Ertuğrul Gazi sen çok yaşa

Söğüt Şenlikleri bu yıl pandemi nedeniyle biraz sönük geçti. Bu hafta sonu gerçekleşen etkinliklerden yola çıkarak ilk kez 2. Abdülhamit zamanında yapılmaya başlanan etkinliklerin tarihine doğru resimler eşliğinde bir yolculuk yaptık.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv

RÜVEYDA OKUMUŞ

Söğüt’te her sene eylül ayının ikinci hafta sonu Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri adıyla hem Ertuğrul Gazi’nin yad edildiği hem de çeşitli bölgelerden gelen yörüklerin bir araya gelerek icra edilen anma törenleri (ihtifal), geçmişten bugüne devam ede gelen önemli bir kültürel buluşmadır. Ancak bu sene pandemiden dolayı şenlikler 11-13 Eylül tarihleri arasında geçmiş yıllara göre epey sönük geçti. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in babası, Ertuğrul Gazi’ye ait türbenin bulunduğu Söğüt’te her yıl düzenlenen şenlikler, zaman içerisinde değişiklik göstermekle beraber Osmanlı’dan günümüze intikal eden önemli merasimlerin başında gelmektedir. Hiç şüphe yok ki tarih ve zamanın ortaya çıkardığı değişiklikler, bu törenin yapılış şekillerini de etkilemiştir. Bununla birlikte bugüne kadar yapılmış olan Ertuğrul Gazi’yi anma törenlerinin ortak özellikleri de bulunmaktadır: Bütün kayıtlar tören merkezinin Söğüt, Ertuğrul Gazi türbesi civarında olduğu konusunda hemfikirdir. Ayrıca bu törenlerde Karakeçeli Aşireti, reisleriyle birlikte hazır bulunmakta, Ertuğrul Gazi’nin türbesinin ziyaret edilip mevlid okutulmakta, Türklerin ata sporları (güreş, yarış, cirit gibi oyunlar) sergilenmekte, gelen misafirlere kazanlarda pişirilen etli bulgur pilavı dağıtılarak izzet ve ikramda bulunulmaktadır.

ESKİ BİR GELENEK

Söğüt’teki Ertuğrul Gazi türbesinin başta Karakeçili Aşireti olmak üzere çeşitli Türkmen boy ve oymakları tarafından muntazam bir ziyaretgah olarak görüldüğü bilinmektedir. Ertuğrul Gazi türbesinde öteden beri yapılagelen ve çoğu dini amaçla gerçekleştirildiği anlaşılan bazı uygulamalar da zaman içerisinde tören şeklini almıştır.

Söz gelimi 17 Aralık 1579 tarihli bir mühimme kaydında; Ertuğrul Gazi türbesinde her gün cüz okumakla görevlendirilen kişilerin (cüzhan) işlerini layıkıyla yapmadıkları gerekçesiyle bunların yenileriyle değiştirilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Erken sayılabilecek bu dönemde türbede her gün cüz okunuyor olması, bir tören olarak yorumlanamasa da o tarihlerde en azından türbenin bir ziyaret merkezi olduğunu göstermektedir. Ertuğrul Gazi türbesinde cüzhânların zaman içinde babadan oğula geçmek suretiyle bir gelenek halini almıştır.

Öte yandan Ertuğrul Gazi Türbe ve Mescidi adıyla bir vakfın da tesis edildiği Osmanlı arşiv belgelerinde yer almaktadır. Bu vakıf, dinî amaçlı olarak burada gerçekleştirilen ritüellerin (türbede cüz okunması gibi) kurumsallaşmasında etkili olmuştur. Zira Ertuğrul Gazi adına faaliyet gösteren bu vakıf hakkında Osmanlı son dönemine kadar, -önemli bir kısmı türbedeki dini amaçla yapılan uygulamalar hakkında olmakla bereber- değişik vesilelerle hazırlanan Osmanlı belgelerinde bir hayli bilgi bulunmaktadır.

ABDÜLHAMİT DÖNEMİNDE İLK ANMA TÖRENLERİ YAPILDI

Ancak bütün bu bilgilere rağmen Ertuğrul Gazi’nin daha kuruluş döneminde mükellef bir türbesi bulunduğunu söylemek zordur. İbrahim Hakkı Söğüt’de Ertuğrul Gazi Türbesi ve İhtifali isimli eserinde Konyalı Çelebi Sultan Mehmed’in atası Ertuğrul Gazi için bir türbe yaptırmış olabileceği ihtimali üzerinde durmaktadır.

Tarih boyunca önemli bir ziyaretgâh olduğu bilinen Ertuğrul Gazi türbesi etrafında icra edilen faaliyetler, II. Abdülhamid dönemi başlarından itibaren anma töreni (ihtifal) şeklinde ve öncekilerden daha kurumsal olarak yapılmaya başlanmıştır. Gerek Osmanlı Arşivi’nde gerekse dönemin matbuatında bu konuda oldukça detaylı bilgiler bulunmaktadır.

DÖNEMİN MECMUALARINDA HABER OLMUŞ

Söz gelimi haftalık Ma’lumat mecmuasının, 1895’de yayınlanan 4. sayısında “Ziyaret-i Türbe-i Ertuğrul ve Karakeçili Aşireti” başlıklı bir yazı ve beraberinde altı fotoğraf yayınlanmıştır. Bu yazıda, Karakeçili aşiretinin her sene uğurlu bir adet edindikleri Ertuğrul Gazi’yi ziyaret ve bu vesileyle anma törenleri anlatılmaktadır. 24 Haziran 1895 tarihli bu gazeteye göre o tarihlerde Karakeçili aşireti reisi Hacı Bekir isimli bir zattır ve kıymetli hizmetleri ile hilâfet makamına sadakat ve bağlılığından dolayı II. Abdülhamid tarafından dördüncü rütbeden Osmanî ve dördüncü rütbeden Mecidiye nişanları aşiret reisi Hacı Bekir Ağa’ya verilmiştir.

Kurbanlar kesilir sofralar kurulur

Karakeçili aşireti o vakitler Eskişehir ve çevresinde 32 köyden oluşan kalabalık bir gruptu. Her sene Söğüt’te toplanan Karakeçililer tesis ettikleri bir alayla yürüyüşe geçer Ertuğrul Gazi türbesini hürmetle ziyaret ettikten sonra burada kurbanlar kesilir ve yemekler dağıtılırdı. Daha sonra Karakeçililer gönüller hoş bir şekilde yurtlarına dönerdi. II. Abdülhamid zamanında bu törenlerin sistematik bir hale getirilmesi biraz da dönemin eğilimlerinden kaynaklanmaktadır. O dönemde, sadece Ertuğrul Gazi değil ilk Osmanlı padişah ve şahsiyetlerine daha doğrusu tarihsel mirasa hiç görülmedik bir şekilde bir yönelme yaşanmıştır. Buna ek olarak bizzat padişah tarafından anma törenleri desteklenmiş ve bu törenler geleneksel hale gelmiştir. 1886’da II. Abdülhamid Ertuğrul Gazi Türbesi ve çeşmenin onarımının yapılmasını sağlamıştır. Ayrıca türbeyi ziyarete gelenleri ağırlamak için bir han ve imaret binası ile türbenin korunması için karakolhane inşa olunmuş fakat bu yapılar günümüze ulaşmamıştır. Söğüt kasabasını, Ertuğrul Gazi’nin türbesi ile anma törenlerini gösteren çeşitli fotoğraflar da yine II. Abdülhamid döneminde çekilmiş ve sultanın hazırlattığı fotoğraf albümlerinde geniş bir şekilde yer almıştır.

Anma zaferleri bile hazırlanmış

***

  • Savaş yıllarında bu gelenek aksamaya uğrasa da bugün, Ertuğrul Gazi’yi anma ihtifalleri yapılmaya devam edilmektedir. Ertuğrul Gazi’yi anma törenleri vesilesiyle zaman zaman ilk gün zarfları da basılmıştır. Ertuğrul Gazi’yi Anmak için 14 Eylül 1958’de ve 13 Eylül 1981’de Ertuğrul Gazi ihtifalinin 700. Yılı münasebetiyle ilk gün zarfları hazırlanmıştır.


Bir geleneğe dönüşmüş

  • Sonuç olarak denilebilir ki, en azından on dokuzuncu yüzyılın sonlarından buyana, bu törenler bilinen haliyle icra edilmektedir. Ancak II. Abdülhamid döneminde geleneksel hale gelen Ertuğrul Gazi’yi anma törenleri, belli bir geçmişten beslenerek o zamana kadar gelmiştir. Önceleri Ertuğrul Gazi Türbe ve Mescidi Vakfı sayesinde türbede cüz okunarak başlayan bu gelenek, zamanla bir anma törenine (ihtifale) dönüşmüştür.