Rusya’nın geçtiğimiz 24 Şubat’ta Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal harekatı bütün hızıyla devam ederken, Türkiye’nin tarafları Antalya’da aynı masa etrafında buluşturması, Ankara’nın diplomatik başarısı olarak kayıtlara geçti. Söz konusu müzakere toplantısı, seçim atmosferindeki Fransa’da da yankı buldu. Rakipleri Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a “O kadar çaba göstermene ve mekik diplomasisi yürütmene rağmen, ilerlemeyi
Türkiye sağladı” şeklinde eleştiriler getirdi. Macron, geçtiğimiz ay Moskova’yı ziyaret etmiş, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından ciddiye alınmamıştı.
Türkiye, uzun yıllardır, uluslararası arenadaki çeşitli krizlerin çözümünde aktif şekilde çaba göstermeye devam ediyor. İşte, yakın dönemde ilk akla gelen örnekler:
İran-Batılı ülkeler (2010): Türkiye’nin Brezilya ile birlikte yürüttüğü yoğun diplomatik sürecin ardından, İran uranyumun yurtdışında zenginleştirilmesini kabul ettiği anlaşmayı imzaladı. Böylece Batılı ülkelerle İran arasındaki çok ciddi bir kriz de yumuşatılmış oldu.
Balkanlar (1990’lardan günümüze): Türkiye, Balkanlar’daki her ülkeyle doğal temas içinde bulunan nadir uluslararası aktörlerden biri. Bosna Hersek’teki dinî ve etnik gerilimlerde, Sırbistan’ın bile Türkiye’nin garantörlük rolüne atıf yaptığı görülüyor. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyesi Milorad Dodik, geçtiğimiz Ocak ayında yaptığı açıklamada “Bosna’nın kaderi, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı” demişti. Rusya’nın bölgedeki Ortodokslar üzerindeki etkisine rağmen, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de Türkiye ile yakın temasta kalmaya büyük önem atfediyor.
“Sürpriz arabulucu”