Ramazan'a hürmet kurtuluşun ilk adımı

Bayrama üç gün kala irade ve terbiye ayı olan Ramazan'ın bağımlılarda ne gibi değişikliklere neden olduğunu Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk ile konuştuk. Ramazan'a hürmetinden alkol almayan ve sigarayı bırakanlar olduğunu kaydeden Öztürk; bağımlılığın kader değil de iradi bir durum olduğunun Ramazan ayında tescillendiğini söyledi.

Haber Merkezi Yeni Şafak
Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk.
Dünyanın en büyük problemlerinden biri olan ve çok sayıda insanın ölümü ile sonuçlanan bağımlılıklarla mücadele eden Yeşilay, sosyal bir birliktelik ve güç kaynağı olan Ramazan ayının bağımlılıklardan kurtulmak adına en büyük fırsatlardan biri olarak görüyor. “Bağımlılıklardan kurtulmak için Ramazan bir fırsat olsun" sloganı ile alkol ve sigara kullananların oruç ile iradelerini kontrol edebileceğini anlatan Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk önemli tespitlerde bulundu.

Ramazan ayının son günlerindeyiz. Bu bir aylık süreçte, kötü alışkanlıkları ve bağımlılıkları olanların kurtulabileceklerine inanılıyor. Bu ne kadar mümkün?

Ramazan aslında bir nefis terbiyesi ayıdır. Özellikler sigara kullananların ne yapacaklar endişesi akla gelir. İlginç olan şudur ki; sigara ve alkol kullanımı kişilerde oruç tutmaya engel olmaz. Kişinin niyetinde oruç tutmak varsa sigara kullandığı için oruç tutamamazlık yapmaz ve 15-16 saat sigara içmeden durabilir.

Alkol bağımlıları…

Alkol biraz daha farklı. Bizim kültürümüzde Ramazan'a hürmeten alkol kullanımı Ramazan ayı boyunca bırakırlar. Oruç tutmayan, ya da tutamayan insanlar yine hürmeten alkolden uzak dururlar. Bu da; bu tür problemlerin irade ile alakalı olduğunu gösteriyor. Buna tek başına bir irade problemi demek de haksızlık olur.

Ne demeliyiz?

Bağımlılık modern tıpta bir hastalıktır ve hastalığının tek bir yönü yoktur. Diğer başka problemlere göre bağımlılığın sosyal boyutu, fiziki ve bedensel boyutun üzerindedir. Çünkü sosyal ortamlar kişinin bu tür davranışları devam ettirmesinde aslında çok ciddi etkendir. Hatta başlamasında en temel etkendir. Siz alkole ve sigaraya başlamazsanız, bağımlı olmuyorsunuz. Başlarken de bırakırken de irade ön plana çıkıyor.

Ramazan ayı için bağımlıları terk etmek için önemli bir etken diyebiliriz o zaman…

Evet, Ramazan kişinin kendini kontrol etme ya da deneme ayıdır. Eğer Ramazan'da bu alışkanlıklardan uzaklaşıyorsa, demek ki her zaman yapabilir. Alkolü Ramazan'da bırakan kişi, irade gösterirse, destek alırsa normal günlerde de bırakabilir.

İrade kullanımı bakımından orucun etkisi nedir?

Oruç bir anlamda kişinin dürtüleriyle baş edebilme egzersizidir. Tıpta dürtü ve dürtü kontrolü diye iki kavram vardır. Dürtü kişinin içinden gelen her türlü arzu ve istektir. Ve bu istekler kişi tarafından hem bireysel hem de çevresel faktörlerle frenlenebilir.

İnanç bağımlılığa sebep olan dürtüleri etkiliyor mu?

İnanç, bu çevresel ve sosyal faktörlerden biridir. İnanç vasıtasıyla kişi dürtülerini heveslerini isteklerini frenleyebilir, erteleyebilir veya yok edebilir. Bu anlamda Ramazan bir egzersiz ve kişinin terbiye etme ayı da denebilir.

Ramazan, arınma ve kısıtlama ayı. Yeşilay için 11 ayda bulunmayacak bir atmosfer oluşuyor. Ramazan'a özel bir program düzenliyor musunuz?

Bağımlılıklarla ilgili Ramazana özel bir programımız yok ancak bağımlılık alanı ile ilgili hep bir Ramazan vurgumuz vardır. Sürekli hatırlatıcı unsur olan düzenlediğimiz kampanyalar ramazanın bir fırsat olması açısından çok önemlidir.

Slogan; “Bağımlılıklardan kurtulmak için Ramazan bir fırsat olsun"

Yeşilay, her Ramazan “Bağımlılıklardan kurtulmak için Ramazan bir fırsat olsun" sloganı ile bir kampanya başlatır. Ortak bir atmosferle ortak bir havayla bağımlılıklarınızı geride bırakmak için “deneyin" diyoruz. Ramazanda ortak bir hareket var. Kimse yemiyor, içmiyor, sigara kullanmıyor. Aslında bu ortak bir güç.

Teknoloji bağımlılığı da artık dünyanın gündeminde.. Yeşilay'ın böyle bir çalışması var mı?

96 yıl önce gençler için en büyük tehdit olarak görülen alkol ile savaş için kurulan Yeşilay bağımlılığın tüm türleri ile savaş veriyor. Yeşilay önce alkol daha sonra tütün ve uyuşturucu madde ile savaş verirken son yıllarda buna iki yeni bağımlılık alanı daha eklendi. Kumar ve teknoloji bağımlılığı. Teknolojiyi hayatımıza alırken onun kullanımı için belli sınırların şartların olması gerekiyor. Yeşilay olarak bu farkındalığı oluşturmaya çalışıyor. Yaptığımız toplantılar ve seminerler ile kişilerin ekran başında ne kadar süre geçirmesi, hangi oyunları oynaması gerektiği, sosyal medya hesapları nasıl kullanılması gerektiği konusunda bilgilendirmeye çalışıyoruz. En son geçtiğimiz Mayıs ayı içerisinde Yeşilay, KÜLT vakfı ile gerçekleştirdiği ortak “Uluslararası 3'üncü Teknoloji Bağımlılığı Kongresi" ile farkındalık oluşturmayı amaçladık.

Çocuklarda sosyal medya kullanımının tehlikeleri nelerdir?

Teknolojiyi çocuklara sunarken sınır koymamak onlar için büyük tehlike teşkil etmektedir. Teknolojiden aktarılan bir takım bilgiler işe sosyal medya üzerinden çocukların haberleşmesinde farklı risk faktörleri var. Bugün uyuşturucuya alıştırmaktan cinsel tacizlerden birer anlamda çocukla ilgili konularda önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu konuda aileleri bilinçlendirmeliyiz. Çocukların girip çıktığı siteler takip edilmeli, kimlerle arkadaşlık ettiğine bakılmalı, sosyal medya hesaplarını belli yaşlara kadar açtırmamalı. Belli bir yaştan sonra açıyorsa mutlaka takip ederek sanal arkadaşlıklar edinmesi engellenmelidir. Muhakkak evde aile internet paketleri olmalı ki çocuk her istediğinde tek tuşla önüne gelene giremesin.

Türkiye'de 550 bin, dünyada ise 5 milyon kişinin sigaranın yol açtığı hastalıklar sebebiyle öleceğini söylüyorsunuz. Konulan yasaklar sigara bağımlılığın önüne geçme konusunda yeterli olmuyor mu?

Türkiye, sigara ile mücadele konusunda birçok ülke arasında fersah fersah ileride. Bu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çok ciddi bir kampanya ile çok uğraşarak sigara il ilgili bir takım kurallar ve uygulamalar getirmesiyle, hükümetin ve sağlık bakanlığının büyük çabasıyla oldu. Gençler hatırlamazlar bizim dönemimizde şehirlerarası otobüse binemezdiniz sigara dumanından. Mekanlarda oturmazdın.

Türkiye'de yasağa olan bakış açısı nasıl?

İnsanlar alkol ya da tütünün yasak olduğunu söylüyorlar. Yasak demek yanlış, biz bağımlılıklarla mücadele için sınırlama getiriyoruz. Yani 10 yaşındaki çocuk gidip alkol, sigara alamasın. Sigara ile ilgili sınırlamalar bir tür halk ve toplum sağlığı meselesidir. Bu anlamada iyi bir mesafe kat ettik ve sigara kullanım oranları düştü. Ancak son 1-2 yıldır bir gevşeme oldu. Bu tür uygulamalar belli bir sisteme oturur sonra bir gevşeklik göstermeye başlar. Burada yine sınırlamaların takibi çok önemlidir. Sınırlamaların takibi sağlık bakanlığı tekrar bir atağa geçecek. Bizde kampanyalarla kamu spotları vs ile tekrar mücadeleye başlayacağız.

Yeşilay'ın “yeşil dedektör"ü hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bizim daha önce de tanıtımını yapıp Sağlık Bakanlığı ile beraber tanıttığımız bir projemiz var. Akıllı telefonlara bir uygulama indiriyoruz ve bu uygulama ile birlikte kişiler bulundukları yerde eğer sigara ile ilgili bir ihlal söz konusu ise bir yere telefon etmeden bu uygulama sayesinde bir şikâyette bulunabiliyorlar. Uygulamanın adı “yeşil dedektör" Şikâyetlerin takibi noktasında sıkıntılar olabiliyor. Bununla ilgili de sağlık bakanlığı ile ortak hareket edip meseleyi hızlandırmaya çalışacağız.

İş ailelere düşüyor…

Prof. Dr Öztürk çocukların bağımlılıklardan kurtulmada etkisine değinerek şunları söyledi;

Asıl mücadeleyi aile fertleri yapmalı. Çocuklarla da uğraşan bir hekim olarak çok fazla çocuğun anne-babasının sigarayı bırakması konusunda büyük çaba sarf ettiklerini söyleyebilirim. Çocuklarda bu bilinci devam ettirmeliyiz. Çünkü uğraştıkları zaman ebeveynlerin bağımlılıklarından kurtulmasını büyük çoğunlukla başarıyorlar. Eğitim kurumları üzerinde çalışmalarımız kapsamına sağlıklı bilgileri çocuklara ulaştırmak amacıyla Bağımlılıklarla Mücadele Eğitim Programı'nı yürüttük. Çocuklar sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili bilgileri aldıklarında o bilgiler ışığında defansa korumaya geçiyorlar.

Türkiye, sigara ve alkol ile mücadelede dünya ülkelerine göre hangi aşamada? Çok katı olunduğu ve gittikçe de katı bir tutumun oluştuğu eleştirileri var. Ne düşünüyorsunuz?

Türkiye teknik uygulamalar birçok modern çağdaş denilen ülkelerden farklı değil. Türkiye uygulama manasında çok iyi. Birçok ülkede alkolle ilgili sınırlamalar var hatta bizden çok daha katıdır. Bizden daha sınırlayıcıdır. Sigara ile ilgili bizden daha iyi olanlar var. Sigaranın cazibesini ortadan kaldırmak için dünya çapında Yeşilay olarak desteklediğimiz bir proje var. Sigara alışkanlığını caydırıcı bir paketleme sistemi.

Sigarasız hayat mümkün mü?

Sigarayı bırakmak tabi ki mümkün. İrade önemli ama gerekli yardım, destek de alınarak Sağlık Bakanlığı'nın da sigarayı bırakma hattı var. Yeşilay olarak bizim çağrı merkezimiz var oradan da yardım alınabilir. Yeter ki kişi istesin.

Sigara paketlerinin cazibesi ortadan kaldırılmalı

Sigara paketlerinin cazibesin ortadan kaldırmak için düz paketin üzerine caydırıcı nitelikte kötü görüntüler yerleştirilmesini hedefliyoruz. Önemli olan sigarayı yasaklamak değil kişiyi bilinçlendirip sınır koymak, teşvik ediciliği önlemektir. Her yerde boy boy içki şişelerini koyarsanız, vitrinlerinize reklamlarınıza sinemalarınıza bu teşvik edici olur. Kötünün reklamı olmaz. Bağımlılık yapan bir şeyin insanı ölüme götüren bir şeyin reklamı olur mu? O zaman uyuşturucunun da reklamını yapalım. Ne farkı var? Bir şekilde teşvik ediciliği önlemek özel alana müdahale değil.

Sigara ve alkol yasağını, özel hayata ya da özgürlüklere müdahale olarak değerlendirenler var. Ne düşünüyorsunuz?

Özgürlüğe müdahale ancak kişiyi takip ederek yasaklanan şeyi yaptığında cezalandırılırsa söz konusu olabilir. Burada önemli olan toplumsal huzuru sağlayacak olan uygulamalardır. Bireysel sınırlama değildir. Saat sınırının yaş sınırının temel nedenleri vardır.