını kırmasında önemli aşamalar olacaktır.

Enerji alanında diğer bir önemli gelişme de Akkuyu Nükleer Santrali’nin faaliyete geçmesi ile gerçekleşecektir. Akkuyu Nükleer Santrali, tek başına Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak potansiyele sahiptir. Bu anlamda Türkiye’nin hem yeni keşfettiği doğal kaynakları hem de nükleer santrali faaliyete geçirmesi, 2023 yılının enerji alanında bir milat olacağını göstermektedir.

GÖZ DOLDURAN SAVUNMA SANAYİİ

Türkiye son yıllarda ihtiyaç duyduğu her savunma sanayi ürününde ya dünyanın en iyilerinden birini yaptı ya da ara bir form oluşturdu. Bu anlamda önümüzdeki aylarda Türkiye’nin denizlerdeki yüzer üssü olması beklenen TCG Anadolu’nun faaliyete geçmesi bekleniyor. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG Anadolu denizde, hava ve kara unsurlarının entegre ve aktif bir biçimde kullanılmasını sağlayacak özelliklere sahip bir platform.

TCG Anadolu üzerinde; Kızılelma (İnsansız Hava Aracı), Bayraktar Akıncı SİHA, Altay Tankı, Hürjet, Atak, Gökbey, Tayfun Füzesi, Sungur Hava Savunma Füze Sistemi ve SİPER gibi Türkiye’nin son dönemde göz dolduran projelerinin yer alacağı bir gösterimin yapılması 2023 yılına damgasını vuracaktır. Böylece TCG Anadolu, dünyada Türk Savunma Sanayii’nin vitrini ve Türkiye’nin gövde gösterisi yaptığı gemi olarak anılacaktır.

DÜNYANIN YENİ BİR NEFESE İHTİYACI VAR

Geride bıraktığımız yüz yılda dünya siyaseti, Avrupa merkezli düşüncenin inşa ettiği Batı Medeniyeti tarafından şekillendirildi. Ancak Batı Medeniyeti, sadece kendine özgü gördüğü medeniyeti diğer toplumlara çok gördü. Bu nedenle kendi içinde geliştirdiği ilkeler ve normlara dayalı sistemi dünyaya yaymaktan ziyade bu gelişmişliği dünyanın pek çok bölgesini sömürmek için kullandı.

Diğer taraftan Batı toplumunun karşısında bir alternatif olarak siyasi, askeri ve ekonomik bakımdan gelişim gösteren Çin ve Rusya gibi ülkelerin dünyaya vereceği bir değerler sisteminin bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle Rusya-Ukrayna savaşında sürecin doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığı gibi dünyanın yeni bir yaklaşıma ihtiyacı vardır. Türkiye sahip olduğu İslam ve Türk Medeniyeti’nin içinde barındırdığı siyasi, askeri ve kültürel anlamdaki değerler sistemini dünyaya sunma potansiyeline sahiptir. Öyle görünüyor ki; bu değerler sisteminin dünyaya yayılmasının son ayağı olacak ekonomik gelişim, enerji ve ticaret merkezi olmakla kendini tamamlamış olacaktır. Bu anlamda 2023 yılının Türkiye Yüzyılı için belirleyici bir yıl olacağı görülmektedir.

GELECEĞİMİZ İÇİN İSTİKRAR ŞART

Türkiye’nin savunma sanayii ve teknolojik yatırımlarla geliştirdiği iç potansiyeli, Türk Devletleri Teşkilatı ile yeni bir safhaya ilerleyen Türk Medeniyeti’nin Yükselişi, İslam dünyasında Pakistan, Malezya ve Katar ile kurduğu güçlü ilişkiler ve dünyada karşılıklı çıkarlara dayalı adil yaklaşımlara ihtiyaç duyan tüm ülkelerle gelişen ilişkileri, Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcını simgeleyen gelişmeler olarak kendini göstermektedir.

Hem içte artan potansiyel hem de dışta oluşan uygun siyasi zemin, 2023 yılının Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcı olması için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bunu yapabilmek için ise Türkiye’nin dünyadaki mevcut kriz ortamından sıyrılarak koruduğu barış ve istikrarını sürdürmesi gerekmektedir. Böyle olması halinde Türkiye, üzerindeki tarihi sorumluluğun gereğini yerine getirecek, kalkınma ve ilerleme yolunda son yıllarda sarf edilen emeklerin ve kat edilen mesafenin karşılığını bulduğu yeni bir yüzyıla ulaşacaktır.