Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, bir süredir kamuoyunda tartışılan LGBT örgütlerinin eşcinsellik dayatmasana yönelik önemli açıklamalar yaptı. Anadolu Ajansı Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yanık, “Dünyada çok ciddi bir LGBT lobisi var bunu görmemek için kör olmak lazım” dedi.
Bakan Yanık, 18 Eylül’de STK’ların öncülüğünde İstanbul’da yapılan 'Büyük Aile Buluşması' için, daha önce verdiği bir röportajdaki sözlerinin yanlış yorumlandığını belirterek, “Ben aslında yürüyüş ile alakalı bir açıklama yapmadım. Hatta sorunun ve konuşmanın sıralamasına baktığınızda yürüyüş ile alakalı söylediğim şey çok açıktı. Yine aynı şeyi söylüyorum, son derece demokratik bir haktır, insanlar belli konularda görüşlerini ortaya koyarlar, yürüyüş yapabilirler kamuoyu ile paylaşırlar bu çok tabii bir şey. Gazeteci arkadaşımızın sorduğu "Nefret söylemi konusunda ne düşünürsünüz?" nefret söylemini herkese karşı onaylamayız, kimden gelirse kime yönelirse yönelsin onaylamayız. Fakat bu, o yürüyüşün bir nefret söylemi gibi birleştirilerek değerlendirildi, bir kısmı kasıtlı çarpıtmalar maalesef bazıları da kamuoyu yanlış anlamış olabilir. İnsanların kendi görüşlerini değerlendirmelerini paylaşmalarında kamuoyu oluşturmak için bir takım oluşumlar oluşturmalarında hiçbir beis yok gayet tabii ki en demokratik hakları” dedi.
Yanık, bu konudaki duruşunun ve tavrının net olduğunu söyledi:
“Bizim gerek hükümet olarak, gerek bireyler olarak, değerler sistemimiz, inancımız eşcinselliği normal görmeyi, normalleştirmeyi, kabul etmeyi, onaylamayı meşru kılmaz. Böyle bir şey mümkün değil. 85 milyonun tamamının can mal emniyetini sağlamak, korumakla yükümlüyüz. Bu başka bir şey, eşcinselliği ahlaki olarak onaylamak hele ki lobi faaliyetlerini o başka bir şey.”
Temel hak ve özgürlükleri korumak zorunda olduğunu belirten Bakan Yanık, “Buradan eşcinsellik normaldir ve meşrudur diye bir şey çıkmaz" dedi.
"TEDAVİYİ DE DEVLET OLARAK ELE ALMALIYIZ"
Yanık, eşcinsellerin ve LGBT lobilerinin kadın haklarının mücadelesini de manipüle ettiklerini ve bunun tarihsel bir arka planının da olduğunu ifade etti:
“Ciddi bir ekonomik gücün bir yerde teksif edildiği, dünyada gelişmiş gelişmemiş küresel anlamda her yerde bu lobilerin faaliyetler gösterdiği, eşcinselliği normalleştiren neredeyse norm haline getiren bir baskıyı karşımızda gördüğümüz bir süreç var.
Anayasamızda ilgili yasalarımızda devletin; gençlerin, ailenin, çocuğun, psikolojik sosyal eğitim ihtiyacı tedbirlerini alma yükümlülüğü vardır.
LGBT lobileri meselesine geldiğimizde, burada erken çocukluk döneminden başlayarak çocukların doğru yetiştirilmesi, cinsiyet kimliklerinin doğru oluşturulması noktasında özellikle ebeveynlere düşen çok önemli görevler var. Cinsiyet hoşnutsuzluğu ve kimlik bozukluğu oluşmaması için gerekli adımların atılmasını sağlamamız lazım.
Lobi kelime anlamı itibarıyla bir konuda etki ajanlığı oluşturmaktır.
Bizim bu anlamda lobilerin baskısı ve etki ajanlığıyla mücadele ederken, ne kadar sarih, net ve karşı duruş geliştiriyorsak öbür taraftan çocukların yetişmesinden ileri yaşlarda erginlik yaşında cinsiyet kimliği ile alakalı hoşnutsuzluk olan bireylerin desteklenmesine tedavisine kadar ayrıca devlet sorumluluğu ile ele almalıyız.”